LIII- sığınak +18

655 18 1
                                    

Bölüm şarkıları

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Bölüm şarkıları

Cem Adrian-Kül
Bağzıları- Gitme soğukta
Kaan Boşnak - Seni buldum ya
Tuğkan- Aşkın kanunu

G Ü N A H

SIĞINAK

53


Kurumaya yüz tutmuş bir çiçek gibiydi hayatım. Neresinden tutmak istersen iste hep elimde kalan bir şeyler vardı. Ve ben bununla nasıl başa çıkacağımı bilemeyecek kadar güçsüz ve yorgundum. Sürekli kendimi yeniden hayata bağlanmaya çalışan kötü bir hastalığın eşiğinde yaşayan hastalar gibi hissediyordum. Evet çaresi yoktu veya vardı ama benim bünyem artık çoğu kaldıramıyordu. Kafamın içinde bitirmiştim çoğu şeyi.Yirmili yaşlarımı , yirmi dört veya daha ilerisini böyle hayal etmemiştim hiç. Bu zamanlara gelmek için iple çekmiştim. Hayal ettiğim şey şuydu sadece, beni yürekten seven ve elimi ölümde olsa hiçbir bırakmayacak bir adama hayatı adamaktı. Kul plan yapar, kader de gülerdi. Kendimi cehennem sıcağı bir yerde açmıştım gözümü.

Yüzümde hissettiğim bu sıcak gözyaşlarımın arasında ağzımdan kan akıyordu. Uyuşan ayaklarımı haraket dahi ettiremezken, sırtımda hissettiğim ağrılar artık sona geldiğimizi anlatıyordu bana. Yatağa saplı kalmıştım sanki. Nefes dahi alamıyordum. Yorgundum, ellerimi dahi kaldıracak gücüm yoktu. Ellerim karnıma gitti. Oradaki boşluğu hissetmemek imkansızdı. " Bebeğim." diye ağlayıp çağırmaya başladım kimse görünmedi. Duman ve is kaplamıştı her tarafı. Haykırışlarımı duyurmak istedim ama karnımda hissettiğim ağrı ve sancı izin vermiyordu. Birinin sırtıma paslı bir bıçağı sapladığını hissettim. Görmedim kim olduğunu, gölgesini dahi hissetmezken aynı ağrıyı karnımda da hissettim. Artık sesim içime kaçmış bağıracak gücüm dahi yoktu. Kapının önünde babamı gördüm. Rüyada mıydım yine bir düşün pençesinde miydim kestiremiyordum. Halbuki ben onu bu sabah vermiştim toprağa. Ellerini bana doğru uzatmış gel diyordu. Yüzüne dahi bakmaya korkarken bana gel diyordu. " Baba özür dilerim." Dedim. Yataktan destek alarak ayağa kalkmaya çalıştım. Gözlerinin içinde okuyamadığım bir duygu vardı. Bu sefer bir kapı daha açıldı diğer taraftan. Bir çocuk gördüm. Yüzü net değildi erkek veya kız mıydı bilmiyorum ama çocuk sesiydi bunun yanı sıra ses uzaktan ve boğuk geliyordu. Ali'nin elinden tutmuş bize baktığını gördüm. " Seni bekliyoruz." dedi. Küçük elleri onun avuçlarında iken yüzünü etraftaki sisten göremedim.

Etrafta bir ses dolaşıp duruyordu sanki. Kalbim bu sahneye daha fazla dayanamaz iken nefesimin kesildiğini hissettim. " Anne lütfen." dedi tekrar bir çocuk sesi ve tekrar acıyla bağıran Ali'nin sesi. Kolumu kaldıracak gücüm yokken ayaklarım geriye dönülmeyecek bir yola adımları atmaya başladı. Elimde değil gibiydi sanki ama kafamın içinde gitmem gerektiğini söyleyen bir ses vardı. Ve bana bakan babam vardı. Babama döndüm tekrar. Beni çağırıyordu. " Gel kızım seni bekliyorum." Ellerim onlara ulaşmak istedikçe bir yangın bir ateş beni oradan oraya sürüklüyor gibiydi. Bir çocuk ağlamaya devam ederken anne seni bekliyorum sesi yüreğimi dağladı. " Ağlama annem." dedim sessizce. Ağlaması yüreğimi bir ateş parçasından daha acı bir yangınla yakarken ağlama diyebildim. " Geleceğim." dedim. Gözlerim tekrar kendini bir uykuya teslim etti. " İyi olacaksın." Dedim kendi kendime. Tık bunlar geçecek ve sen hepsini unutacaksın. Sırtımdaki hissettiğim o kambur içme kendini serin bir soğuğa teslim etti. Daha sonra yüreğimde hafiflemiş yükün bedenime de siret ettiğini hissettim. " Bitti işte." dedim kendi kendime. Bitti. Geride artık biz diye bir şey kalmamıştı.

GÜNAH +18 TAMAMLANDI Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin