G Ü N A H
ZEHİR
29
Bölüm şarkıları- Cem Adrian- ayrılık
Buray- aşk bitsin.İzahını dahi bilmediğim bir acının eşiğine düşmüş.
Ve bütün vücudumda keskin ve ağrılı bir sancı dolaşıyordu.
Vurgun yiyordum, kendi kemdime yardım edecek gücü dahi bulamıyordum.
Bu yolun bir sonu olacağını biliyordum,
Fakat bu yolun sonumuz olacağını tahmin etmemiştim.
🌧️
Zehir, bütün bedenimi sararken, ben hala gözlerimin önünde ölmüş olan kadının tekrar ayağa kalkmasını bekliyordum.
Yine zamanın en acımasız saatlerinde durmuş, acının tam eşiğine düşmüş gibi hissediyordum.
Ne geri dönecek gücüm, ne de ileriye bakacak takatim vardı.
Derdi olan insan ağlardı değil mi?
Uyanık halde bir rüya görüyordum sanki. Aysel gözlerimin önünde elindeki bebeği elime teslim etmiş gidiyordu. Üstelik üstü başı yere bere içindeydi. Uyanıkken gördüğüm bu rüya beni bir müebbetlik bir acıya gebe bırakmıştı. Gözlerimi birbirine bantlamak istedim fakat o görüntü hiç değişmedi. Aysel geri dönmedi, çocuk susmadı. Ve o şehirde bir çiçek daha solmuştu.
Ömer elini göğsüne attığında, ayaklarım kaskatı kesilmişti. Ruhumun bedenimden ayrıldığını hissediyordum. Sanki biri göğsüme vuruyor, ve canhıraş bir şekilde yaralayıp can çekişerek ölmemi istiyordu. Mucize dediği aldığı üç kurşun yarasına rağmen annesi onu sapa sağlam dünyaya getirmişti. Ama bu nasıl bir mücizeydi. Kendisi yoktu, Aysel yoktu artık. Doktorlar çok mücadele ettik dedi. İki kez kalbi durdu dedi. Aslında ilk defa böyle bir vakaya rast geldik demişti. Çocuğu alırsak eğer belki hastanın yaşama tutunmasını sağlayabiliriz demişti fakat bu istediğimiz gibi olmadı demişti. Çocuğu aldığımızda ölü sandık fakat annesinin kalbinin durması ile çocuğun ağlaması bir oldu demişti. Bu mümkün olabilir miydi bilmiyorum ama olmuştu. Karnında iken korumuştu onu. Daha dünyaya gelmeden kendini siper etmişti. Canından olurken, bir can daha vermişti Ömer'e. Aysel'in yetimi diye çağıracaklardı onu. Aralarında konuşurken böyle bahsedeceklerdi ondan.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GÜNAH +18 TAMAMLANDI
ChickLitBir eylül akşamında hem bir günaha saplanmış, hemde bir sevdaya tutulmuştum. Ne geri dönecek cesaretim, ne de kaçacak kadar yürekli bir kadındım. Bir yalana inanmıştım, gözlerimin içine bakarak sevda türküleri söyleyen adamı kendi ellerimle defalar...