-
Trafik olmasa iki saat sürecek yolu trafik yüzünden dört saatte zor gelmiştik. Serhat evin önüne kadar bırakmıştı ve bu hareketi hoşuma gitmişti. Gözüme giriyordu yavaş yavaş.
Nil ile ettiğim kısa bir muhabbet sonrasında kendisini sevmiştim. Zararsız duruyordu ama pekte güven olmazdı. Kadın milleti beni korkutuyordu. Acayip iyi taktiklere sahiplerdi.
Ankara'ya dönmeme az kalmıştı ve hemen hemen her gün başıma bir şey gelmişti. Atakan ile olan yakınlığım, içinde bulunduğumuz durumda buna dahildi.
Kapının önüne geldiğimizde ikimizde birbirimize bakıyorduk kapıyı açması için ancak sonuç koca bir hiçlikti. Anahtarlar yengemdeydi. Yedek anahtarda abimde.
İkimizde siktir çekip bu aydınlanmayı yaşadığımızda çoktan'' hayır abi ya''moduna girmiştik. Çaresiz bakışlar atmaya başladığımız sıra Atakan bitmek üzere olan şarjıyla abimi aradı. Gelmelerine daha bir saat olduğunu öğrenmişti. Su acıktığı için bir mekanda durup karınlarını dıyurmuşlardı. Bu da bizden daha geç gelmelerine sebep olan bir diğer etkendi.
Yengeme başka yedek anahtar var mı diye umutla sorduğumuzda olmadığını söyledi. İkimizde oflayıp merdivenlere oturduk ve onların gelmesini beklemeye başladık. Saate baktığımda akşam altıyı gösteriyordu. Duş almak ve biraz dinlenmek istiyordum. Araba da uyuduğum için üzerimde hala bir ağırlık söz konusuydu.
Atakan yerde oturmamdan memnun olmamış gibi çantasını karıştırdı ve serin olursa diye yanına aldığı ince hırkayı çıkardı. Ayaka kalkıp güzelce katladıktan sonra
''Kımılda az, altına koyalım bunu.'' dedi. İnce düşünmesine karşı gülümsedim ve kalktım. Güzelce yerleştirdikten sonra oturdum. O da oturdu. Atakan ile bir süre susmuştuk. Hemen ardından susmaktan sıkıldığım için bir muhabbet açmaya çalışmıştım.
''Yakında Ankara'ya döneceğim.'' dedim sakin bir sesle. Atakan tüm ilgisiyle bana odaklandı.
''Ne zaman?'' dedi. On gün sonra dememle önüne döndü. Bu fikri sevmiş gibi durmuyordu. Onun hakkında çok az şey bildiğimi fark ettim ve çenesinden tuttum yavaşça, bana bakmasını sağladıktan sonra
''Atakan, hakkında hiçbir şey bilmiyorum, bana kendinden bahsetsene.'' dedim. Önce şaşırdı. Ardından gülümsedi.
''Ne bilmek istiyorsun?'' demesi üzerine durdum ve düşündüm. Özellikle bilmek istediğim bir şey yoktu çünkü her şeyi bilmek istiyordum.
''Mesela, en sevdiğin tatlı ne? Resim çizmeyi sever misin? En sevmediğin ders ne? Ne okuyorsun? Kaç kardeşsiniz? Teyzen nasıl biri? Yabancı şarkıcıları neden dinlemiyorsun?En sevdiğin ne? '' diye aklıma gelen soruları peşi sıra sıraladım ve ona baktım. Çatık kaşları ile bakıyordu. Yetişememiş gibi bir hali vardı. İkimizde güldüğümüzde Atakan derin bir nefes aldı ve hatırladığı kadarıyla cevap vermeye başladı.
''En sevdiğim renk siyah. Yabancı müziklerin içine giremiyorum, ondan dinlemem. Lisede matematikten nefret ederdim. Dört kardeşim var. İkisi kız, ikisi erkek. Teyzem sakin, kendi halinde bir kadındır. Başka ne sordun?'' dedi hatırlamaya çalışır şekilde.
''Devam et, ne anlatmak istiyorsan anlat, susma.''dedim, onaylar gibi baktı.
''En sevmediğim yemek lahana çorbası. Annem çok yapardı, kusasım gelirdi. En sevdiğim yemek etli biber dolması. En sevdiğim tatlıyı seçemem, nimet seçilmez.'' dedi ve güldü. Buna katıldığım için onayladım. Hemen ardından devam etti.
''Gitar çalmayı severim ve çalıyorum.Uluslarası ilişkiler ve siyaset bilimi mezunuyum ve lisansımı bitirdim. Doktora yapıyorum, öğrenciyim.''
''Sen kültürlü bir dağ ayısısın.'' dedim ve başımı omzuna koydum. Gülmüştü. Sıra bende gibi hissettim.
''Renkleri severim ve en sevdiğim renk asker yeşili. Yemekte çok seçiciyim ama bol limonlu sarmaya aşığım. Hukuk öğrencisiyim ben. Bitirmedim senin gibi. Daha yolun başındayım meslekte.'' dedim, elleri saçlarımda geziniyordu.
Ben anlattıkça dinliyor ve sorular soruyordu. İlgisini sevmiştim. İş çıkış saati olduğundan bina sakinleri evlerine gelmeye başlamıştı. Atakan ayağa kalkmış ve duvara yaslanmıştı. Sıkıntıdan patlayacak gibi hissediyordum.
İsyan etmek istesem bile taşkınlık yapmanın anlamı yoktu. Çok geçmeden asansörün kapısı açıldı ve yengem ile su göründü.
Yengem elinde tuttuğu küçük çamta ve kucağında su ile yorulmuş duruyordu. Atakan elinden çantayı aldığında ikiletmeden bıraktı. Eve girer girmez çantamı da alıp odama geçmiştim. Abim ise bir asansör dolusu eşya ile eve girmeye çalışıyordu. Benden yardım çıkmayacağını anladıklarından ses etmemişlerdi.
Sıcak bir duş alıp en az 2 saat uyumaya ihtiyacım vardı. Sonrasını düşünecek halim yoktu.
-
Serdar ve Atakan'a ❤.❤ böyle olmayan var mı gerçekten?
Dün uyumuşum, kusura bakmayın, bugün atacağım iki bölüm cidden.>.<
-Ayaz