~44~

74 4 0
                                    

Hazan Gece'den:Pamir vuruldu. Pamir'in vurulduğunu herkesten önce Feraye Hanım, fark etti. Tüm sesi ile 'Pamir' diye haykırmasının ardından, iki el silah ateşlendi ve silahtan çıkan iki kurşun, Pamir'in sırtına saplandı. Pamir, annesinin gözleri önünde sarışın bir adam tarafından sırtından vuruldu. Pamir'in bedeni, Nihan'ın üzerine devrildiğinde Feraye Hanım bir kez daha tüm sesi ile bağırdı.

"Çekil, oğlum, Pamir!"

Tıpkı yavrusunu korumak isteyen bir aslan gibiydi, bahçe ile ev arasında duvar ören korumaları elleri ile yarıp bahçeye çıktı. Feraye Hanım'ın feryadı ile ateşte kesilmişti, bir anne savaşı sonlandırmıştı. Feraye Hanım, koşarak Pamir'in yanına giderken Poyraz ve Giray'da koşarak kardeşlerinin yanına gelmişti.

"Pamir, aç gözlerini ne olur."

Poyraz ve Giray, Pamir'in omuzlarından tutup Nihan'ın üzerinden kaldırdılar.

"Pamir."
"Ambulans, ambulansı arayın!"

Poyraz, tüm sesi ile ambulansı aramalarını haykırdığında Ilgaz'ın verilen emri yerine getirdiğini gördüm. Göz ucu ile etrafa baktığımda, Nihan'ın ailesinin şoka girdiğini gördüm. Pamir'i vuran çocuk ise şoka girmişti, elinde ki silah her an düşecekmiş gibiydi. Bir Pamir'e bir bize, bir Nihan'a baktı ardından arkasına baktı. Girdiği şoktan çıkıp yaptığı şeyin farkına varıp, kalabalığı yararak koşmaya başladı.

"Nereye kaçıyorsun amına koduğumun çocuğu, vurun şunu!"

Poyraz'ın sözleri ile bu kez Poyraz'ın korumaları çocuğun peşinden koştu ve birkaç kurşun sesi daha yankılandı.

"Abi, ambulans geç kalacak Pamir'i hastaneye biz götürelim."

Poyraz, başını sallayarak Giray'ı onayladı ve korumalar ile birlikte Pamir'i kucaklayarak arabaya bindirdiler. Nihan, kan olan kazağı ve pantolonu ile ağlayarak Poyraz'ın arkasından ilerleyip arabaya bineceği esnada, babası bileğinden tutup onu durdu. Poyraz, Giray ve Feraye hanım Nihan'ı beklemeden hızlı bir şekilde malikhâneden çıktılar. Nihan ise ağlayarak kolunu babasının elinden kurtarmaya çalışıyordu. Tabii ki babasına gücü yetmedi ve yanına gelen abisi ile babası ve abisi Nihan'ı zorla arabalarına bindirip, malikhâneden çıktılar. Tüm bu kargaşanın ardında, çimlerin arasında sayısız boş kovan ve Pamir'in yere bulaşan kanı kalmıştı. Gözlerimden yaşlar süzülürken, kollarımı göğsümün altında yerleştirip konuştum.

"Pamir'e bir şey olursa, o aşiret bozmalarının hepsini hapse tıktırıp müebbet yemelerini sağlar, güneşe hasret bırakırım!"

Pamir'in yeri benim için her zaman ayrı olmuştur, tamam Giray'ı da seviyorum ama Pamir'i kendi öz kardeşimmiş gibi seviyorum. Koltuğa oturduğumda, Ayşen teyze bana ve Lalin'e su getirmişti. Salonda bir tek ben ve Lalin vardık, Polen abisinin vurulduğunu görünce sinir krizi geçirdi ve nişanlısı onu odasına çıkardı.

"Gözlerim açık kabus görüyor, gibiyim. Her şey, o kadar hızlı ve korkunç gelişti ki algılamakta zorlanıyorum."

Lalin, böyle hissetmekte sonuna kadar haklıydı. Koltuğa otururken, ellerini saçlarının arasına daldırmıştı.

"Böyle hissetmekte sonuna kadar haklısın, az önce yaşananlar gerçekten kabus gibiydi. Kabus görmedik, hepimiz aynı kabusu yaşadık."

Lalin, başını sallayarak beni onaylamasının ardından oturduğu koltuktan kalktı.

"Ben, bir Polen'e bakayım."

Başımı sallayarak Lalin'i onayladım. Lalin, üst kata giden merdivenlere yöneldiğinde aklımda ki soruyu sordum.

Kanunsuzların ŞehriHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin