G Ü N A H
AŞKIN KOYNUNDA
24
Rastlantı- pişman olma
Virane- Ate"Acı çekmek bayılana kadar dayak yemek değildi.
Acının eşiğinde kalıp, haykıra haykıra ağlamak da değildi.
Ayaktaki cam kesiğine eczanede dikiş attırmak değildi.
Asıl acı, kalbi baştan aşağı sancılara boğan, insana günahlarını, kimselere anlatmadan ölmeyi arzulatan bir şeydi.
Kolları, başı hep dermansız bırakan, yastıkta öbür yana dönme isteğini bile söndüren bir şey.
Her gece uyandığında, ölümü arzulayacak türdendi.
🌙
Gözlerim yanmaya başlamıştı. Dudaklarımı dişlerimin arasına aldığımda, biraz sonra yere düşecek, gibi hissediyordum. Şimdi olmazdı ama. Her şey daha çok sarpa sarardı. Ellerimle masadan destek aldım. Fakat yetmedi bu. Biraz önce Bora ile o yakınlığımızı görmüş müydü peki. Allah'ım lütfen görmemiş olsun dedim içimden. Beni yanlış anlamış olabilir miydi? Masada titreyen ellerimin üstünde varlığını unuttuğum Bora'nın ellerini hissettiğimde hızla çektim.
" Ne, sen ne yaptığını sanıyorsun." Öfke ile sorduğum bu soruyu hiç beklemiyor gibiydi.
Bana nazaran o daha sakindi, fakat gözlerini üstümden bir an olsun ayırmadı. Derdi neydi bu adamın.
Şaşkın ve endişeli bakışlarını üzerimden çekmedi. " Ellerin titriyor, bir şey mi oldu, birini mi gördün.?" dedi etrafına bakarken. Gözlerimi Araf'ın olduğu masadan çektim. " Hayır, hayır." dedim tedirginlikle. Ne diyeceğimi de bilmiyordum. Eğer görürse yine olay çıkardı. Fakat Araf'ı tehlikeye atmak istemiyordum.
Biraz sonra Bora'nın ismi yankılandığında Bora masadan kalkıp, sahneye çıktı. Biraz olsun rahat bir nefes vermişken, tekrar gözlerim Araf'ın durduğu masaya düştü. Fakat yoktu. Masanın etrafında on kişiden fazla olan kalabalıktan sadece üç beş kişi kalmıştı. Tırnaklarımı avuçlarıma batırdığımda, dişlerimin arasındaki dudaklarım parçalanmak üzereydi.Halbuki bir gece dudaklarıma doğru nefesini bıraktığında, bunlar benim hakkımdı demişti.
Yaklaşık yarım saatten sonra avukat sahneye çıktı. Ve gelmemi işaret etti. Masada duran çanta ile tedirgin adımlarla yürürken, kimseye bir şey belli etmemeye çalıştım. Bora hala sahnedeydi. O neyi bekliyordu? Beni mi? Avukat aşağıda olduğu masaya geçtiğinde beni izliyordu. Bir şey olduğunu sezecek diye ödüm kopuyordu. Benim endişem Araf içindi aslında. Basamaklardan yavaşça çıkarken, Bora ellerini uzattı. Bütün gözlerin üstümde olduğunu hissediyordum, uzattığı ellerini istemsizce tutarken, yüzündeki gülümseme genişledi. Midem bulanıyordu. Mikrofonun olduğu yere kadar geldiğimde, ellerimi çektim. Onun bırakmaya niyeti yok gibiydi. Çantamı konuşma masasına bıraktım. Kalabalığın olduğu ortamda ne konuşacağımı unutmuş iken, gözlerim bir çift gözleri aradı. O koyu yeşil gözleri aradı. Fakat aradığımı bulamadım. Yüzüm düştü, fakat en iyi yaptığım şeyi yapıp, röle büründüm yine. Sorun yokmuş gibi, her şey yolundaymış gibi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GÜNAH +18 TAMAMLANDI
Literatura KobiecaBir eylül akşamında hem bir günaha saplanmış, hemde bir sevdaya tutulmuştum. Ne geri dönecek cesaretim, ne de kaçacak kadar yürekli bir kadındım. Bir yalana inanmıştım, gözlerimin içine bakarak sevda türküleri söyleyen adamı kendi ellerimle defalar...