•13.00•
Giray'dan:Şirkette işlerle ilgilendiğim sırada telefonumun çalması ile klasörün kapağını kapatıp arayanın kim olduğuna baktım. Arayan sokakta ki evlerin, kiralanması ile ilgilenen emlakçıydı. Telefonu açtım.
"Efendim?"
"Giray bey, kusura bakmayın rahatsız ediyorum ama önemli bir durum olmasa aramazdım. Bugün, evlerden birine müşteri geldi fakat hanımefendi evlerin sadece kiralandığından haberdar değil ve inatla evi satın almak istiyor. Ben ne yapacağımı bilemedim..."Önümde, yığınla duran klasörlere baktıktan sonra nefesimi bıkkın bir şekilde dışarı verip, konuşmaya başladım.
"Şuan çok meşgulüm, sorun çıkaran kişiyi kibarca şirkete davet et ve sapasağlam şirkete gelmesini sağla, şirkette görüşeceğim."
"Anlaşıldı, efendim."Adam telefonu kapattıktan sonra, telefonumu gelişigüzel bir şekilde masanın üzerine koydum. Şirketin işleri yetmezmiş gibi birde, abimin mahalle ve ev sorunları ile ilgileniyorum. Aman ne güzel(!) İşlerden bunalınca, boynumda ki kravatı gevşetip lacivert gömleğimin en üstte ki düğmesini açıp nefes almaya çalıştım. Bazen ailenin sakin, ağırbaşlı ve düşünceli erkeği olmak beni haddinden fazla yoruyor. Ne olurdu sanki, abim kadar fevri, Pamir kadar düşüncesiz olsaydım? Bir an öyle biri olduğumu düşündüm ve yüzümde bir tebessüm oluştu, eğer böyle biri olsaydım işte o zaman hayatımı yaşardım.
~•~
Hazan Gece'den:Emlakçı telefonu kapattıktan sonra dönüp bana baktı.
"Buyurun Hazan hanım, ev sahibiniz sizinle görüşmeyi kabul etti. Fakat burada değil, Giray bey ile şirkette görüşeceksiniz."
'Sizinle görüşmeyi kabul etti' gözlerimi devirdim.
"Hükümdarımız, lütfettiler konuşmadan önce eteğini öpmem gerekiyor mu, lütfen beni bilgilendir mazaallah sonra kellemi alır."
Benim küçümseyici sözlerim karşısında adam sanki tüm sülalesine sövmüşüm gibi bakınca daha çok sinirlendim. Kim bu Aksoy'lar? Binadan çıktıktan sonra arabamla, emlakçıyı takip ettim. Adam, bir şirketin önünde durunca bende durup arabamdan indim. Şirketin en üst katında kalın harflerle Aksoy Grup yazıyordu. Sanırım soyadlarına tapan bir aile ile karşı karşıyayım. Giray beyin odasının bulunduğu kata geldiğimizde, emlakçı bey beni bekleme koltuklarına oturttuktan sonra yan yana olan odalardan birinin kapısını çalıp içeri girdi. İçeriye kısa bir göz attıktan sonra sıkılgan bir surat ifadesi ile bana baktı.
"Giray bey burada değil, sanırım önemli bir işi çıkmış."
"Peki ben, kiminle görüşeceğim? Beyefendi ben dairemin tapusunu istiyorum!"Adam sıkılgan bir tavır ile nefesini dışarıya verdiğinde, gözlerimi devirdim. Beyefendinin canını sıktık. Adam ağzında bir şeyler gevelediğinde kaşlarımı çattım. Küfür mü etti, o?
"Pardon, bir şey mi dediniz?"
Benim sorum ile, sabır çekip kirli sakallarını sıvazladı. Kendini sakinleştirdikten, sonra bana cevap verdi.
"Bir şey demedim Hazan hanım! Sizi asıl yetkili kişi ile görüştüreceğim."
"Teşekkür ederim, pardon adınız ne bey efendi?"
"Ilgaz."
"Memnun oldum, Ilgaz bey bende Hazan Gece Soysal."
"Adınızı biliyorum, Hazan Hanım ve sanırım isminizi kolay kolay unutmayacak gibiyim."Ilgaz beyin sözü ile tebessüm ettim. İnsanların üzerinde böyle bir etki bıraktığım doğrudur, beni tanıyanlar kolay kolay unutamazlar. Solda ki son odanın kapısını çaldıktan sonra içeri girdi, kısa bir süre sonra dışarıya çıktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kanunsuzların Şehri
RomanceHayatın savaşçı olmaya zorladığı iki insan, hayat ile girdikleri savaşta biri adaleti, diğeri de adaletsizliği kendine ilke edinmişti. Kurtuluş yolunu arayan tehlikeli bir adam ve yeni mezun bir avukat. Acemi avukat, bürosunu şeytanın hükmünde olan...