Stray Kids Çevirileri 3 √

Jisung

[16:04]

"Bebeğim, bu konuda ne hissettiğimi biliyorsun..." diye uyardı Jisung, gözleri boynuna -ya da daha doğrusu- onu süsleyen gerdanlığa yapıştırılmış.

Neyle oynadığını biliyordu, dikkatini boynuna yöneltmeye çalışıyordu. Ondan birkaç kez seni ısırmasını istemiştin - beslenmenin kolay yolunu seçti. İlk başta sadece yoğun anlarda beslendiğini açıklamıştı, ancak daha sonra size zarar vermekten korktuğunu itiraf etti. İstediğinden değildi ama konu size geldiğinde birden, kendini kontrol etmesi onun için zordu.

İşte buradasınız, kadranlı gözbebekleri boynunuzda akan damarlara bakarken kucağında oturuyorsunuz. Hızla öne doğru eğiliyor, boynunuzdaki bir şeridi yalıyor ve kalçalarınız onunkilere değdiğinde mırıldanıyor.

"Seni kullanmamı istiyorsun, değil mi? Benim küçük kan sürtüğüm mü olmak istiyorsun? Tanrım, sen tam bir fitilsin değil mi bebeğim?" Boynunuzun hassas etine karşı mırıldanır, keskin dişlerini nazikçe sıyırır.

Başını sallayarak, "Lütfen. Tanrım, lütfen. Sana ihtiyacım var. Beni kullanmana ihtiyacım var."

Sadece birkaç dakika içinde ikinizin de kıyafetlerini yere atıyor, sırıtarak üzerinizde sürünürken ikiniz de parçalanmış kumaşı gerçekten umursamıyorsunuz. Kendini tutuyor, boyunun ucuyla şişmiş tomurcuğuna dokunuyor.

"Çok ıslanmışsın bebeğim. Sana sert davranmamdan hoşlanıyor musun?" Jisung homurdanıyor, gözleri seninkilere bakıyor.

Başını salladığında sert bir şekilde sana doğru ilerliyor ve seni onun altında çaresizce uzanmaya terk ediyor, tırnaklarını yakalayabileceğin herhangi bir parçayı tırmalıyor. Boynunuza doğru hareket ettiğini pek fark etmezsiniz, ancak onun yumuşak bir şekilde fısıldadığını duyduğunuzda farkına varırsınız.

"Çok acıyorsa durmamı söyle."

Bununla birlikte, vücudunuzda ateşli bir acı fışkırır, sadece başınızın döndüğünü hissettiğinizde yerini bembeyaz bir zevk alır. Ayrılır, yalayarak temizlerken kana bulanmış dudaklarının muhteşem görüntüsünü size göstermek için kendini yukarı çeker.

"L-lütfen, tekrar" Diye dişlerinin sana verdiği uyuşturucu gibi yüksekliği yeniden kazanmak isteyerek nefesin kesildi.

Tereddüt etmeden boynunuzun diğer tarafına eğiliyor ve esnek deriyi emmeden önce hızla deliyor. Tüm bu süre boyunca, acımasız hamleleri asla durmuyor ve sizi beklediğinizden daha hızlı bir şekilde uçurumun kenarına doğru sürüklüyor.

"Ben boşalacağım," diye mırıldanıyorsun, vücudunun gitgide daha az ağır hissetmeye başlamasıyla kelimeleri zar zor buluyorsun.

İşte o zaman, cildinize önceki zamanlardan daha sert bir şekilde nüfuz eder ve onun horozunun etrafında boşalıp bolca titrerken adını haykırmanıza izin verir. Kısa bir süre sonra, ikiniz de bulut 9'larınızdan inerken tohumunu uyluklarınıza vurarak takip eder.

"Çok uykum var," diye bağırmayı başarırsın, onun hemen panikle ayağa kalkmasına neden olursun.

"Çok mu fazlaydı? İyi misin? Hastaneye gitmen gerekiyor mu?" Aceleyle soruyor, yüzünde endişe var.

Yatağın yan tarafını okşayarak başını sallarsın, "Eğer bu kadar iyi sikilmek için bir tedavileri yoksa, hayır. Şimdi sarıl bana."

Jisung kıkırdar, seni kollarına almadan önce hızla yanına yatağa girer.

Sen onundun, ne olursa olsun.