•Ertesi Gün•
Polen'den:Elimde ki çatal ile önümde ki, zeytin ile oynadığım sırada Giray ve Pamir abimin gözleri üzerimde idi. Aşık olduğum adam;Ediz Gizger, Poyraz abimin ezeli düşmanlarından Mithat Gizger'in oğluymuş. Mithat Gizger, bir ay önce Poyraz abimin, nakliyesini yaptığı işin gemisine bomba yerleştirip gemiyi havaya uçurmuş. Ve süpriz, ezeli düşmanlık! Tüm bunlar yetmezmiş gibi,
abimin Bulgaristan'da girdiği dövüşü de Mithat Gizger düzenlemiş ve abimi öldürmek istediği için abimin iki katı birini karşısına çıkarmış.Kitap ve filmlere konu olabilecek bir hayatım var, fakat izlerken keyif duyduğum filmleri yaşamak pek keyifli değil. Dünden sonra, kahvaltı masamız hiç olmadığı kadar sessiz ve gergin idi."Tabağındakiler, ile oynadığına göre doydun sanırım."
Giray abimin, iğneleyici tonda konuşması ile başımı önümde ki tabaktan kaldırıp abime baktım. Bir günde, abim gitmiş onun yerine tanımadığım, aksi, huysuz ve kötü adam gelmişti. Elimde ki çatalı hayli sesli bir şekilde tabağımın kenarına koyduğumda, abim kaşlarını çattı.
"Doydum!"
"Tonlamana dikkat et!"Abime cevap vermek için dudaklarımı araladığım sırada, annem çay bardağını hayli sesli şekilde altlığına yerleştirdiğinde, hepimizin bakışları anneme yöneldi.
"Aranızda, ne yaşandı bilmiyorum sizde inatla ne olduğunu anlatmıyorsunuz. Ama, evde yarattığınız gerginlik hiç hoşuma gitmiyor. Sorununuz her neyse, bir an önce kendi aranızda halledin. Konuya ben dahil olursam, canınızı sıkarım!"
Annemin, tehdidi ile abim son kez bana kötü kötü bakıp masadan kalktı.
"Hadi, Pamir."
Pamir abim,elinde ki lokmayı acele ile ağzına atıp masadan kalktı. Abilerim, şirkete gitmek için evden çıktıklarında annemin, sorgulayıcı bakışları beni buldu.
"Giray ile neden kavga ettiniz, Polen?"
"Önemli bir şey değil, anne."
"Önemli bir şey mi diye sormadım Polen, kavga mı ettiniz diye sordum."
"Evet, kavga ettik anne. Ama nedenini ben değil, abim sana anlatsın ben okula geç kalıyorum."Kahvaltı masasından, kalkıp fortmantonun üzerinde ki çantamı omzuma attım.
"Polen, lafımı bitirmedim!"
"Abim, gelince ikimizi birlikte azarlarsın anne."Evden çıktığımda, annemin sinirden küplere bindiğine emindim. Şoför okulun yolunu tutarken, aklım hâlâ Ediz'de idi. Tüm gece uyumamam yetmezmiş gibi, Ediz'in durumundan beni haberdar edecek biri de yok, çevremde. Sinirimden, ağlamak istiyorum!
~•~
•8:00•Okula,vardığımda herkesin bakışları üzerimde idi. Ediz'i hastaneye götürmem, duyulmuş olmalı. Kaşlarımı çattım, olay yaşandığında okul boştu benim Ediz'i hastaneye götürdüğümü nasıl öğrendiler? Meraklı, bakışlar üzerimdeyken seri adımlarla kalabalıktan uzaklaşıp, binaya girdim. Sınıfıma girene kadar, yine meraklı bakışların esiri oldum. Normalde de -her ne kadar istemesemde- soyadımdan dolayı ilgi çekiyordum. Fakat dün ki olay ile, bana gösterilen ilgi iki katına çıkmıştı. Ve bu çok rahatsız ediciydi. Sınıfıma girdiğimde, Asel, Çiğdem ve Buğlem koşarak yanıma geldiler. Asel sağ, Çiğdem sol kolumdan tuttup beni sırama sürüklerken, Çiğdem konuşmaya başladı.
"Dün, okula gelmedim yaşanmadık bomba olay kalmamış."
"Biz okuldaydıkta ne oldu, yine kaçırdık."
"Neler, oldu tüm detayları istiyorum?."Buğlem, Çiğdem ve Asel heyecanla konuşurken ben tüm sakinliğimle onları dinliyordum.
"Hadi, Polen anlatsana çatlatma insanı."
"Tüm okul, 'Polen Aksoy, Ediz Gizger'in hayatını kurtarmış' diye çalkalanıyor. Ne oldu, nasıl oldu tüm detayları istiyorum."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kanunsuzların Şehri
RomanceHayatın savaşçı olmaya zorladığı iki insan, hayat ile girdikleri savaşta biri adaleti, diğeri de adaletsizliği kendine ilke edinmişti. Kurtuluş yolunu arayan tehlikeli bir adam ve yeni mezun bir avukat. Acemi avukat, bürosunu şeytanın hükmünde olan...