Hazan Gece'den;Siyah gül buketini yerden aldığımda, bedenimi biraz dışarı çıkarıp etrafta çiçeği bırakabilecek biri var mı diye baktım. Fakat saat erken olduğu için sokak, ıssızdı. Kapıyı kapatıp içeri girdiğimde, Sanem çatılmış kaşları ile elimde ki gül buketine bakıyordu. Bende bakışlarımı, elimde ki bukete çevirdiğimde Sanem konuşmaya başladı.
"Siyah gül; ölümü ve intikamı temsil eder."
Sanem, kurduğu cümle ile eş zamanlı korku dolu bakışlarını gözlerime sabitledi.
"Ölüm, tehdidi alıyorsun Gece."
"Kim, neden beni tehdit etsin?"Kısa bir süre Sanem ile aramda sessizlik oluştu. Ardından, Poyraz'ın sözleri kulaklarımda çınladı.'Dün benimleydin, bu sabah benim evimden çıkıp bürona gideceksin. Sence de bu saydıklarım,düşmanlarımın ilgisini çekmen için yeterli sebepler değil mi?'
"Poyraz, Poyraz yüzünden tehdit ediliyorum."
"Ne, neden?"
"Poyraz'a silahlı saldırı yapılırken yan yanaydık, dün sabah Poyraz'ın evinden çıktım. Poyraz iki gündür yan yana göründüğümüz için düşmanlarının ilgisini çekeceğimi, bana koruma göndereceğini söylemişti, ama ben korumayı kabul etmedim."
"Aferin sana Gece, şu inadın senin sonun olacak! Şimdi ne yapacaksın?"
"Poyraz'a gideceğim, başıma bu belayı o açtı o temizleyecek!"
"Karşıyaka'dan, bir daire tutmak varken, Balçova'dan tutarsan böyle felaketlerin ardı arkası kesilmez işte. Burnunun dikine gitmeye devam et, Hazan Gece."Sanem'in azarını kulak ardı edip, çantamı koluma taktım. Elimde gül demeti ile önde ben ardımdan, Sanem bürodan çıktık. Mahalleden geçmekte olan, taksiyi durdurup taksiye bindiğimde Sanem arkamdan seslendi.
"Kendine dikkat et. Adam ile üstten üstten konuşup kendini, öldürtme."
Elimi sallayarak, Sanem'e cevap verdikten sonra şoföre döndüm.
"Aksoylar'ın şirketine gidiyoruz."
"Tabii, efendim."~•~
Taksi, şirketin önünde durduğunda ücreti ödeyip taksiden indim. Asansöre binip, Poyraz'ın bulunduğu odanın numarasını tuşlayıp, asansörün yükselmesini bekledim. Çok öfkeliydim, sırf Poyraz ile bir kaç kez yan yana göründüğüm için ölüm tehdidi almam çok mantıksız. Ahh, şu gül buketini hem yollayana hemde Poyraz'a yedirmek istiyorum! Poyraz'ın odasına varmam ile seri adımlarla Poyraz'ın odasına ilerlediğim sırada, sekreteri ayağa kalktı.
"Hanımefendi, Poyraz bey önemli bir toplantıda şuan içeri giremezsiniz. Sizi daha sonra..."
Sekreterin, sözleri beni durdurmaya yetmedi aksine adımlarımı hızlandırmama sebep oldu. Poyraz'ın odasının kapısını çalmadan, sert bir şekilde açtığımda odada ki yaklaşık on iki kişinin dikkatini üzerime çekmiştim. Giray, ayakta ekranda sunum yapıyor, Poyraz masanın baş köşesinde, sağında da Pamir Güray oturuyordu. Benim içeri girmem ile sunum yapan Giray susmuştu herkes pür dikkat bana bakıyordu. Poyraz kaşlarını çattıktan sonra oturduğu sandalyeden kalktı. Bir bana bir odada ki insanlara baktıktan sonra tok bir ses ile konuştu.
"Toplantı, bitti hepiniz dışarı çıkın!"
Pamir ve Giray hariç herkes odadan çıktı. Poyraz kardeşlerine, yandan bir bakış attıktan sonra oturduğu koltuktan kalkıp yanıma geldi. Tam karşımda durduktan sonra, dişlerinin arasında konuştu.
"Umarım, yaptığın saygısızlığın mantıklı bir savunması olur. Yoksa canını yakarım!"
Yutkundum. Elimde ki gül demetini koyabildiğim kadar sert bir şekilde masanın üzerine koydum. Poyraz'ın bakışları bir anlığına masada ki güllere kaydıktan sonra tekrar beni buldu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kanunsuzların Şehri
RomanceHayatın savaşçı olmaya zorladığı iki insan, hayat ile girdikleri savaşta biri adaleti, diğeri de adaletsizliği kendine ilke edinmişti. Kurtuluş yolunu arayan tehlikeli bir adam ve yeni mezun bir avukat. Acemi avukat, bürosunu şeytanın hükmünde olan...