Düzeltmek

118 11 16
                                        

    "Geldiler mi?" Yeosang lobide oturan Mingi'yi görünce sordu

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

    "Geldiler mi?" Yeosang lobide oturan Mingi'yi görünce sordu. Mingi kafasını sallamakla yetinmişti "Neredeler?" Bu sefer omuz silkti uzun olan.

Yeosang, Mingi'nin yanına ilerledi. "Sorun ne Mingi? Neden böylesin?" Kendine bir sandalye çekti ve karşısına oturdu. "San benimle konuşmuyor. Ona hak veriyorum tabii ama... alışmıştım"

"Şöyle düşün, ben ona 13 yıldır aşığım, ama hiç ona yakın olmadım. Tek diyaloğumuz 13 sene önceydi" Ciddi olayı şakaya vurmaya çalışarak güldü ve kendisi ile dalga geçti. İçi yanarken.

Mingi küçük bir tebessüm etti ama hemen soldu yüzü. "Sadece konuşabilsem bir kez" Yeosang arkadaşının elini kavradı "Sadece sinirinin geçmesini bekle. O sana gelecektir" Mingi söylenene kafasını salladı.

_____________

"Kaç damla demiştin?"

"4" San kafasını sallayıp bitkiyi sulayacağı suyun içine serumdan damlattı. Yaklaşık 1 saattir bitkilerle ilgileniyorlardı.

Adonis'in ara verdiği zamanda elindeki bütün bitkiler bitmişti ve şimdi tekrar çalışmaya başlamadan önce herşeyi yenilemeliydi. Bu yüzden sepet sepet bitki toplamış, toplamadıklarına da bakım yapmışlardı. Çok konuşmadan geçen oldukça kaliteli bir zamandı.

"Bunları neden Seonghwa Hyung toplamıyor?" San sonunda işlerini bitirip, topladıklarını hazırlarlarken sordu. "O yapıyor zaten. Ben sadece huzur bulmak için gelirim buraya ama seninle vakit geçirmek istedim" Adonis kendi sepetlerini alıp önden ilerlemeye başladığında San da ardından ilerledi.

__________

"Oh! Merhaba" Yeosang ikili lobiye geldiğinde hızla onların yanına gitti. San her zaman yaptığı gibi Adonis'in arkasına geçerken kapıya bakmaya başladı. Kar yağıyordu, kapı açıktı fakat hiç soğuk değildi.

Adonis'in büyülerinden biri diye düşündü.

"Adonis, biraz konuşabilir miyiz?" Yeosang sorduğunda Adonis kafasını salladı. "Bir saniye" elindekileri lobideki masaya bırakıp San'ı kolundan kenara çekiştirdi.

"San ona şu konuştuğumuz konudan bahsedebilir miyim gerekli olduğunda?" San omuz silkti. Çok umurunda değildi artık. Adonis iki eliyle de San'ı omuzlarından tutup gözlerinin içine baktı ve sıcak bir gülümseme verdi.

San bıkmış, yorgun gözüküyordu ama Adonis'e karşılık gülümsedi.

Cadı çocuğu orada bırakıp Yeosang'a yürüdü. Birlikte kapının önüne çıktılar. Adonis arkasından açık duran kapıyı kapatırken Yeosang durmuş gözlerinin içine bakıyordu.

"Adonis, San hep böyle bize soğuk mu yapacak? Neden böyle yapıyor? Sana bahsetti mi?" Adonis kafasını olumlu salladı.

"San size karşı kırgın hissediyor. Oldukça haklı olduğunu düşünüyorum. Düşünsene Yeosang. Bazı şeyler yaşıyorsun -kolay olmayan- sonra bir gün karşına iki adam çıkıyor ve şimdiye kadar ikisininde seni tanıdığını, seninle ilgilendiğini, belki de bazı şeyleri yaşamana neden olanların o iki kişi olduğunu anlıyorsun. Senin hayatında, senin dışında onlar var. Ona sormadan onun hayatı için kararlar verdin/verdiniz. Bana ne söyledi biliyor musun? Sizin egonuz, kırıklarınız, pişmanlıklarınız için kullanıldığını hissettirdiğinizi. Haklı. Onunla San olduğu için değil, birilerini kurtarmaya ihtiyacınız olduğu için ilgilendiniz" Yeosang'ın dili tutulmuştu. Kalbi öyle kırılmıştı ki ağlayamıyordu bile. Bu korkunç açıklamaların doğru olması en kırıcı olanıydı. Gerçekler yüzüne tokat gibi çarpmıştı.

"Ben... Haklısın. Ben iğrenç bir insanım. Tanrım! Nasıl düzelteceğim. Onu kaybedersem..." Adonis destek olduğunu belli etmek için elini omzuna attı. "İlk başta onu San olduğu için sevmeye başlamalısın ve bunu ona kanıtlamalısın. Sonrasında San'ın geçmişi çok umursayacağını düşünmüyorum" Yeosang akan bir iki gözyaşını silip kafa salladı.

Daha sonra Adonis kapıyı açıp içeri geçti ve Yeosang'ı bekledi ama Yeosang dışarıda kaldı. İçeride lobiden açılan kapıya bakan Mingi'ye seslendi. "Mingi gelir misin?" Adonis içeri geçerken Mingi kapıya ilerledi. Yanından geçerken Cadı'ya bakıp onaylayıcı bir gülümseme almıştı. Karşılık verip devam etti.

Birlikte dışarı çıktıklarında çok uzakta olmayan arabaya ilerlediler.

"Sorun ne?" Yeosang aracı sürerken oldukça üzgün gözüküyordu. İlk başta sormaya cesaret edemese de bir süre sonra konuşmuştu Mingi.

 İlk başta sormaya cesaret edemese de bir süre sonra konuşmuştu Mingi

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

____________

Woosan ile Kalin...

Woosan/AdonisHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin