~5~

345 13 0
                                    

~Ertesi Gün~ •9.00•

Pamir Güray'dan: Sabahın köründe şirkette olmam yetmezmiş gibi Giray abim dün gece içki içmeme izin vermemişti. Abimin odasında sürterken bir yandanda yalvarıp kendimi acındırıyordum.

"Abi, şirkete gel çalış dedin sabahın köründe şirkete geldim. Dizinin dibinde uslu uslu oturuyorum, ne var yanii dolabında ki viskilerden bir kadeh içsem?"

Abim bakışlarını laptobun ekranından kaldırıp bana sert bir bakış attı.

"Çalışırken içemezsin Pamir."
"Bir yudum ne olur,kendime geleyim diye."
"Olmaz."
"O zaman sizin odalarınızda neden, mini dolap ve içinde içkiler var. İçmeyecekseniz, içirmeyecekseniz onlar neden ordalar?"

Abim hiç istifini bozmadan donuk sesiyle cevap verdi.

"Toplantılarda, ortaklarımıza ikram etmek için o dolaptalar."
"Vayy anasını, adamları çakırkeyf yapıp anlaşmamı imzalatıyorsunuz. Tamda Aksoylar'dan beklenen hareket, şirkette çok daha eğlenceli entrikalar varmış keşke daha önce şirkette takılmaya başlasaydım."
"Şirkette takılmıyorsun Pamir, çalışıyorsun!"
"Tamam işte, ha çalışmak ha takılmak ikisi aynı şey."
Benim ukala cevabımla abim gülümsedi, ben bu gülüşü tanıyorum. Bu gülümsemenin ardından korkutucu bir şey gelecek.

"Çalışma ile takılmanın aynı şey olduğunu düşünüyorsan, Poyraz abim ile takılmaya ne dersin Pamir Güray?"

Abimin sorusuyla sahte bir kahkaha attıktan sonra konuşmaya başladım.

"Hayır."
"Bende öyle düşünmüştüm."

Abim işine geri döndüğü esnada tekrar konuşmaya başladım.

"Abi..."
"Siktir git Pamir, çalışıyorum senin boş beleş goygoyunu çekemem yürü git odana!"

Abimin bağırması ile oturduğum koltuktan kalktım.

"Poyraz abim ile takıla takıla sende sinirli bir tip oldun, oysa ki sen benim en minnoş abimdin."
"Pamir!"

Abimin bağırmasıyla odadan çıkıp sertçe kapıyı kapattım. Benim sertçe kapıyı kapatmam ile abim içerde elimin ayarı ile ilgili fanteziler sıralarken. Kapıda ki sekretere göz kırptıktan sonra odamın yolunu tuttum.

~•~

•12.00•

Polen'den:Kızlar ile birlikte öğle molasında okulun etrafında ki kafelerden birinde öğle yemeğini yerken, konu yine döndü dolaştı sevgiliye geldi. Herkes sevgilisi ile arasında ki problemi anlatırken, benim sevgilim olmadığı için ben sessiz kalmak zorunda kalmıştım. Benim sessizliğim Sıla'nın dikkatini çekmiş olacak ki konuşmaya başladı.

"Ne olacak senin şu yalnız hallerin, Polen?"

Takma bir tebessüm ile Sıla'ya gülümsedikten sonra konuşmaya başladım.

"Ben hâlimden memnunum, Sıla."

Değilim. Bende birinin beni sevmesini, bir ilişkim olmasını istiyorum fakat şuana kadar abilerimin karşısında dimdik duracak, aşkına ve bana sahip çıkacak biri çıkmadı ki karşıma.

"Hiçte değilsin. Herkes ister bir lise aşkının olmasını."
"Lise aşkı mı? Ailemi tanımıyormuş gibi konuşma Sıla."
"Sizin ailede... Ne yapacaksın kızım,abilerinin kabul etmesi için mafya liderine mi aşık olacaksın?"

İşaret parmağımı dudağımın üzerine koydum.

"Şiit, sessiz olsana."
"Okulda soyadını bilmeyen mi var Polen? Beni susutursan kaç yazar."
"Haklısın, zaten soyadımı bildiği için herkes benden uzak duruyor ya."
"Bir de iyi yanından bak kızım, durduğun yerde dosta güven düşmana korku salıyorsun."

Kanunsuzların ŞehriHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin