Töre 36.Bölüm

40.4K 1.3K 41
                                    

Az sonra yapıcağımız şeye kıkırdayıp yerimde dikleştim.Buse'nin koşarak yukarı çıkmasını izledim ve karşımda bize heyecanla bakan Enes'e baktım.Ayyy yazık çocuğuma ya,birazdan çekiceği acının farkında değil.Yazık.

''Canım fazla yanmaz heralde ya! Siz yaptırıyosanız ben de yaptırırım.Hem ben erkeğim benim canım yanmaz.'' diyip güldüğünde birkez daha acıdım.Ablası Seda Enes'in saçını okşayıp kahkaha attığında bunlarında garip bir aile yapısı olduğunu anladım.Yani kim kardeşinin canının yancağını bildiği sürece bu şeyi yapmamıza yardım eder ki? Tabikide biz.Ama biz eğlenmek için yapıyoruz.Hem bunlarda kardeşlere müstehak olsun.Abla sözü kardeş sözü dinlenmelidir.Ben de abimlere mi yapsam? Bacak kıllarını mı alsam? Daha çok acır.Sonra onlarda beni siker.Hamile mamile dinlemez beni falakaya yatırırlar.Ya da yan komşumuz olan kadına yollarlar.Ama yollayamazlar çünkü biz Mardin'deyiz o kadın ise İstanbul.Nihahah piç smile.Ama abimleri çok sevdiğim için böyle birşey yapmayacağım.Çünkü ben iyi kızım.Yarın öbürgün çocuğuma yaparlar mazallah.

''Canın tabi yanmaz ablacım.'' diyip yanağından öptüğünde kahkaha attık.Buse malzemeleri alıp eritmek için mutfağa gittiğinde arkasından baktım.Gitmeden önce şeytanca gülmüştü.Şeytan.Bu arada Buse'nin kalçaları güzelmiş hağ! Bunu bi ara yüzüne karşı söyleyip utandırıyım.Hep o mu utandırcak bizi be! Hatta gelecekte olan kocasının ona yapabileceği şeyleri söyliyim.Ne de olsa o beni korkutmuştu.Orospu ya.Valla o gün aklıma türlü türlü acılar gelmişti.Sıra bende.Evlenceği gün gelsin görcek o.

''Ayy yazık lan çocuğa.'' Sinem'in anne şevkati gibi çıkan sesine göz devirdim.

''Alla alla biz her hafta yapıyoz.Birazda o anlasın.Hem o kadar acıtmıyo ablacım korkma sen.Bu gerizekalı herşeyi abartır.'' diyip Sinemi cimcikledi Gizem.Elimi karnıma koyup okşadım sonrada kaşıdım.Karnım büyüyünce daha fazla alan açılmış.Rahatça kaşıya biliyorum.

Buse oturma odasına elindeki şeyle girip yanımıza oturduğunda kahkaha atma isteğimi geri yolladım.Sadece kıkırdamakta yetindim.Korkmasın çocuk.

''Eee kim yapcak?'' diye sorduğumda herkes birbirine baktı.Göz devirip Enes'in karşısına oturdum ve arkamda olan kızların kıkırdamasını umursamayıp ağdayı elime aldım.Çubuğu alıp ağdaya doladıktan sonra üfledim.Ne yaptığımızı söyleyim;

Enes 14 yaşında ve bıyıkları çıkmış.Aldırmak istiyo ama aldıramıyo yani bu  yaşta sakal traşı olunmaz.Makineyle alınır ama makinesi yanında değil.Burda devreye ben giriyorum ve dahice ve eğlenceli olan fikrimi söylüyorum.Şimdi naptığıma bakılırsa dahice ve eğlenceli fikrimi anlamışsınızdır.Ağdayı dudağının üstüne yapıştırıp iyice yaydığımda Enes ne yaptığımı anlamaya çalışıyodu.O sırada kapının açılma sesini duyduk ama umursamadım.Enes kapıya doğru baktığında ağdayı hızlıca çektiğimde evin içinde çığlığı yankılandı.Kızlar kahkaha atarken içeri hızla erkekler girdi.Ne yaptığımızı anlamazcasına baktıklarında ben de güldüm.

''Noluyo lan!'' Berke abi konuşmasıyla ona baktık.

''Ağda yapıyoruz.'' sakince söylediğim şeye kızlar daha fazla gülmeye başladı.Bende gülmeye başladığımda Enes erkeklerin yanına geçti.

''Umut abi bunlar benim bıyıklarımı alıyolardı.'' dedi sakin  sesiyle.Tekrar kahkaha attığımızda Enes'in ne kadar saf olduğunu anladım.Umut parmağını Enes'in dudağının üstündeki sıvıya değdirdi.

''Ağdayla mı?'' dediğinde erkeklerde gülmeye başlamıştı.Buse en sonunda dayanamayıp kendini koltuktan aşağı atıp gülmeye başaldı.

''Acımadı mı?'' diyip gülmeye başladı Özgür.Enes'in gözleri kızarmıştı ve sular  akıyodu.Yani canı bayağ acımıştı.

TÖREHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin