66. Bölüm : 'Hamile Karım!'Karanlık gecenin soğuk izleri yüzümüze bir rüzgar misali çarpıyordu. Gerçeğin tüm silsilesi bizi bıçkın bir şekilde içine çekerken, Efran'a daha da sıkı bir şekilde sarıldım. Kaybetme duygusu tüm hücrelerimizi bir veba misali kaplarken, yerine korkuyu teslim ediyordu...
Canım sanki hücrelere ayrılmıştı ve toparlanması zor olan yaralarla kaplanmış gibiydi. Kollarımın arasında atan can, bedenimde solan can ve hemen yanı başımda duran diğer can... Bir gün gerçekten solup gittiğinde son soluklar kalbimize bir hançer misali saplanacaktı ve belki de onunla beraber bizim de son nefesimiz olacaktı...
"Kunt ve Karaca bizi öldüremedi ama bu gidişle sen öldüreceksin Zemheri."
Efran'ın sitem dolu ses tonunun ardından ondan ayrıldım. Gözüm aniden dolarken cümleler dudaklarımın arasından çıkmamak için direniyordu. "Çok korktum, gerçekten yolun sonuna geldiğimizi ve sizi asla bulamayacağımızı düşünüyordum."
"Ya benim anlamadığım biz bu adamı öldürmüştük, birden nasıl oldu da dirildi?"
"Simülasyonun içindeymiş gibi hissediyorum bazen."
Gözyaşlarımı artık tutamaz bir hale gelmişken Akel hızla yanıma geldi. Beni kendine doğru döndürüp gözlerimden akan yaşı sildi ve kendine doğru çekip sıkıca sarıldı. Kulağıma doğru eğildi ve fısıltı halinde konuşmaya başladı. "Güzelim sakin olur musun lütfen, artık yanımızdalar ve güvenliği daha da fazla artırdım. Hiçbirimize bir şey olmayacak, sakin ol lütfen."
Kendimi tutmaya çalışırken daha da şiddetli bir şekilde ağlamaya başladım. Akel bana daha da sıkı sarılırken hızla kendimi Akel'den çektim. Dudaklarımın arasından bir yalan firar ederken, zihnimi toparlamak için buna ihtiyacım olduğunu hissetmiştim.
"Ben çok yorgunum, gidip dinlenmek istiyorum."
"Nu saatte mi?"
Herkes bana şaşkın dolu bakışlarla bakarken kafamı olumlu bir anlamda salladım. Kötü olduğumu düşünmeleri, dinlemek istediğimi farklı bir yere çekmemelerine neden olmuştu. Akel adımları ile beni takip etmeye başlarken ona doğru döndüm.
"Yalnız kalmak istiyorum."
Akel'in kaşları aniden çatılırken, dudaklarımın arasından fısıltı halinde konuştum. "Lütfen." Bakışları beni bırakmak istemiyor gibiydi ama istemese de bıraktı. Yalnız adımlar ile odama doğru ilerlerken kendimi bir an önce odaya atmak istiyordum.
Odaya gelir gelmez kapıyı kilitledim ve kapıya sırtımı yasladım. Nedensizce her şeyin üstüme geliyormuş hissi boğulmama neden oluyordu. Daha fazla ayakta duramayacağımı hissettiğimde yavaşça yere doğru süzüldüm.
Kendi zihnimin çelişki mahkemesinde teraziye koyduğum düşüncelerin sonucu fısıltı halinde yankılanmaya başlamıştı. Zihnimde dönüp dolaşan düşünce bedenimde büyük bir etki yaratırken, bana yardım edebilecek tek kişi olarak Gece'yi çağırıp ondan yardım almayı düşündüm.
❄️❄️❄️❄️❄️❄️❄️
Yüzümde hissettiğim rüzgar ürpermeme neden olurken balkonun kapısını kapattım. "Güzelim bu soğukta burada vakit geçirmekten emin misin? Üşüme istersen içeriye girelim."
"Ben hazırlıklı geldim, senin bu karın çok zeki her ayrıntısını tek tek düşünüyor."
Kenarda duran ısıtıcının düğmesine bastım ve masanın üzerine ayarladığım küçük polarların birini Akel'e verip diğerini de kendim aldım. "Evet bu kadın kocası ile vakit geçirmek istiyormuş, neler yapacağız? Sanırım bensiz dinlenmen senin için iyi geldi."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ZEMHERİ | S.Ç.Y. |
Teen FictionZEMHERİ ( SESSİZ ÇIĞLIKLARIN YANKISI) Bana bir adım yaklaşarak okyanus mavisi gözlerini, gözlerim ile kavuşturdu ve sesi olan ellerini oynatarak dilinin ucuna gelen çığlıkların yankısına bana ulaştırdı. "Aleda, hayatın bana vurduğu tekmelerde her za...