Lalin'den:Kutunun içinde bebeği elime aldım, bebeğin üzerinde ki beyaz elbise grileşip koyulaşmıştı ama elinde ki ve eteğinde ki kan lekeleri tazeliğini koruyor gibiydi. Gözlerimden yaşlar süzülürken, mekanda çalan müzik büyük bir uğultu hâline gelmişti. Ellerim titriyordu, bebeği elime aldığımda geçmişin kapanmayan yarası, kanamaya başladı.
"Lalin, iyi misin?"
Ellerimin titremesi gözle görülür bir hâl almaya başladığında, dizlerimde birbirine çarpmaya başladı. Kerem çatılmış kaşlarıyla bana baktı.
"Titriyorsun, Lalin."
Kalbim göğüs kafesimi zorladığı sırada, öleceğim zannettim. Öleceğim, geçmişimin kanamaya başlayan yarasında boğulacağım!
•Flashback•
Yerde ki koyu kırmızı sıvının kokusu,ilk önce ciğerlerimi ardından tüm evi sararken gözlerim kardeşimin elinde ki bez bebeğe takılmıştı. Kardeşimin elinde ki bez bebek, annemin ve kardeşimin kanına bulanmıştı. Annem de kardeşim de öldü! İKİSİ DE ÖLDÜ! Ama babam durmuyordu, var gücü ile anneme vurmaya devam ediyordu.
"Dur! Dur, yeter artık dur!"
Durdu. Bağırmam ile babam dururken, evin önünde bekleyen fakat annemi kurtarmak için içeri girmeyen kalabalık, benim haykırmam ile evin kapısını kırdı. Yaşlı gözlerim ile, kardeşim ve anneme baktığımda kuru kalabalıkta şaşkınlıkla anneme ve kardeşime baktı. Babam ile bakışlarım kesiştiğinde, irileşmiş gözleri ile bana baktı, ardından da evin kapısında bekleyen kuru kalabalığa. Kaçacak! Kaçmaya yeltendiği sırada, güçlü beş altı tane amca babamı tutup kaçmasını engellediler. Ardından, tıpkı babamın anneme vurduğu gibi babama vurmaya başladılar. Babama yaptıklarını izlemeye son verip, merdivenleri indim. Kandan, ayağım kaysa da düşmedim. Annemin ve kardeşimin kanı beni düşürmezdi.
"Anne."
Elim annemin saçlarına gittiğinde, hıçkırarak ağlamaya başladım.
"Anne, anne uyan. Lale, annem uyanmıyor sen uyan Lale lütfen."
Uyanmıyorlardı, ne annem ne de kardeşim yumdukları gözlerini açmıyorlardı. Halbu ki ikisi de, her zaman uyandıkları uykudan uyanırlardı. Şimdi neden uyanmıyorlar?
"Anne,anne uyan! Lale! Uyanın!"
Güçlü kollar beni, çöktüğüm yerden kaldırırken son bir hamle ile Lale'nin elinde ki bebeğe uzandım ve bebeği elinden aldım.
~•~
"Lalin su iç, Lalin kendine gelmen için su içmen gerekiyor. Lalin beni duyuyor musun? Lalin!"
Duyuyordum, fakat tepki veremiyordum. Dudağıma dayandırılan suyu, yudumlayamıyordum. Ellerimin arasında ki bebeği var gücümle sıkarken, göz yaşlarımda kurumuyordu. Bir insanın,bu kadar göz yaşı dökmesi normal mi? Kalbim, sıkıştığında var gücümle Kerem'in kolunu sıktım. Canım acıyordu, kalbim hatta ruhum sızlıyordu. Mutfak ile bar tezgahının arasında ki ahşap, kapı sertçe açıldı.
"Lalin!"
Giray'ın sesi ilk önce mutfağa, ardından bar kısmına yıldırım gibi düşerken durduğum yerden koşarak Giray'ın kollarına gitmek istedim fakat hareket edemedim. Giray, kollarımdan tutup beni incelemeye başladı. Bedenimde bir yara arıyordu, yara bedenimde değil kalbimde hatta kalbimin derinlerinde. Kalbimde ki yarayı görür mü? Görse, sarabilir mi? Giray, beni sıkı sıkıya sardığında hıçkırarak ağlamaya başladım. Sevdiğim adamın, elleri saçlarımda dolanırken mırıldandı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kanunsuzların Şehri
RomanceHayatın savaşçı olmaya zorladığı iki insan, hayat ile girdikleri savaşta biri adaleti, diğeri de adaletsizliği kendine ilke edinmişti. Kurtuluş yolunu arayan tehlikeli bir adam ve yeni mezun bir avukat. Acemi avukat, bürosunu şeytanın hükmünde olan...