Sessiz Çığlıkların Yankısı
ZEMHERİ18. Bölüm : 'Zehirli Gece'
Uçak yolculuğunu zaten sevmiyorken birde bu çekilmez duruma sürekli konuşup duran Efran artık beni son raddeye getirmişti. Sahi Türkiye'ye kadar tren ile ya da araba ile gelemez miydik? Bu süper bir fikirdi ama bunu söylemeye çalışsam bile son konuşmamızdan dolayı Kunt benim yüzüme dahi bakmıyordu.
Beni yok sayan birinden bir şeyler istemek boş duvarlardan bir şey istemekle aynıydı. Akel ve Kunt yan yana oturdukları için Efran ile oturmak zorunda kalmıştım. Normal şartlarda Efran ile oturmak yolculuğun bir nebze de olsa eğlenceli geçmesine neden olucakken son yaşananlardan dolayı daha berbat bir hale dönüşmüştü.
Kunt ve benim konuşmalarımızı kapının ardında olduğumuzdan dolayı duymuştu. Duyduklarının arasında sadece 'Aşığım' kısmını duymuştu. Zaten başlı başına bizi duyması felaketlerin başlangıcı olarak gözüküyorken o kısmı duyması tek şükür sebebimdi. Ya diğer kısımları duysaydı...O gece yanımdan zor bela kovmuştum. Sürekli Akel' e aşık olup olmadığımı soruyor ve sorularıyla sıktığı yetmiyormuş gibi utandırıyordu.
"Zemheri her şeyi duydum, inkar ederek eline hiçbir şey geçmez." Kulağımın dibine girip kulağımdaki kulaklığı beni hiç umursamadan çekmişti. Tek şükür sebebim sessiz bir şekilde söylemiş olmasıydı.
"Sana kaç kere daha söylemem gerekiyor, Kunt'u yanıltmak için yalan söyledim. O gerçek değil."
Bana inanmamış gibi bakarken bir süre sessiz kaldı ve elindeki telefon ile bir şeyler yapmaya başladı. ' Yanıltmak için' gerçekten Kunt' u yanıltmak için mi böyle bir şey söylemiştim, ya da dudaklarımın arasından çıkan tek sözcükler bunlar mıydı? Yoksa yüreğimin fısıltısı mıydı bu denli bağıran? Sahi ben kendime verdiğim bütün sözleri, kalbimin fısıltısı ile yıkmış mıydım? Bibloların birbirlerine çarpıp devrilmesi gibi yıkılan hayatımı iyice çıkmaza sokuyordum. Derin bir nefes aldım ve o gece Kunt'a sinirlendiğim için böyle bir şey söylediğime kendimi ikna etmeye çalıştım.
Efran'ın önüne dönmesi ile ortam sessizleşmişti bu sessizliğe çok sevinirken kulaklığımı tekrar takarak müziğin sözlerine içimden eşlik etmeye başladım. Sözlere zihnimdeki düşüncelerde eşlik ederken eve varana kadar sadece müzik dinlemek istiyordum.
Efan'ın tekrar kulağımda ki kulaklığı çekmesi içimden geçirdiğim istekler bu ortamda imkansızmış gibiydi. Sinirle konuşacakken sözcükleri boğazıma tıkadı ve konuşmama izin vermeden elindeki telefondan bir şeyler göstermeye başladı.
"Bak bu sizin gelecekteki çocuklarınız, ne kadar tatlılar dimi?" söylediklerine pek bir mana yükleyemezken ona sorgular gözle baktım. Bunu sanki anlamış gibi açıklama yapmaya başladı.
"Bak buraya Akel'in ve senin fotoğrafınızı koydum, bu uygulama ile çocuklarınızın nasıl bir şey olduğunu gösteriyor." Bunu söylediğinde kendini zorla tutarak gülmeye başladı. Önemli bir şey söylüyor diye pür dikkat onu dinlerken böyle saçma bir şey söylemesi sinirimi bozmuştu. Hızla koluna vurdum ve konuşmadan önüme döndüm.
"Tamam kızma kızma, sizden önce çocuk yapıp sizin çocuğunuz ile evlendireceğim. Malum bu kadar mükemmel genlere sahip olan iki çocuğu birbirleriyle evlendirmeyip, anne ve babalarından gelen o mükemmelimsi genlerin boşuna gitmesine gönlüm razı gelmez."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ZEMHERİ | S.Ç.Y. |
Teen FictionZEMHERİ ( SESSİZ ÇIĞLIKLARIN YANKISI) Bana bir adım yaklaşarak okyanus mavisi gözlerini, gözlerim ile kavuşturdu ve sesi olan ellerini oynatarak dilinin ucuna gelen çığlıkların yankısına bana ulaştırdı. "Aleda, hayatın bana vurduğu tekmelerde her za...