Astray

83 11 12
                                    



      "Adonis?" San ahizenin karşısından sesini duyduğu anda nefes almayı bırakmış gibiydi. Kal gelmişti resmen. Bunu yapmaması gerektiğini biliyordu.

       Çok acil olmadığı sürece onları aramamalıydı çünkü telefonun sinyalinden San'ın peşinde birisi varsa onu bulabilirdi. Ve Adonis ona oldukça kızabilirdi.

     "Alo?" Cadı ikinci kez konuştuğunda San konuşmak için ağzını açmıştı fakat sesi çıkmamak için yemin etmiş gibiydi. Ne diye yaptığını bilmiyordu, sadece sesini duymak istemişti.

     San artık telefonu kapatması gerektiğini düşündü. Kapattıktan sonra kim olduğunu anlamaması için dua etti. Ve Mingi'yle Yeosang'ı beklemek için salona geçti.

San korkmuştu. Hiçbir şeyden korkmayan San, düşünceleriyle yalnız kalmaktan çok korkmuştu. Öyle çoklardı ki, onların altında ezilmekten korkuyordu. Baş edememekten korkuyordu.

Sadece koltuğa oturdu. Belki de uyumalıyım diye düşündü. Eğer uyursam, düşünmem. Bu şekilde kaçabilirdi işte. Her zaman öyle yapardı. Ya uyuşturucu alırdı, ya uyurdu.

Sakince uzandı koltuğa. Gözleri düşmüş, halsizdi. Uykudan mıydı yoksa düşüncelerinin ağırlığından mı bilmiyordu. Sadece uyumak istedi. Uyuyabileceğini düşündü.

Bir süre işe yaradı, gözlerini kapattığında simsiyahtı etraf. Fakat uzun süreli değil. Düşüncelerinin kendini kapattığı o küçük kutuya sızması saniyeler sürmüştü.

Diğer tarafına döndü San. Düşünceler kutuya dolmaya devam ettikçe kesildi nefesi. Nabzı hızlandı, burnundan aldığı oksijen yetmedi ciğerlerine. Kendini kapattığı kutuya sıkıştırmıştı düşünceleri onu.

Daha fazla dayanamadan açtı gözlerini. Kalbi hala deli gibi atarken, ter içinde kalmıştı. Bir süre sadece gözleri açık tavana baktı. Düşüncelerini uzak tutmak için şekillerine baktı. Fakat orada da kaçamamıştı San.

Tek çare, diye düşündü. Ayağa kalkıp Mingi'nin odasına ilerledi. Karıştırdığını belli etmemek için çekmeceleri yavaşça açtı. Kıyafetlerin tek tek altına baktı.

O sırada aradığı şeyden olsa gerek zorba düşünceleri gitmiş, Adonis ve bu lanet boku bırakması için aylarca uğraşan insanlardan kesitler gelmeye başlamıştı. Bu beyninin ona bir oyunuydu.

Buna oldukça sinirlendi San. Bunu arıyor olmasa, zorba düşünceleri burada olmaya devam edecekti ve şimdi onu buna iten beyni sanki bir bok yokmuş gibi onu vazgeçirmeye çalışıyordu.

En sonunda aradığı şeyi bulduğunda gülümsedi. Poşetin içinde azıcık bir toz kalmıştı. Hemen poşeti açıp küçük parmağını toza batırdı. Parmağı ağzına sokacağı anda eline inen darbe ile poşet yere savrulurken, elini ağzından çekmek zorunda kalmıştı.

Darbenin geldiği yere baktığında karşısında oldukça şaşkın bir o kadar da sinirli Mingi'yi görmüştü. "Ne sikim yapıyorsun sen?"

_________

Daha uzatırdım ama

Bu bölümün böyle olmasını isteidm
Çünkü şu an duygularımı ve yaşadıklarımı daha iyi ifade edemezdim

Yaşadıüım şeyleri ficlerime yazmayı seviyorum çünkü başka bir şekilde kendimi ifade edemiyorum ve canım yanıyor. Yazmak bununla tek başa çıkabilme yöntemim. Evet az çnce San'ın yuksrıda yaşadıüı her şey tam olarak gerçek hayattan esinlenilmiştir.

Neyse

Kendinize iyi bakın

San ile kalın...
Ya da
Benimle kalın...

Woosan/AdonisHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin