•Bir Hafta Sonra• 10.00
Hazan Gece'den:Başımı, kaldırdığımda acı ile inledim. Yine ofiste sabahlamıştım. Boynum ve belim tutulmuştu. Oturduğum, sandalyeden kalkmam ile belimden gelen çıtırtı acı ile inlememe sebep oldu. Beş gündür,doğru düzgün yemek yemiyor, uyumuyordum. Bir hafta önce, Poyraz beni evime bıraktıktan sonra ortalıkta hiç görünmemişti. O gün ki sözleri üç gün boyunca uykularımı kaçırmış yemeklerimi zehir etmişti. Bir aydır tanıdığım adamın bana bu kadar zarar vermesini kaldıramıyordum! Yüzümü yıkamak için lavaboya girdiğim sırada, telefonum çaldı. Özensiz şekilde yüzümü yıkayıp, koşarak masanın üzerinde duran cep telefonumu açtım.
"Efendim?"
"Nerdesin?"
"Ofiste.""Uzun süre ofiste kalıp, sefil bir hayat yaşama grevimi yapıyorsun Gece?"
"Bana kıyafet getirir misin, ofiste hiç temiz kıyafetim kalmamış."
"Evine gitmeye ne dersin, Gece? Adamı reddeden sen, acıdan nevri dönen yine sen bu ne perhiz bu ne lahana turşusu?"
"Sanem, çok kötüyüm gerçekten seninle uğraşamayacağım. Bana kıyafet getir lütfen, bugün adliyeye gideceğim bu hâlde insan içine çıkamam."
"Tamam, on beş dakikaya yanındayım."
"Bitanesin."Telefonu, kapattıktan sonra içeriyi havalandırmak için pencere doğru yöneldim.
~•~
Poyraz Gediz'den:Önümde ki dosyaları incelediğim sırada fark ettiğim hesap hatası ile kan beynime sıçradı. Elimin tersi ile dosyayı ittikten sonra bağırarak konuşmaya başladım.
"Siz böyle mi hesap yapıyorsunuz, burada ki açık miktarını hiçbiriniz mi fark etmedi? Giray, böyle mi yönetiyorsun şirketi?!"
Giray'a bağırdığımda odada ki herkes şaşkınlık ile bir bana bir Giray'a baktı. Ben, kardeşlerimi kimsenin yanında küçük düşürmezdim ta ki bugüne kadar. Giray yanıma gelirken, Pamir odada ki insanları dışarı çıkardı. Pamir kapıyı sesli bir şekilde kapatınca öfkeli bakışlarım Pamir'i buldu.
"Bana da mı bağıracaksın? Bağır, çocuk gibi azarlayacak mısın azarla! Bir haftadır, çevrende ki herkesi dağıtıp paramparça ettin ben, abim, Polen ya Polen göz bebeğin o senin sen iki gün önce kız kardeşine bağırdın. Dört gün, önce annem ile kavga ettin. Şirkette ki insanlara ettiğin eziyeti saymıyorum bile, neden abi neden?!"
Pamir'in karşısına dikildiğimde burnumdan soluyordum, fakat Pamir sinirimden etkilenmemişçesine karşımda başını dimdik tutuyordu.
"Sen, bana hesap mı soruyorsun?"
"Soruyorum, çünkü birinin artık sana hesap sorması gerekiyor, birinin seni silkelemesi seni kendine getirmesi gerekiyor!"
"Hangi cürretle?!"
"Ben, senin kardeşinim nasıl senin benim üzerimde yetki ve sorumlulukların varsa benimde senin üzerinde aynı yetki ve sorumluklarım var. Ben, senin insanlıktan çıkmış hâlini beğenmiyorum."
"Sen..."
"Sadece, bende değil çevrende ki herkes beğenmiyor. Etrafına ateş saçan bir ejderha gibi gezdiğin için kimse konuşmaya cesaret edemiyor ama ben korkmuyorum!"Alayla güldüm.
"Bak sen ufaklığa, yürek mi yedin sen?"
"Senden daha yürekli olduğuma eminim abi, en azından ben reddedildiğimde etrafımda ki insanların kalbini kırmıyorum sessizce köşeme geçiyorum."Pamir'e tokat atmak için öfke ile elimi kaldırdığımda, Giray sertçe elimi tuttup Pamir'e vurmama engel oldu. Pamir'in kaşları havalanırken, alt dudağı kıvrılmıştı.
"Tokat ha? Bana gerçekten tokat mı atacaktın abi? Acı seni insanlıktan çıkardı, günden güne bir canavara dönüşüyorsun. Hazan seni, elinde ki kandan dolayı reddetmedi o senin içinde ki canavarı gördüğü için seni reddetti. Çünkü, insanın elinde ki kan temizlenir fakat ruhunda ki canavar ölmez. Sen bu süre zarfında, içinde ki canavarı öldürmeyi denemek yerine, onu besleyip büyüttün. Çok yazık, böyle bir adam olduğun için sana, hayatına dahil olduğun için Hazan'a üzülüyorum."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kanunsuzların Şehri
Roman d'amourHayatın savaşçı olmaya zorladığı iki insan, hayat ile girdikleri savaşta biri adaleti, diğeri de adaletsizliği kendine ilke edinmişti. Kurtuluş yolunu arayan tehlikeli bir adam ve yeni mezun bir avukat. Acemi avukat, bürosunu şeytanın hükmünde olan...