-Mekana geldiğimizden beri Atakan huysuz bir şekilde arada muhabbete dahil olup sonra yine susuyordu. Arkadaşlarım kafa çocuklardı, zararsız denebilecek türdenlerdi. Yakın çevrem sayılanlar gibi bir çoğu benim yönelimimi ve durumumu biliyordu.
Mezeleri sıksık değiştiren garsondan sek rakı rica etmiştim. Atakan ise garsona''O daha bebek, sen ona bira getir.'' diyerek rakı içmeme engel olmuştu. O zamandan beri bakışlarımı ona dikmiyor ve sözüne bir şey demiyordum. Masadakiler çoktan abi demeye başlamıştı bile bizim dağ ayısına. Muhabbet döndü dolaştı ilişki durumlarına geldi. Arkadaşlarımdan Recai kalbini tutmuş bir şekilde rakı içiyordu. İki yıldır sevdiği kız çulsuzun tekisin oğlum sen diye bizimkini terk etmişti. Bu haline herkes güldüğünde bende gülmüştüm.
İçimizde en küçük olan Duran ise dalgın bir şekilde duruyordu.
''Senin neyim var lan?'' dediğimde başını kaldırdı ve hemen ardından önünde duran rakıdan birkaç yudum içti. Omuz silkip muhabbete dahil olacağı sıra Sercan'a neyi var bunun gibisinden sordum. Meğerse mahalleden sevdiği evlendiriliyormuş. O da Atakan gibi homoseksüeldi. Sevdiği çocuk ile bir araya gelmek için çok şey düşünse bile çocuk evlendiriliyordu.
Bakışlarım o sıra Atakan'a kaydı. Kendi kendime ya o evlendirilseydi nasıl hissederdim diye düşündüm. Kalbimde hissettiğim duygunun ağırlığı ile midem kasıldı ve yüzümü buruşturdum. Kesinlikle berbat hissederdim.
Atakan diğerleriyle sohbet ediyor bir yandan da bana bakan var mı diye kontrol ediyordu her birini. Bu haline güldüm. Masadakiler derin bir sohbete dalmıştı.Rakı mideme yaramamış gibiydi. Yediklerimde ağzımda gibi hissediyordum. Atakan'ın bacağını hafifçe dürttüğümde bakışları beni buldu. Lovabaya gidiyorum diye işaret verdiğimde onayladı.
Lovabaya vardığımda içim dışıma çıkana kadar kusmuştum. Rahatladığımı hissettiğimde masaya geri döndüm ve bizim çocuklara
'' yol yorgunuyuz, size doyum olmaz aslanlar. Biz kaçıyoruz.'' dedim. Atakan oturmak istiyorsan benim için sorun yok dediğinde kalkalım demiştim. Uykum vardı ve daha fazla dayanamıyordum.
Hesap ortak olduğundan Atakan masaya iki yüz lira bırakmıştı. Çocuklar ise sohbete daldığından fark etmemişti ama Recai gördüğünden umursamadım. Araca biner binmez Atakan'a
''Lütfen eve gidelim, uykum geldi. Dayanamıyorum.'' diye sızlandım. Gözlerim kapalı olsa bile bu halime gülümsediğine emindim. Gözlerimi açtığımda yanılmadığıma şahit olmuştum. Üzerime eğilmesiyle ne dercesine bakmaya başladım ama o emniyet kemerimi bağladı. Sırıtıp döndüğünde bakışlarım hala onun üzerindeydi. Dayanamamış bir edayla tekrar üzerime eğildi ve boynumdan sıkıca öptü. Geri çekildiğinde
''Uyu hadi bebeğim, varınca uyandırırım ben seni.'' dedi. Mayışmış bir şekilde kafa salladım ve koltuğa sindim. Son duyduğum ise Atakan'ın'' Benim güzel bebeğim.'' diye mırıldanmasıydı.
-
Serdar'a düşmek ❤ ben.
-Ayaz