Sokakta uyuşturucu bağımlısı olan Choi San, önemsiz işe yaramaz biri olduğunu düşünüyordu. Ta ki ona her şeyden yakın olan insanı tanıyana kadar. Onun hikayesi, kendi hayatına girmesiyle başlıyordu, ve bunun geri dönüşü yoktu
{081021}
-Uyuşturucu...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Yeosang San'ın hemen dışarı çıkarttığında ikisi de sudan çıkmış balık gibi nefes nefeseydiler. "San iyi misin?"
San kafasını sallamıştı. "Bırak beni. Neler olup bittiğini biliyorum. Adonis kurtardı hayatımı. İkinci kez. Ona teşekkür etmeliyim" Yeosang'ın elini ittirip kaçmıştı.
Odaya geri gittiğinde Seonghwa'yı yerde Adonis'in bedenine sarılırken görünce kal gelmişti. Aklına dolan şeyle kafasını iki yana salladı. "Hayır. Yo-yok öyle bir şey"
Seonghwa yaşlı gözlerle diğerine bakmıştı. San gözünden düşen yaşlarla beraber yere düşmüştü. "Beni kurtarırken-"
Adonis'in bedenine ilerledi zar zor. Seonghwa ise geri çekilmişti. Yanında durdu San. Yüzüne baktı.
Elini ensesine götürdü ve yana düşmüş başını çevirdi kendisine doğru. "Ben bunu kaldıramam" ensesindeki eli yanağına kaydı. Yüzleri oldukça yakındı. Uyanması için hafifçe sarstı onu, ama nafile. Gitmişti işte.
San daha da fazla ağlamaya başlarken kafasını göğsüne gömdü. Ağlarken gözlerini sımsıkı yumdu. Gözyaşları Wooyoung'un göğsünü ıslatıyordu. "Yalvarırım uyan Wooyoung"
Mingi buna daha fazla dayanamazdı. Odadan koşar adımlarla çıkmıştı. Hepsi perişan olmuştu.
San, Seonghwa'nın bütün çekişlerine ve çağırılarına rağmen ayrılmıyordu. "Wooyoung sana söylemeliydim. Sana söylemeliydim ama korktum. Bunun olacağını bilmiyordum. Ben, ben..." Duyduğu sesle gözlerini açtı ve kaşlarını çattı. Kafasını yavaşça kaldırdı.
Yanlış duyup duymadığına emin olmak için tekrar kulaklarını göğsüne koydu. İşte... atıyordu kalbi.
Yüzündeki bütün hüzün gitmiş yerini sevinç almıştı San'ın kalbi ağzında atıyordu. "WOOYOUNG!" Kendine engel olamayıp çığlık attığında cadının gözleri yavaşça aralanmıştı. Gözleri yaşlı adamlara baktı Adonis.
"Sizde hemen koyverdiniz kendinizi. Hadi San'ı anladım da Seonghwa sen nasıl unuttum son aşamayı" Seonghwa şaşkın gözlerle yerde yatan cadıya bakıyordu.
Doğru ya, büyüde dediği gibi, kendi ruhumla savaşmaktır yeminim, bunu her kim okursa birisini düş lanetinden kurtarmak için cidden savaşmalıydı. Bu da az önce yaşadıkları şeye neden oluyordu.
Seonghwa büyük bir sevinçle gülümserken San bu sefer mutluluktan ağlıyordu. "Üzerimden kalkacak mısın?" Adonis elini koyduğu San'ın belini dürtmüştü.
San kafasını sallayıp kalktığında Adonis'te kalkmıştı. "Bitti San. Hepimiz buradayız. Başardık. Bir daha bunu yaşamamanı sağlayacağım" Adonis San'ın gözlerinin içine bakıyordu. Eli hala San'ın belini kavramıştı. İkisinin de gözleri parlıyordu.
"Sen olmasan Wooyoung" San tekrar sıkıca sarılmıştı cadıya. "Bir süre uyuyabileceğimi sanmıyorum" Adonis gülmüştü "Ben buradayken kimse sana zarar veremez" San kalbini ilk defa bu kadar hızlı atarken hissediyordu.
İkili ayrıldığında Adonis Seonghwa ile de sarılmıştı "Yine başardın dostum"
"Şimdi oturup her şeyi konuşmamız gerek. Cidden iyi şeyler olmadı" hepsi dediğine kafa sallamıştı. Birlikte odadan çıkmışlardı.
"Seonghwa ilk seninle konuşsak. İkimiz" Hep birlikte lobiye ilerlerken Adonis Seonghwa'yı durdurmuştu. "Tabii" diğerleri geçip giderken ikili oldukları yerde durmuştu.
"Son şeyin normal olmadığını biliyorsun" Seonghwa kafasını salladı "Acelin'i gördüm. Büyüyü yapan oydu. Benimle konuştu" Seonghwa korktukları şeyin başlarına gelmesiyle derin bir nefes verdi.
"Ne dedi?" Adonis kapıya baktı bir iki saniyeliğine "Onu özleyip özlemediğimi sordu. Saçmaladı işte. İkimizin arasındaki şeylerden bahsetti, kendisinin kazandığından falan"
"San'dan ne istiyormuş?" Adonis omuz silkti "Bir şey söylemedi" Seonghwa'nın kaşları çatılmıştı, dudağını yiyordu her zamanki gibi "Halledeceğiz"
Diğerlerinin yanına ilerlediler. Hepsi masada oturmuş bekliyordu. "San, az önce yapılan büyü oldukça güçlü bir büyüydü. Bununla ilgili konuşulacak çok fazla şey var. Fakat bununla vakit kaybetmek istemiyorum, sadece buradan bir an önce çıkmak zorundasın. Burası tamamiyle arındırılana kadar Mingi'nin evinde kalmalısın. Seni oraya götürmek çok zor olacak"
San'ın sinirleri fazlasıyla bozulmuştu. "Neden? Kim neden yapıyor bunu? Benden ne istiyorlar? Benim kendimden haberim yokken böyle bir şeyin içine nasıl düştüm?" Yeosang yanında oturan çocuğa sarıldı "geçecek"
San'da sıkıca sarılmıştı. "Bilmiyorum San"
"Tamam nasıl yapacaksak yapalım" Adonis kafasını salladı. Seonghwa ile ikisi hızla kalkıp bir şeyler yaparken San hala içeceğinden içiyordu. Beyni çalışmayı reddetiyordu. Eğer bütün bu yaşadıklarını düşünseydi yaşacağı psikolojik sarsıntıyı aklı almıyordu.
Sadece içtiği çayla ve sarılı olduğu battaniye ile şu an olduğu gibi Yeosang'ın kolları arasında kalmak istiyordu. Mingi'de San'a endişeli olsa bile yatıştırıcı ve güven verici bakışlar atıyordu.
"Ne kadar süre kalacağım evde? Sen gelecek misin?" Adonis bir şeyler hazırlarken kafasını salladı. "1 ay en az. Ben olmayacağım. Mingi seninle ilgilenecek"
" Neden? Seni görmek istiyorum" Adonis yüzünü büzdü "Ben de seni San fakat ben artık senin için güvenli değilim. Benim yüzümden sana bir şey olursa..." San, Yeosang'ın kollarından kurtulup başını eğen adamın yanına ilerledi.
Elini çenesine koyup Adonis'in gözlerine bakmasını sağladı "Senin yüzünden olduğunu nereden çıkarttın?" Adonis çenesindeki eli çekip Seonghwa'nın yanına yürüdü "Bilmediğin şeyler var. Fakat sana emin olmadan söyleyemem. Üzgünüm" San üzülmüştü falat uzatmak istemedi ve Yeosang'ın yanına ilerledi.
Mingi üzgün olanın elini tuttu ve gülümsedi "Ben de evde geçirdiğimiz zamanları özlüyordum tam. Baş başa zaman geçiririz Sanie fena mı?" San yamuk bir şekilde gülümsemişti "Bensiz mi?" Yeosang sorduğunda diğer ikisi güldü.
_________
Bir önceki bölümü okuduğunuzdan emin olun bebişlerim
Bir sonraki bölüm için heyecanlıyım ben asıl Has woosan momentlara geçiyorum "Yalnız olmuş 27. Bölüm mü ne, hala bir kez öpüşmediler" diyenler için geliyor bir sonraki bölüm
Ama bir iey merak ediyorum benim bir bebeğim vardı. Böyle has okuyucusu onu son zamanlarda göremiyorum Özlettin kendini askim