•06.00•
Poyraz'dan;Uyku ile uyanıklık arasındayken odanın kapısının çaldığını duydum. Gözlerimi açıp, etrafıma bakındığımda Gece'nin huzurla koynumda uyuduğunu fark ettim. Bu an için sana defalarca şükrediyorum, Allah'ım. Odanın kapısı, bir kez daha ısrarla çaldığında Gece'nin göğsümde ki başını onu uyandırmamaya dikkat ederek, yastığa yerleştirmemin ardından yataktan kalkıp kapıya doğru ilerledim. Bu saatte kim,neden kapımızı çalıyor? Kapıyı açtığımda, Ilgaz'ı el pençe karşımda buldum başı önüne eğikti yüzüme bakmaktan kaçınıyordu.
"Konuş, Ilgaz."
"Efendim, bu saatte rahatsız ediyorum fakat durum önemli..."Kaşlarımı çattım.
"Ne oldu?"
"Metin Eryurt'u bulduk efendim."
"Ne zaman, nerede?"
"Daha yeni efendim, şuan havaalanında kaçmaya yelteniyordu fakat adamlarımızı gönderdim ve yakalanmasını emrettim."
"Tamam, gidip hazırlan bende üzerimi giyinip geliyorum."
"Emredersiniz, efendim."Kapıyı kapatıp, kapıya sırtımı döndüğümde Gece'nin bir melek gibi uyuyor oluşuyla karşılaştım. Metin'i yakalamak için Gece'yi uykusundan etmek istemiyordum, ama intikamımızı tek başıma alırsam Gece ömrümüz boyunca beni affetmezdi. Sakallarımı sıvazlamamın ardından, ne yapacağımı düşünmeye başladım. Aramız daha yeni düzeldi, Gece ile tekrar kavga edip aramızın bozulmasını istemiyorum. Gece'nin baş ucuna oturup, saçlarını okşadım.
"Gece."
"Hım?"
"Güzelim, uyan hadi."
"Çok uykum var Poyraz."
"Ama önemli bir konu var."Sözlerimle iki eliyle gözlerini ovuşturdu, ardından gözlerini açıp bana baktı.
"Ne oldu?"
"Metin'i bulduk."Sözlerimle Gece'nin uykulu hâli bir anda dağıldı.
"Ne, neredeymiş kaçmadan yakalamalıyız."
Gece, bir hışımla yataktan kalktığında hâlâ tam anlamıyla kendinde değildi. Üzerinde ki kazağı çıkarıp, yatağın üzerine fırlatmasının ardından karşımda siyah sütyeniyle kalmıştı. Beyaz tenine zıt, siyah sütyeni pürüzsüz sırtı kalçalarına uzanan uyluğu ile nefesimi kesmişti. Kazağının ardından, eşofmanı da yeri boyladığında nefes almak için Tanrı'ya yalvarmak üzereydim. Kahretsin ki karımı çok özlemiştim ve karım ona dokunmama izin vermeyecekti. Mart ayında olduğumuz için, üzerine siyah boğazlı bir kazak altına da mavi bir kot pantolon geçirdi. Şu sadelikte bile bu kadar güzel olmasını, aklım almıyordu.
"Ne duruyorsun Poyraz, kalkıp hazırlansana!"
İşittiğim azarla, karımın güzelliğinin beni sürüklediği girdaptan çıkıp yataktan kalktım. Bende üzerime siyah boğazlı kazak, siyah kot pantolon ve deri ceketimi hızla giyindim. Gece önde ben hemen ardında, odadan çıktık. Merdivenleri seri bir şekilde inip, evden çıktık Kemal arabayı hazırlamış bizim gelmemizi bekliyordu. İkimiz de arabanın arka koltuğuna yerleştiğimizde, Kemal motoru ateşleyip yola koyuldu.
"Tüm kuralları, siktir ediyorsun Kemal. Hız, ışık ne varsa hepsini siktir ediyorsun anlaşıldı mı?!"
"Anlaşıldı efendim."Kemal, gaza yüklendiği an arabada ki gizli bölmeyi açıp, içinde ki iki silahı bulunduğu yerden çıkardım. Gece, göz ucuyla elimde ki silaha baktı fakat sessiz kalıp, camdan akan trafiği izlemeyi tercih etti.
"Yanında, bir tane daha silah var mı?"
Gece'nin sorusunun nereye varacağını bildiğim için soluğumu sesli bir şekilde dışarı verip, bakışlarımı Gece'ye çevirdim.
"Var, yanımda bir tane daha silah var. Ama her iki silahı da ben kullanacağım."
Sözlerimle Gece, gözlerini devirdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kanunsuzların Şehri
RomanceHayatın savaşçı olmaya zorladığı iki insan, hayat ile girdikleri savaşta biri adaleti, diğeri de adaletsizliği kendine ilke edinmişti. Kurtuluş yolunu arayan tehlikeli bir adam ve yeni mezun bir avukat. Acemi avukat, bürosunu şeytanın hükmünde olan...