o n

120 14 14
                                    

İlerleyen saatlerde günün bir kısmını atlatmış ve öğle arasına girmiştik. Bir şeyler yemeyi es geçerek bahçeye çıktığımda boş banklardan birine geçtim ve hep yaptığım gibi kulaklığımı takarak tek başıma oturduğum yerden insanları gözlemledim.

Gözlerim ilk önce kalabalık arkadaş grubuna takıldı. Bir ellerinde yemeklerini yerken bir yandan da kendilerince takılıp oyun oynuyorlardı. Yüzlerinde ise büyük bir tebessüm vardı ve mutluluklarını ben bile buradan hissedebiliyordum. Dışarıdan bakıldığında güzel bir yaşamları var gibi görünüyordu.

Elbette iç dünyalarında neler yaşandığını bilemezdim ama en azından hep birlikteyken huzurlu görünüyorlardı. Hep onlar gibi olanlara imrenirdim. Değer verilmek ve önemsenmek güzel bir şey olmalı.

Bu gibi birçok histen yoksun kalmam da tamamen benim şanssızlığımdı.

Sahip olduğum aile ve sahip olamadığım arkadaşlıklar… Bazen hatta çoğu zaman canımı yakmayı başarıyordu. Yalnızlığın dayanılmaz sancısını her gün iliklerime kadar hissetmek de benim lanetim olmalı.

Güzel olan tek şey ise oydu. Onu sevmek güzel hissettiriyordu. İyi bir kalbe sahip olan birine âşık olduğum için bu konuda kendimi şanslı, kalbini çok önceden birine kaptırdığı içinde kendimi şanssız hissediyordum.

Çok güzel sevdiğine emindim. Kızı tanımıyor ve hiç görmemiş olsam bile onu kıskandığımı hissettim. Onun sevgisini tatmak eminim eşsiz bir histir. Umuyorum ki çok güzel bir şeye sahip olduğunun farkında ve bunun kıymetini biliyordur.

Artık bizim için dilediğim bir şey yok. Tek dileğim onun mutlu olması. Ve eğer ki o kızla mutlu olacak ise ikisinin de mutlu ve güzel bir yaşam sürmelerini diliyorum.

Bir kez daha gözlerim onu buldu. Tıpkı benim gibi yalnızdı. Zaten biz birbirimize çok benziyoruz. İkimizde yalnızız ve karşılıksız bir aşkın kurbanıyız. Ailelerimizin belki de umursadığı en son şey bile değiliz ve sığamadığımız bu dünyada bir umut yaşamaya çalışıyoruz.

En kötüsüde; ben ona, o başkasına tutunuyor.

O esnada gözlerimiz buluştu. Ben düşüncelerime dalmış bir şekilde ona bakarken o da benim ona olan bakışlarımı fark etmiş olmalı ki gözlerini bana çevirdi. Yavaşça yutkunsamda gözlerimi ondan çekmedim ve kısa süreliğine bile olsa birbirimize bakmayı sürdürdüm.

Her şeyi güzel olmak zorunda mıydı? Şimdi yalnızca gözlerime baktığında bile kendimi dünya üzerindeki en güzel tabloya bakıyormuş gibi hissediyorum.

Göz temasımızı kesen o oldu ve önündeki yemeğine döndü. Ardından ani bir kararla eli telefonuna gittiğinde kısa süre içinde elimdeki telefonun titrediğini hissettim.

demir: bakma öyle.

elçin: nasıl?

demir: yorgun. yorgun olduğu kadar da sevgi ile dolu.

demir: daha kaç defa söylemem gerekiyor Elçin?

demir: bana bakma, beni görme. yokmuşum gibi davran.

demir: yaralı bir kız olduğunu biliyorum.

demir: yeni bir yara daha ekleme.

demir: mutlu ol.

demir: emin ol bensiz daha mutlu olacaksın Elçin.

elçin: yalnızca seni düşündüğü ve gördüğü zamanlarda kendini iyi hisseden birine bunu söylemen pek doğru olmadı.

elçin: bir tek seni görmek istiyorken nasıl istediğini yapabilirim ki?

elçin: söylesene Demir, kalbimi sana açmış ve seni oraya almışken nasıl vazgeçebilirim senden?

Yara İzi ❧ ᴛᴇxᴛɪɴɢHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin