Yardım

137 14 8
                                    

       "Yeosang! Yeosang! Buradayım" Mingi oldukça uzun boyuna rağmen sarı saçlının onu görebilmesi için elini sallıyordu herkesin içinde

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


       "Yeosang! Yeosang! Buradayım" Mingi oldukça uzun boyuna rağmen sarı saçlının onu görebilmesi için elini sallıyordu herkesin içinde. Bağırması da cabası.

      Yeosang elindeki valizle sonunda Mingi'nin yanına geldiğinde soluklanmıştı. Yorucu bir yolculuk olmuştu. "Nasılsın bakalım Mingi? İyi bir cevap versen iyi olur çünkü buradan çıktığımızdan itibaren herşey şu an olduğunun 5 katı kötüleşecek biliyorsun değil mi?" Yüzünde -hayatımı siktiniz- gülüşü ile valizleri uzun olana veriyordu.

     "Merak etme şu an için herşey son zamanlarda olan en durgun halinde. Kimseden çıt çıkmıyor" Birlikte arabaya binmişlerdi. "Adonis'in yanına mı gidiyoruz?" Mingi kafasını salladı "Orada kalıyoruz zaten. Adonis bunun daha iyi olacağını söyledi"  Yeosang kafasını sallayıp önüne dönmüştü 

________

     Yolculuk boyunca tek kelime bile etmemişlerdi. Klübeye geldiklerinde Seonghwa onları karşılamıştı. "Hoşgeldiniz" üçü valizleri içeri taşımak için sırtlanmıştı.

   "Mingi bahsetmiştir ama bir süre burada kalıyorlar. Mingi seninde onların yanında kalmak isteyeceğini söylediği için Adonis Mingi'nin odasının yanımda bir odayı senin için hazırladı. Oh işte burası" birlikte üst katta koridorun ortasında bir odaya girmişlerdi. Buz gibi gözüken ama sıcak olan karanlık bir odaydı.

     "Teşekkürler Seonghwa. Umm, Adonis'i görebilir miyim?" Mingi girişte, Hwa camın kenarında, Yeosang ise ikisinin ortasında duruyordu. Hwa elinde tuttuğu valizleri bıraktığında sessiz bir şekilde onayladı.

     Ortam hala olaydan sonra gergindi. Bu enerjisel bir şekilde açıktı. Hwa hızla önden yürürken diğer ikisi de onu takip ediyordu. Wooyoung'un her zamanki odasından farklı bir odaya girmişlerdi. 

     Genç Cadı camın önünde oturmuş dışarıyı izliyordu. Kapının açıldığını duyunca kapıya dönmüştü. Seonghwa Yeosang'ın Adonis'le görüşebilmesi için kenara çekildi.

      Yeosang, Genç Büyücü'nün boynunun halini gördüğünde dehşete düşmüştü. Boğazında, soluk borusunun olduğu yerler simsiyahtı, kenarları ise morarmıştı.

     Adonis, Yeosang'ı görünce gülümseyip onlara ilerledi. Yeosang endişeli gözlerle bakıyordu. "Aman tanrım, çok... üzgünüm. Çok acıyor mu?" Wooyoung kafasını iki yana sallamıştı.

     "Önemi yok. Bu öfkeyle karşılaşacağımı biliyordum" sesi çatallı ve kısık geliyordu. Bu Yeosang'ı korkutmuştu. San bunu nasıl yapabilmişti?

     "San'ı görmek istiyorum" Yeosang hışımla odadan ayrılacakken Adonis ona yetişip kolunu tutmuştu. "Bu iyi bir fikir değil Yeosang. Uyuşturucu almadığı için duygularını kontrol edemiyor. Onun için yeni bir şey. Bana, sana ve hayata olan öfkesi son raddede. Bir süre onu yalnız bırakmak en iyisi. Daha sonra ilk göreceği kişi sen olacaksın. Korkma" Yeosang bu konuşmadan sonra vazgeçmişti.

Woosan/AdonisHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin