Bir eylül akşamında hem bir günaha saplanmış, hemde bir sevdaya tutulmuştum. Ne geri dönecek cesaretim, ne de kaçacak kadar yürekli bir kadındım.
Bir yalana inanmıştım, gözlerimin içine bakarak sevda türküleri söyleyen adamı kendi ellerimle defalar...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
G Ü N A H
KİFAYETSİZ BAKIŞLAR
23
Eski liman- Dön ya da dönme Çetin Akif- gelsin sesin
"Karanlıkta atılan her çığlık, önce sahibini sonra da yanındakini sağır eder.
Ben senin yanındayım, sen kendine sağır olmuşsun ama ben seni hala duyabiliyorum.
Ben öldüm diyorum, sen hala beni sanki hiç tanımamış, görmemiş gibi davranıyorsun.
Katil bile cinayet işlediği yere mutlaka uğrarmış.
Söylesene, hiç mi geçmedi aklından mezarlığa bir çiçek bırakmak.
Gözlerime bir yabancı gibi bakma Mihrima.
İnsan eserini tanımaz mı.
🌙
Evin'le birlikte önce kuaföre, daha sonra bir şeyler yemek için bir mekana gitmiştik. İki gündür hiç konuşamamıştık hemen hemen. Yorgundu, ve uygun zamanı bekliyordum konuşmak için. Yediğimiz yemeklerle birlikte kahvelerimizi içtiğimizde, Evin'in tekrar baş dönmeleri başlamıştı. Yorulmaması gerekiyordu aslında.
Fakat bu girdiğimiz kaçıncı mağazaydı bilmiyorum. Cebimdeki kartı hiç kullanmayı düşünmemiştim, fakat aldığımız kıyafetlere Evin'in parası yetmediğinde bende cebimdeki kartı çıkardım. Çalışıp öderdim avukatta, mesleğimi elime aldığımda. Ama Evin alışveriş hastası olduğunu kabullenmiyordu. Çalıştığı bütün parayı o gün içinde bitirmenin derindeydi. Bugün değilse, ne zaman diyordu.
" Dolabındaki kıyafetler bir kız çocuğunun dolabı gibi, biraz kadın gibi giyinmen lazım." demişti. Halbuki ben şikayetçi filan değildim. İçinde rahat etmediğim sürece o elbiseyi giymemin ne anlamı olabilirdi ki.
" Araf, bu halimi daha çok beğeniyor." dedim yerde duran sandalyeye geçtiğimde. Eline aldığı bu kaçıncı kıyafetti bilmiyorum. " Bebeğim başkaları için değil, kendin için bunu yapmalısın. Hem, sonuçta oda bir erkek, bazen ne istediğini, ne düşündüğünü kestiremezsin." dedi benden ayağımı kalkamı isterken.
Yüzüm buruştuğunda, umursamaz gözlerle ona baktım. Elinde tuttuğu kırmızı gecelik pijamasını üzerime tuttuğunda, " Bakma bana öyle." dedi başını sallayarak. " Sadece biraz şık giyinmenin nesi kötü olabilir. Hem, inan bana bir süre sonra sende aşık olacaksın bu elbiselere. Hele ki bu." dedi. " Sağ elindeki mini kırmızı elbiseyi bana gösterirken.
