Sessiz Çığlıkların Yankısı
ZEMHERİ
12. Bölüm : 'Kurtarıcı'
Umarım beğeneceğiniz bir bölüm olur keyifli okumalar 🖤
Korku tüm benliği ile hücrelerime kadar işlemişken adım atabilecek bir mecalim yoktu. Sözcükler boğazımın ardında dizilmiş ve dışarı çıkmamaya yemin etmişçesine konuşmama izin vermiyordu. Aramızda bir süre sessizlik oluşurken Akel'i düşünceli hallerinden almaya çalışarak, kendimi konuşmaya zorladım.
"Kim? Kimi hatırladın?"
Akel'in ellerinden dökülecek olan manalardan bu kadar korkmam normal miydi? Elleri yavaşça harekete geçti ve bir bütün oluştu. "Üyelerden biri olan Yarasa..." derin bir nefes verirken hemen konuşmaya çalıştım. "O adam dışarıya gecenin ilerleyen saatlerinde çıkıyor diye biliyorum, olayın yaşandığı gece Yarasa'nın dışarıya çıkacağı saatlere uygun değildi ki?"
Sert bir şekilde yutkundum, işte şimdi bittin Zemheri! İlk başta psikolojik olarak beni hatırladığını zannederken Yarasa denilen adamı hatırladığını söylemişti ve beni rahatlatmıştı. Ama şimdi nereden bileceğimi soracaktı. "O olayın olduğu saati nerden biliyorsun?" beklediğim soru gelince etrafıma kısa bir bakış attım. Aklıma gelen düşüncenin beni kurtarmasını ümit ederek konuşmaya başladım. "Annen geç saatlerde dışarda olmana izin vermiyordu diye hatırladım, yani bir ihtimal üzerinden konuştum."
Söylediklerim onun açısından mantıklı gelirken büyük bir rahatlama hissi ile Akel'in vereceği cevabı beklemeye başladım. "Biraz araştırdım, o olayın olduğu geceden sonra gündüz dışarı çıkmamaya başlamış. O gece biri Yarasa'nın yüzüne toz halinde bir madde atmış. Bu da Yarasa da alerji olmaya neden olmuş ve güneşe çıktığı zaman derisi mahvoluyor. Bu yüzden ona Yarasa diye hitap ediyorlar."
Beynimde oluşan hissizlik beni uyuştururken o lanet geceye gitti hatıralarım. Mehmet Dinçsöz bir zamanlar babamın en yakın arkadaşlarından birisiydi. Benim nefret ettiğim, görünce midemin bulanmasına neden olan bir kişilikti. Babamın gözünü iş hırsı bürüdüğü için her zamanki gibi benim ne halde olduğumu kontrol etmiyordu. O iğrenç adamın bana yaptıklarını görmüyordu, hissetmiyordu. Ya da anlamak istemiyordu... Sözlü olarak yaptığı tacizlere tanık etmesine rağmen babam her zaman susuyordu, bu iğrenç hayatın tekmelerine odak göstermesi yetmiyormuş gibi birde küçük kız çocuğunun ne halde olduğunu fark edemiyordu.
Mehmet denilen o iğrenç adamın yaptıkları küçük yüreğimi mahvederken babamın gözünü işi o kadar büyülemişti ki! Arkadaşlığı bozulup, işinde daha kötü bir konumda olmamak için bana yapılan sözlü tacizlere sessiz kalıyordu. Gözümden akan yaşı hızla sildim, güçlü olmak zorundaydım. Eski yaşanmışlıkları hatırlayıp ağlamanın yeri burası değildi. Akel sorsa ne cevap verecektim? O gece Mehmet'in yüzüne o maddeyi ben attım! Zorla bu işe sürükleyenlerden bir tanesi de Yarasa'ydı mı diyecektim?
Sadece sessiz kaldım. Bu işe başlarken büyük bir çemberin içindeydim ama bu çemberin çok kısa bir süre içinde daralacağını ve daralan bu çemberin içinde nefes alamayacağımı tahmin edemiyordum. Eğer Yarasa'nın yanına gidersem beni tanıyabilirdi. Evet o geceden sonra babam ile olan ilişkileri zayıflamıştı. Benim belamı bulduğumu öğrenince peşimde olmayı bırakmıştı. Belki de babam çok kısa bir ömrümün kaldığını söylediği için uğraşmamasını rica etmişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ZEMHERİ | S.Ç.Y. |
Teen FictionZEMHERİ ( SESSİZ ÇIĞLIKLARIN YANKISI) Bana bir adım yaklaşarak okyanus mavisi gözlerini, gözlerim ile kavuşturdu ve sesi olan ellerini oynatarak dilinin ucuna gelen çığlıkların yankısına bana ulaştırdı. "Aleda, hayatın bana vurduğu tekmelerde her za...