Mingi iki saatlik uykusundan terler içinde uyanmıştı. Her gece aynı rüya. O eli asla tutamıyordu. Uzatıyordu, uzanıyordu, ama elini kavrayamıyordu...Islanan beyaz atletini çıkartıp üstüne bir şeyler geçirdi. Daha ayılamadığı ve rüyanın etkisinden çıkamadığı için yatağının üstüne oturup bekledi. Tek bir noktaya bakıp odaklanmaya çalıştı.
Açtı ama yemek yemek istemiyordu. Dün gece Adonis'in San'la görüştüğünü biliyordu. Ne konuştuklarını merak etmişti. Bu aklını kurcalarken sabaha kadar uyuyamamış daha sonra bayılmıştı.
Biraz toparlandığında koyu yeşil ve koyu kahverenginin tonları olan odasından çıkıp lobiye indi. Seonghwa bu sefer orada değildi. Kahvaltı hazırladığını düşünerek mutfağa doğru ilerledi.
Tahmin ettiği gibi buradaydı ama birisi vardı. Konuşmalarını kapının ardından duyuyordu. Bir süre sonra diğer kişinin Yeosang olduğunu anladı ve içeri girdi.
"Bir sorun mu var?" İçeride ki ikili arkasına dönmüştü. Endişeli gözükmüyorlardı aksine mutlu ve yakınlardı. Mingi ikisine karşı kaşlarını çatmış ve yaklaşmıştı.
İkili ise normalmiş gibi davranıyordu. Birbirlerine kaçamak bakışlar atıyorlardı. "Hiç, kahvaltı yapmak ister misin?" Seonghwa her zamanki neşesiyle sorduğunda Mingi olumsuz cevap verdi.
"Peki ben Adonis'i uyandıracağım" Seonghwa mutfaktan çıktığında Mingi Yeosang'a baktı. "Adonis, dün San'la görüştü. Konuşmaları uzun sürdü" Yeosang oturduğu yerden kalktı "Şaka mı yapıyorsun? Ne demiş? Bir şeyi var mı? San ona güvenmiş mi?" Mingi omuz silkti.
"Onu yakalayamadım. Bayılmışım. Geçti saat" Yeosang göz devirip tekrar yerine oturduğunda içeri Seonghwa girmişti. Arkasında da Adonis.
"Siz başlayın ben San'a yemeğini götüreyim" Seonghwa bir tabak çıkartıp tepsiyi hazırlamaya başlamıştı. Mingi hala tezgaha yaslanmış kolları göğsünde birleşikken Adonis ve Seonghwa'nın bu neşeli haline anlam veremiyordu. Ortada mutlu olunacak bir şey mi vardı amk?
Seonghwa mutfaktan çıkmadan önce Adonis onu durdurmuş tepsiyi almıştı "Ben götürürüm" Yeosang ve Mingi'nin gözleri anında birbirlerini bulduğunda onlar bir şey diyemeden çıkmıştı Adonis mutfaktan.
____________
Tık tık!
Genç Cadı kapıyı tıklattığında içeriden ses gelmemişti. Bir süre bekleyip açtığında San'ın hala yatıyor olduğunu görmüş, tepsiyi masaya bırakıp kapıyı kapatmıştı.
Yatağın kenarına yaklaşıp sırtı dönük gencin yüzüne bakmıştı. O gittikten sonra ağlamaya devam etmiş olmalıydı ki gözleri şiş ve kızarıktı. Saçları terden alnına yapışmıştı. Dizlerini kendine çekmiş, kıvrılmıştı.
Cadı yatağın kıyısına ses yapmadan oturup bir süre bekledi. Uyuyanı izledi. "San" sessizce fısıldayıp elini alnına koymuş saçlarını geri atmıştı. Fakat daha sonra elini çekememiş, gezindirmişti saçlarında.
San mayışarak uyanmıştı. Bir kaç kez gözlerini kırpıştırıp esnemişti. "Günaydın" Cadı yataktan kalktığında San'da doğrulmuştu.
"Yemeğini güzelce ye, daha sonra üstüne bir şey geçir. Alt katta bekliyorum" Tam odadan çıkacakken San'ın sesi onu durdurmuştu. "Senden bir şey isteyebilir miyim?" Adonis kapıyı geri kapatıp gencin yanına yürüdü "Tabii ki, her zaman"
"Onlarla görüşmek istemiyorum. Sadece bir süre. Bunları sindirene kadar. Onları üzmek istemem lütfen bunu onlara söyler misin? Sadece, biraz zaman istiyorum. Lütfen benden çok nefret etmesinler" Wooyoung kafasını salladı.
Sevgisiz büyümüş ve sevgiye muhtaç biri. Şu aldığı ilgiyi kendine hak görmüyor ve diğerlerinin neden bunu yapmış olabileceğini düşünüyor. Bir neden arıyor. Daha önce kimse sevmemiş neden tanımadığı biri sevsin? İstediği tek şey onu San olduğu için sevdiklerine dair bir kanıt. Fakat Yeosang ve Mingi şu an bu kanıtı veremeyecekler. Çünkü San, aldığı bu ilginin kendi kafasından uydurduğu nedeninde oldukça haklı. En azından şimdilik...
Adonis kapıdan çıktığında San ağrıyan kafasını elleri arasına almıştı.
____________
Mutfağa geri döndüğünde herkes ona bakıyordu. "Bir süre sizinle görüşmek istemediğini söyledi. Daha sonra sizinle özel olarak görüşeceğim. Şimdilik, yalnız kalmak istediğini bilmeniz yeterli" Yemeğine başladığında, sempatik ve şefkatli Adonis gitmiş; yerine ketum suratlı bir cadı gelmişti.
"Yani seninle konuşuyor ve güveniyor? Neden bizi istemiyor?" Yeosang sorduğunda Adonis kafasını kaldırmıştı "Bay Kang, sizinle bunu konuşacağımı söyledim. Doğru zaman geldiğinde" yemeğine devam ederken Yeosang endişeli gözlerle Hwa'ya bakıyordu ve sarı saçlı olan ona güven verici bakışlar atıyordu.
Adonis herkesten önce yemeğini bitirdiğinde mutfaktan çıkmadan önce bilgilendirdi "Biz bir süre dışarıda olacağız. İhtiyacım olan şeyler için alışveriş yapacağım" Yeosang kaşlarını çattı "Biz derken?"
"San ve ben. Buradan sıkılmış olabileceğini düşündüm. Hem bana yardım eder" Diğerleri kafa sallamaktan başka bir şey yapamamıştı. "Hwa, sana emanet burası. Çok geçmeden döneriz zaten" Seonghwa onları yolcu etmek için mutfaktan birlikte çıkmışlardı.
_________
Bir süre sonra San'da indiğinde Seonghwa Adonis'e listeyi uzatmıştı. "Haydi çıkalım" Cadı önden ilerlemesi için San'a işaret ettiğinde önüne düşmüştü genç olan.
Uzun zaman oldu değil mi?
Özlemişim 😩
Yeni kitap yayınlayacağım.
Minific
Banginho/minchan olacak
AngstSonra görüşürüüz
Bu arafa tiktok ve ins hesaplarımın adı kullanıcı adımla aynı. Bakmayı unutmayın.Woosan ile kalın...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Woosan/Adonis
FanfictionSokakta uyuşturucu bağımlısı olan Choi San, önemsiz işe yaramaz biri olduğunu düşünüyordu. Ta ki ona her şeyden yakın olan insanı tanıyana kadar. Onun hikayesi, kendi hayatına girmesiyle başlıyordu, ve bunun geri dönüşü yoktu {081021} -Uyuşturucu...