a l t ı

156 16 12
                                    

elçin: unut deyince unutuluyor mu?

elçin: söylesene sen unutabildin mi Demir…

elçin: başka biri var değil mi?

elçin: bunu kabullenmeyi hep reddettim ama öyle değil mi?

elçin: çünkü senin de gözlerin sevgiyle bakıyor.

elçin: belki yarım kalmış bir hikâyenin ağır yükünü omuzlanıyor gözlerin.

elçin: tamamlanmamış bir kitabın en acı sayfasında kalmış gibi gözlerin.

elçin: biliyor musun, o gözlerde kendimi görebilmeyi çok isterdim.

elçin: kalbindeki kişi olmayı çok isterdim.

elçin: ama sen üzülme, olur mu?

elçin: bir de benim için üzülme Demir. ben seni böyle de severim.

elçin: sadece bana bir kez daha başka birini bulmamı ve sana yazmamamı söyleme.

elçin: en azından bu kadar olsun. hiç değilse sana yazabileyim.

elçin: diğer türlüsü daha çok canımı yakıyor.

elçin: sana uzak kalmak istemiyorum.

demir: ama yakın da olamazsın, biliyorsun değil mi?

demir: beni sevdiğini bile bile sana bunu yapamam, benden bunu isteme.

demir: göz göre göre sana acı çektirmemi bekleme benden.

elçin: yakın olamasak bile uzak da olmayalım.

elçin: emin ol, böylesi daha iyi.

elçin: hem en azından sohbet edebiliriz değil mi?

elçin: mesela şu anda ne yapıyorsun? okul biteli oldu biraz, eve gelmiş olmalısın.

demir: Elçin...

demir: pekala, öyle olsun. ama eğer bunun seni daha çok üzdüğünü hissedersen konuşmayı kesiyorsun tamam mı?

demir: ve evet, biraz önce eve geldim.

demir: şimdi de bir şeyler atıştırıp spora gideceğim.

elçin: bende eve yeni girdim. ve seni tutmayayım, güzelce yemeğini ye ve gününü güzel geçir.

demir: sende.

demir: sen de gününü güzel geçir ve hep mutlu ol Elçin.

Yara İzi ❧ ᴛᴇxᴛɪɴɢHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin