39 Bölüm : 'Özel Bölüm'
Karşımda beyaz tuvallere en usta ressammışçasına çizilmiş olan portrelere şaşkın bakışlar ile baktım. Sekiz tane portrelerin yedi tanesi kara kalem ile resmedilmişken en sonda duran yarım tablo renklendirilmişti. Ama henüz bitmediği için resimde ne anlatıldığını anlayamamıştım. Şaşkın bakışlarım tablolar üzerinde dolanırken bu tablolara anlam veremiyordum.
Tamamlanmış olan yedi tabloların hepsinde benim çizilmiş resimlerim vardı. Farklı yerlerde habersizce çekilmiş olan fotoğraflarım sağ alt köşeye sıkıştırılmış, kocaman tuvallerde ise o fotoğrafların resme dökülmüş hali vardı. İlk fotoğraf çok karanlıktı ve kafamda kapüşon vardı. Saçlarım kapüşondan dışarıya dağınık bir şekilde çıkmışken yüzümde bir sürü ifade yoğunluğu vardı. Bu ilk karşılaştığımız zamandan bir kareydi. Ama fotoğraf makinesi yerine güvenlik kameralarından alınmış bir görüntüye benziyordu. Seslice yutkundum, burada dönen şeyleri asla anlayamamıştım.
Diğer resimlere kısaca bakarken, resimdeki görüntüler bir bir gözlerimin önünden geçti. Pirana'yı öldürdüğümüz, ilk görevde kılık değiştirdiğim halde çekilen fotoğraf... Akel'in zorla yedirmeye çalıştığı menemen karesinde uzaktan çekilmiş olmasına rağmen yüzüm daha netti. Üçünü fotoğrafa detaylı bir şekilde bakamadan elimdeki beyaz örtü sert bir şekilde çekilip tuvallerin üzerine savruldu. Anlamaz gözlerle Akel' e bakarken, anlam veremediğim bakışlar ile bana bakıyordu.
"Bu resimler ne?"
Boş alanda sesimin yankısı kulaklarımızı doldururken yanıt alamamıştım. "Bu resimleri kim çizdi? Neden çizdi?" "Ben çizdim." "Ne zamandan beri çiziyorsun, neden bu kadar öncesine ait fotoğraflarım var?"
"Sevgilimin fotoğraflarını çekip, resmini çizmem normal değil mi?" belki gerçekten de böyle bir şey vardı ama neden ilk tanıştığımız andan beri olan fotoğraflardan oluşuyordu? Bu olayı büyütmek ve altından bir şeyler çıkacağını düşünmek belki çok saçma olabilirdi ama bir yanım kesinlikle bu işin içinde bir şey olduğunu fısıldıyordu. O fısıltıların paslı çivileri bana zarar vermeden bu olayı derinlemesine düşünmem gerekiyordu özellikle en sonda bulunan ve renkli yağlı boya ile yapılmış, henüz tamamlanmamış olan resmin altında manalar yatılı olabilirdi.
Yüzüme sahte bir gülümseme yerleştirdim. "Çok güzel çizmişsin, hepsini sen mi yaptın?" bana hafif bir tebessüm ile karşılık verirken, ellerini oynatmaya devam etti. "Evet, hepsini ben çizdim. Gerçeği gibi şaheser olmasa da..." "Çok, çok güzel çizmişsin. Ama neden tamamına bakmama izin vermedin." "Sürprizi kaçmasın diye, şu an görmeseydin her şeyi tamamladıktan sonra sana gösterecektim. Ama meraklı yanın buna izin vermedi."
"Ne sürprizi? Ne zaman göstereceksin?"
"O gün geldiğinde görürsün." Gıcık bir tavır takınırken elimden tutup dışarıya çıkardı. Düşüncelerimin zihin okyanusunda bir sürü olay dönüp dolaşırken daha fazla kendime zarar vermek istemedim. Zamanın akışına kendimi bırakırken evin yan tarafında bulunan oto tamire doğru ilerlemeye başlamıştık. Daha doğrusu Akel elimden tutup beni sürüklüyordu. Tamirhaneyi ilk defa bu kadar yakından görüyorken daha fazla inceleyemeden son model motora doğru ilerledik. Kenarda duran kaskların birini bana uzatırken saçlarımı sıkıca bağlayıp kaskı taktım. Akel motora bindikten sonra bende arkasına binip beline sıkıca sarıldım.
Buraya ilk geldiğim gün oto tamir yazısını görüp gelmiştim ama yakından görmek şimdi nasip olmuştu. Bu konuyla ilgili aklıma takılan soruları daha sonra sormak için zihnimin bir köşesine not ederken gideceğimiz yeri merakla beklemeye başladım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ZEMHERİ | S.Ç.Y. |
Teen FictionZEMHERİ ( SESSİZ ÇIĞLIKLARIN YANKISI) Bana bir adım yaklaşarak okyanus mavisi gözlerini, gözlerim ile kavuşturdu ve sesi olan ellerini oynatarak dilinin ucuna gelen çığlıkların yankısına bana ulaştırdı. "Aleda, hayatın bana vurduğu tekmelerde her za...