Sessiz Çığlıkların Yankısı
ZEMHERİ(İkinci kitap, birinci bölüm)
Güzel yorumaları ile yüzümde gülümseme oluşturan güzel kalpli okurlarıma ithafen 🖤 n3572y kiriksokuilknur Ghuseynlee
32. Bölüm : 'Avukat Sözü'
Hastanenin iğrenç kokusu burnuma gelirken yorgunca gözlerimi açtım. Gözüme hücum eden ışık tekrar kapatmama neden olurken, tekrardan yavaşça açtım. Gözlerim yavaş yavaş aydınlığa alışırken etrafımı incelemeye başladım. Bir hastane odasında garip cihazlara bağlı bir şekilde duruyordum. Vücudum sanki üzerime defalarca kez çivi çakılmış gibi ağrırken en son neler olduğunu hatırlamaya çalıştım. Zihnimin puslu atlası kendini yormak istemiyormuşçasına hatırlamama izin vermiyordu.
Düşüncelerimden ayrılmama neden olan şey bir anda odaya doluşan doktorlar ve hemşireler olmuştu. Yanıma gelip bana bir şeyler anlatıyor olmalarını dinleyecek halde değildim. Aklımda sadece son yaşanılanları hatırlamak vardı. Zihnime vurulan prangaları kırmaya çalıştım ve birkaç şey hatırladım. En son Kunt'un yanındaydım ve anahtarlar bendeydi. Akel gelmişti yanıma. "Akel, Akel nerde?" Uzun zamandır konuşmamamın etkisini kısık sesle yaşarken, doktorlar sorduğum soru karşısında şaşırdı. "Akel nerde diye sordum, çok zor bir soru değil." Kurumuş boğazımın izin verdiği kadarıyla bağırırken bana bakan genç doktorlardan biri hemşireyle konuşmaya başladı.
Kısa süre sonra odaya giren okyanus mavisi gözlere takılı kaldım. Gözlerinin altı mosmordu ve gözlerinin içindeki kırmızılık uzun zamandır uyumadığını belirtiyordu. Hafifçe doğrulmaya çalıştım. Bu hareketim acı içinde inlememe neden olurken Akel buna izin vermeyip hızla yanıma geldi. Yaralarıma dikkat etmeye çalışarak sarıldı. Kolumun izin verdiğince onun boynuna sarıldım. Burnuma gelen iğde yaprağı kokusu, hastanenin iğrenç kokusunu bastırırken gözümden akan yaşlara engel olamadım. Kokuyu iyice içime çektim ve sanki daha sıkı bağlanabiliyormuşçasına sarıldım.
Doktorların konuşması kulağımın arkasında kalırken odadan çıktılar. Zihnimde puslaşan anılar gözlerimin önünden birer birer geçerken hemen konuşmaya başladım. "Akel özür dilerim, ben gitmedim. Kunt zorla götürdü, lütfen onlara inanma." Benden hızla ayrıldı ve gözümden akan yaşları soğuk parmak uçlarıyla sildi. Daha fazla konuşmama izin vermemek için beni sustururken ellerini oynatmaya başladı.
"Zemheri tam yedi gündür komadasın. Henüz yeni uyandın, bunları düşünme. Sen kurtuldun ya-"
"Beni afettin mi? Kunt' a inanmadın dimi? Benden sonra ne oldu?"
"Kunt öldü Zemheri, onu sen öldürdün."
"O gün bir sürü insan öldürdüm dimi Akel?"
Bu gerçek içten yıkılmama neden olurken en önemli konuyu sordum. "Anahtarlar, onlar güvende değil mi?"
Buruk bir gülümseme ile yanıt verdi. "Evet anahtarların hepsi bizde, güvendeler. Şu an süzgeç haline geldin, bir sürü dikişin var bunları düşünme dediğim halde hala düşünüyorsun. Nasıl hissediyorsun kendini çok ağrın var mı?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ZEMHERİ | S.Ç.Y. |
Teen FictionZEMHERİ ( SESSİZ ÇIĞLIKLARIN YANKISI) Bana bir adım yaklaşarak okyanus mavisi gözlerini, gözlerim ile kavuşturdu ve sesi olan ellerini oynatarak dilinin ucuna gelen çığlıkların yankısına bana ulaştırdı. "Aleda, hayatın bana vurduğu tekmelerde her za...