Giray'dan:Metin'in adamlarının seri bir şekilde hastaneden uzaklaşmasıyla, koşarak hastanenin içine girdik.
"Abi!"
"Yenge, ses verin!"Pamir ile aynı anda bağırmamızla içerden acı dolu bir inilti yükseldi.
"Buradayız."
Pamir ile birlikte abimin sesinin geldiği yöne koştuk. Gördüklerimizle olduğumuz yerde, tabiri caizse donakaldık. Abim, yaralı bir şekilde yerde yatarken Hazan muayne sandalyesinde yarı baygındı.
"Abi!"
"Yenge!"Ben abimin yanına giderken, Pamir'de yengemin yanına gitmişti. Cebimden telefonumu çıkarıp, ambulansı arayıp adresi vermemin ardından abimle konuşmaya başladım.
"Abi, iyi misin?"
"Gece'yi, kızımı kurtaramadım onları kurtaramadım Giray."Ağlıyordu, abimi ilk defa acı içinde ağlarken görüyordum.
~•~
Pamir Güray'dan;Yengemi ellerinden ayaklarından bir sandalyeye bağlamışlardı, sandalyenin yanında da beyaz bir bebek küvet vardı. Küvetin içinde de, küvetin içinde bir bebek vardı. Bebek, yeğenim.
"Junior Gece."
"Pamir, kendine gel!"
"Yeğenim..."
"Yengemi kucakla ve çıkalım buradan çabuk ol!"
"Bebek..."
"Yengemi kucakla, kadın kan kaybediyor!"Hazan'ın ellerini ayaklarını çözmemin ardından, kucakladım. Yengemi kucakladığım gibi hastaneden çıkarıp, arabaya bindirdim benim hemen ardımdan Giray abim ve Ilgaz, Poyraz abimi taşıyıp arabaya bindirdiler. Hepimizin arabaya binmesinin ardından, hızla hastanenin yolunu tuttuk. Hastaneye varmamızla, Giray abim ve Ilgaz arabadan inip 'sedye' diye bağırdılar. Getirilen ilk sedyeye abim, ikincisine yengem konuldu ardından koşarak hastaneye girdiler. Ilgaz ve Giray abim, yengem ve abimin arkasından hastaneye girdiklerinde ben bir süre ne yapmam gerektiğini bilemedim. Olduğum yerde bir süre durdum, o hâlâ arabadaydı bebek küvetle birlikte arabanın bagajındaydı. Ne yapmam gerektiğini bilemez hâlde hastaneye girdim. Giray abimin yanına geldiğimde aceleyle konuştu.
"Abim ve yengem için acil kan lazım, kan vermeye gidiyoruz."
Abim, dirseğimden sertçe tutup beni kendiyle birlikte sürükledi. Yaşananların üzerine, kan vermeyi kaldırabilirmiyim bilmiyorum.
~~
Bir kez daha sesli bir şekilde öğürmemle, abim kapıyı tıklatıp konuştu.
"Pamir, iyi misin aslanım?"
Tüm midemi boşaltmamın ardından tuvalet kabininden çıktım. Elim ayağım titriyordu. Giray abim, elimi yüzümü yıkamama yardım etti.
"Daha iyi misin?"
"Bok gibiyim, o junior hâlâ bagajda abi. Onun, orada olduğunu bilmek bile içimi bir kötü yapıyor."Abim, elini omzuma yerleştirdi.
"Ben halledeceğim aslanım, sen abim ile yengemin yanına git."
Başımı sallayarak abimi onaylayıp, yanından ayrıldım. Bekleme koltuklarına geri döndüğümde, abimin doktoru ile karşılaştım.
"Doktor bey, abimin durumu nasıl?"
"Şuanlık iyi, bedeninde ki tüm kurşunları çıkardık kurşunlar hayati bir noktaya denk gelmediği için şanslıyız. En kısa sürede toparlayacaktır."Başımı sallayarak, doktoru onayladım.
"Teşekkür ederim, doktor bey."
"Rica ederim görevim, geçmiş olsun."~•~
•17.00•Giray'dan:Bebeği nereye götüreceğim ki? Hastane bahçesine gömmek aklıma geldi fakat her yerde kameralar vardı ve saat henüz geçte değildi. Yakalanma ihtimalim çok yüksek. Hem abim yada yengem, onu belli bir yere gömüp ziyaret etmek isteyebilir. Yada hiç görmek bile istemeyebilirlerdi, bilemiyorum. Çok hassas ve karmaşık bir konu. Fakat, Pamir'in bebekten kurtulduğumu düşünmesi için arabanın etrafında biraz oyalanmamın ardından, tekrar hastaneye girdim. Tam Pamir'in yanına gittiğimde yengemin doktoru yanımıza geldi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kanunsuzların Şehri
Storie d'amoreHayatın savaşçı olmaya zorladığı iki insan, hayat ile girdikleri savaşta biri adaleti, diğeri de adaletsizliği kendine ilke edinmişti. Kurtuluş yolunu arayan tehlikeli bir adam ve yeni mezun bir avukat. Acemi avukat, bürosunu şeytanın hükmünde olan...