Hissizlik

122 10 40
                                    

         Adonis geri çekilip biten saça baktı

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

         Adonis geri çekilip biten saça baktı. Yeosang gülümsüyordu. "Çok güzel oldu" Yeosang Cadı'nın yorumuna kafa salladı.

      "Artık bakabilir miyim?" Adonis arkasına geçip aynayı öne tuttu. San beyaza yakın, blonde saçlarını görünce şaşırıp kalmıştı. Oldukça yakışmıştı. Güzel gözüküyordu.

     San omzunun kenarından tepkisini izleyen Adonis'e döndürdüğünde kafasını ikili çok yakındı. San istemeden de olsa karşısındakinin dudaklarına bakmıştı. Yutkunmuş, ama kafasını çekmemişti.

      Çing!

      Sessizliğin ardından kapı zili ile birbirlerine bakmayı kesmişlerdi. Yeosang bu olanlardan sonra dudağını ısırdığını fark etmişti.

      "Merhaba" Mingi sırılsıklam kıyafetlerle içeri girdiğinde Adonis ve San hemen yanına koşturmuşlardı. "Ne oldu?"

      "Sağanak" Mingi üzerine atılan havluyu sıkıca tuttuğunda gülümsemişti Adonis'e doğru suçlu bir çocuk gibi.

      Mingi ani ilgiden hoşlanmamıştı. Diğer yanında duran San'a bakmış kaşlarını çatmış kafasını bir iki kez sallamıştı "Yakışmış"

       "Sağol" ikisi Mingi'yi odasına götürürken Yeosang sadece o anı düşünüyordu. İkisinin son zamanlardaki yakınlaşmalarını fark etmemiş değildi.

_____________

         Mingi temizlenip kurumuş ve birlikte akşam yemeklerini yemişlerdi daha sonra. Herkes uyumak için odalarına çekildiğinde Yeosang Mingi'nin odasına ilerlemişti.

      Tık tık!

       "Uyudun mu?" Mingi kapının açılmasıyla gelen kişiye baktı "Yeosang? Uyuyamadın mı?" Sarışın içeri girerken kafasını iki yana sallamıştı.

Mingi yatağa otururken Yeosang'ı çağırdı "Gelsene" birlikte yatağa oturmuşlardı. "Sorun ne?"

"San ile daha yakınız, ve bu şimdiye kadar bana verilebilecek en büyük şeylerden birisi" Mingi kaşını kaldırdı "Ama"

"Ama böyle hayal etmemiştim. Bilmiyorum. Adonis ile... çok yakınlar. Aralarında arkadaşlıktan farklı bir şeyler var" Mingi kafasını anladığı anlamında salladı, yüzünde tek bir mimik yoktu. Dümdüzdü.

Belki de Yeosang'ın bu halini sinir bozucu bulmuştu. San yanı başında, onunla konuşuyor, onunla ilgileniyor, ona onu sevdiğini söylüyor. Bu bir insanın şükretmesi için gereken her şeydi.

Şimdi, diye düşündü Mingi, yanımda olsa Yunho, isterse düşmanıma aşık olsun, onun gülümsediğini, iyi olduğunu görsem. Yeterdi. Konuşmamıza bile gerek yoktu.

"Yeosang, bence sen San'a aşık değilsin. Basit bir takıntı" Yeosang kendine söylenenlere karşı kaşlarını çattı "Efendim?"

"Bir düşünsene Yeosang. San yanında, onunla konuşuyorsun, onu görüyorsun, dokunabiliyorsun, artık gizlenmek zorunda da değilsin, iyileşti, mutlu, gülümsüyor, ama sen hala memnun değilsin. Biraz bencil davranmıyor musun?" Yeosang kendini bir savunmaya ve kavgaya hazırlamıştı fakat açıklamasını duyduğunda Mingi'nin haklı olduğunu görmüştü.

"Onlara karışma; eğer San mutluysa, eğer Adonis onu mutlu ediyorsa, ve ikili de birbirini seviyorsa, burada mutsuz olmanı gerektirecek bir şey olmamalı. Yanılıyor muyum?" Yeosang kafasını iki yana salladı, yüzünde yanlış düşüncelerin verdiği pişmanlık vardı.

Mingi gülümsedi, Yeosang'ı güzelce sarmaladı kolları. "Geçecek"

"Sadece sanki San'a karşı eskisi kadar bir şey hissetmiyorum ve bu çok üzücü. Neden böyle hissettiğimi bilmiyorum. Ya onu artık sevmezsem?"

"Korkuyorsun Yeosang. Ve bu oldukça doğal bir duygu. Kaç senedir onunla yatıp onunla kalkıyorsun. Ona alıştın ve şimdi artık ona 'aşık' olmamak seni korkutuyor. Güvenilir alanından çıkmak gibi düşün. Buna neden olan bir şey düşünmeye çalış. Bunca zaman sonra neden San'a böyle hislerin azaldı? Bunu bulmaya çalış" Yeosang kafasını salladı.

"Teşekkürler Mangi" Mingi gülümseyerek saçlarını karıştırdı Yeosang'ın. İkili birbirlerine iyi geceler diledi, hemen odadan ayrılmadan önce.

___________

"Beceriksiz" her zamanki gibi dudağının kenarı yukarı kıvrıldı tiksinti ile. Yüzünde başka hiçbir mimik ya da duygu yoktu.

Yanında titreyen adamına uzattı elini. Adam kenarda duran zarif, özel işlemeli penselerden birini koydu eline.

"Sana. Bir görev verdim... öyle değil mi?" Sinirle tıslarken sandalyeye bağlı adamın elini kavradı. Gülümseyen ve tatmin olmayı düşleyen yüz ifadesi ile bakıyordu adamın korkmuş gözlerine.

Gözlerini ayırmadan adamın tırnaklarını çekmeye başladı. Depo çığlıklarla dolarken, o bununla oldukça eğleniyordu.

___________Bu bölümü görmenizi istedim artık Çünkü şu andan itibaren ficin ikinci bölümüne geçmiş bulunmaktayız🥳🥳🥳Bundan sonra gelecek her bölümde mental sağlığınız için özür dilemek istiyorum Teşekkürler

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

___________
Bu bölümü görmenizi istedim artık
Çünkü şu andan itibaren
ficin ikinci bölümüne geçmiş bulunmaktayız
🥳🥳🥳
Bundan sonra gelecek her bölümde mental sağlığınız için özür dilemek istiyorum
Teşekkürler

Sizi hala seviyorum

Woosan ile kalın...

Woosan/AdonisHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin