IX- virane +18

21.7K 133 121
                                    

G Ü N A H

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

G Ü N A H

" V İ R A N E "

9

Bölüm şarkıları. Birsen Tezer: Çığlık çığlığa


Keyifli okumalar.

Kafamın içinde kaynaşan düşünceleri zapt etmeye çalışıyordum. Biri kafamdan çıkmaya hazır olsa kafamdaki cellatlar onu öldürmeye hazırdı. Bu halim pusulası kırık bir yolcuya benziyordu. Ne kendimi bulabiliyor, nede yolun sonuna ulaşabiliyordum. Bitkindim.

Büyücü bir akrebin zehrinden aşılanmış şuurum, şafak sökmeye başlarken yavaş yavaş kendine geliyordu. Zihnimde bitmek tükenmeyen bir plak cızırtısı. Sesler yabancıydı, ayırt edemiyordum. Tüm düşünme yetkimi kaybetmiştim. Ne olup bittiğine anlam veremiyordum. En son ne olmuştu? Karanlık bir gecenin beni sinesine çektiğini hatırlıyordum. Daha sonra arkadaşım Evin'in beni beklediğini söyleyip, daha sonra bir kızla gitmiştim. Hiç sorgulamadan, öylece beni yönlendirmesine izin vermiştim. Sonuç buydu.

Ölmüş müydüm yoksa? Kurtulmuş muydum? Peki ya ruhum neden hala azap çekiyordu, neden bedenim hala alev alev yanıyordu. Rüzgar ne acımasızdı, esintileri ne vurucuydu. Dudaklarım kurumuş, boğazımda yakıcı bir tat vardı. Çok üşüyordum. Çıplak mıydım yoksa?
Peki ya ben bedenimi kıpırdatıp neden birşeyler yapmıyordum.

Küçükken evimize gelen, ve sürekli benimle ilgilenen bir kadın vardı. Annem benimle, işlerinden dolayı pek ilgilenmezdi. Yemeğimi yedirir, her gece masallar okuyarak yatırırdı beni. Bir yanım buruktu, çünkü ben annemin benimle ilgilenmesini istiyordum. Ben şımarık Bir çocuk da değildim. Belki hiçbir şeyim eksik değildi, belki de birçok insanın hayal ettiği hayatı yaşıyordum. Ama ben mutlu değildim.
Ben eksik büyüyordum. Ailem yanı başımda iken, öksüz büyümenin ne olduğunu bilemezdiniz.

Sonra bir sabah mutfağa geçtiğimde ocağın üzerinde sıcak suyunun kaynadığını fark ettim. Tabure vardı mutfakta, üzerine çıktım. Parmaklarımı tencereye batırdığımda çok sıcak olduğunu fark ettim. Belki bunu yapsaydım, hizmetçi kovulacak, ve annem benimle daha çok ilgilenecekti. Babam ve annem daha çok bir araya geleceklerdi. Düşünmedim. Tencereyi olduğu gibi üzerime döktüm. Bir çığlık koptu ta yüreğimin en derinlerinden, sonra annem diye bir çığlık daha kopardım. Beni duymasını ümit ettim. Olmadı kimse sesimi duymadı.

Bu nasıl bir acıydı Tanrım?
Yanan vücudum filan değildi, kalbimdi.

Kendimi tezgahtan olduğu gibi yere attım. Kollarım kabardı, şort giydiğim için açıkta kalan tüm ayaklarım yandı. Baloncuklar oluştu. Hıçkıra hıçkıra ağladım. Sonra yine o kadının geldiğini gördüm. Başımda saatlerce ağladığını, benim için ne kadar üzüldüğünü gördüm. Üzerime buz gibi soğuk su döktü, ambulans'a haber verdi. Ben sönemiyordum. Yanan vücudum, kabaran derim hiçbiri umrumda değildi. Ben annemi babamı arıyordum. Gözlerim onları arıyordu.
Ambulans geldi, şoför geldi, sağlık çalışmaları geldi, ama ben hala babamı bekliyordum. Korkma kızım geçecek demesini. Annemin yalan dan da olsa kızım demesini istiyordum. Sonra gözlerim kapandı, daha fazla dayanamadım. Yaram iyileşmedi. Çünkü annem ve babam o gece beni görememişlerdi. Ne olursa olsun başaramamıştım. Bir çocuğun ailesine Hasret olduğunu fark edemediler, onlar o gece beni hastanede öksüz bıraktılar. Ben o gece zaten kimsesizler mateminde yerimi hazırlamıştım.

GÜNAH +18 TAMAMLANDI Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin