65. Bölüm : 'Kunt ve Karaca'Sinir tüm benliği ile vücudumu ele geçirirken sinirle kenarda bulunan çöplere tekme attım. Ellerimi alnıma dayarken, sinirden dolayı titreyen ellerimi durduramıyordum. İlk uçakla Türkiye'ye dönmüştük ve hemen araştırmalara başlamıştık. Kendini K.K. olarak tanıtan kişiyi hala bulamamış olmamız yetmiyormuş gibi birde Efran ve Gece'den bir haber alamamıştık.
Bu durum bizi büyük bir çıkmaza sokarken, elimizde haritanın bulunması hiçbir işe yaramıyordu. Şimdi ise bizi başka birinin bulmaması için araba kullanmadan, şüphelendiğimiz yere gelmiştik. Ama burada da hiçbir şey bulamamı olmamız bizi daha da büyük bir çıkmaza sokuyordu.
Akel alnımda olan ellerimi tuttu ve kendine doğru çekerek sıkıca sarıldı. "Sakinleş, onları bulacağız ve bu durumu da çok kısa bir sürede halledeceğiz."
"Sıkıldım artık, gerçekten sıkıldım. Nedensizce başa döndüğümüzü hissediyorum ve sürekli sevdiğim insanlar tarafından sınanmak artık dayanamayacağım bir raddeye gelmeye başladı!"
"Sevdiğin insanların acısını belli bir zaman sonra unutursun, ya da unutmak zorunda kalırsın. Sadece canını kaybetmediğin için şükret çünkü o çok daha fazla acıtır."
"Canım öldükten sonra pek bir zararı olmaz."
"Canından daha kıymetli olan candan bahsettim, işte o zaman dünyanın durmasını istersin. Çünkü hayat senin için biter, nefes almak sadece ciğerlerine batan bir emir olur ve sen o emrin kölesi olursun. İşte o zaman ciğerine batan nefesi bile engelleyemediğin için kendini daha da aciz hissedersin."
"Peki ne yapacağız?"
"Dayanmaya çalışacağız ve ne olursa olsun her daim ayakta kalmaya çalışacağız. Çünkü küçücük bir ümitsizliğimiz yıkılışımıza neden olur. Bunu asla istemeyiz, değil mi?"
"Bu durum ne zamana kadar böyle devam edecek?"
"Sana daha önce söylemediğim bir şey vardı... Annemin ve babamın vasiyetini gerçekleştirene kadar devam edeceğiz, sonra gerçekten kurtulacağız her şeyden..."
"Normalde ne söylesen kulağım kapalı bir şekilde inanırım ama şu an tüm dikkatim sende olmasına rağmen inanmak istemiyorum. Biz kurtulamayacağız. Siyah bir leke hayatımıza büründü ve biz onun rengini bile değiştiremiyorken, kurtulmaktan asla bahsedemeyiz!"
"Hissediyorum, çok yakınız."
"Yakın falan değiliz! Ya onları bulamazsak?"
"Allah belamı versin ki keşke bu tatile hiç çıkmasaydık ve daima onların yanında olsaydık!"
"Ama çıktık ve onların yanında olamadık. Şimdi nerede olduklarını bile bilmiyoruz."
Akel çaresizce yere otururken bende sessizce yanına oturdum. "Benim en büyük çıkmazım ne oldu biliyor musun? Annemi babamı öldüren bir kadına aşık olduğumu sesli söylemeye başladığım zaman... Çıkmaz sokağa ilerlediğini bile bile o yolda yürümek... Sen benim çıkmaz sokaktaki en güzel varış noktamdın."
Aramızda uzun süre bir sessizlik oluştu. Kelimeleri sessizliğin boğuk gürültüsü içine hapsetmişti... Akel'in ve benim telefonuma aynı anda gelen bildirim sesi tüm isyan silsilesini tek kalemle silmişti. Hızla telefonu açarken, aynı kişiden, aynı anda mesaj geldiğini anlamıştım.
"Size bu çaresizlikler hiç yakışmıyor, özellikle arkadaşınız bu haldeyken..."
Sinir dolu bakışlarla birbirimize bakarken Akel ayağa kalktı ve benimde kalkmam için elini uzattı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ZEMHERİ | S.Ç.Y. |
Teen FictionZEMHERİ ( SESSİZ ÇIĞLIKLARIN YANKISI) Bana bir adım yaklaşarak okyanus mavisi gözlerini, gözlerim ile kavuşturdu ve sesi olan ellerini oynatarak dilinin ucuna gelen çığlıkların yankısına bana ulaştırdı. "Aleda, hayatın bana vurduğu tekmelerde her za...