Yabancı hisler-19-

3.4K 200 7
                                    

-

Diğerleri yemeğe indiğinde ben  yemek  yemek için bir iştahım olmadığını fark ettim ve bir süre yanlarında durduktan sonra otelden çıktım.

Adımlarım beni sahilin fazla kalabalık olmayan ama oldukça hoş olan  sakin ve kayalık kısmına getirmişti. Yanımda bulunan telefonumu sessize aldıktan sonra oturdum ve dalga seslerini dinlemeye başladım.

Güneş batmak üzereydi ve gökyüzü oldukça güzel bir renge ev sahipliği yapıyordu. Akşam serinliği kendini göstermeye başladığında ince üstüm yüzünden üşümeye başlamıştım. Geri dönüp üst almak istemiyordum.  Hasta olup ölmezdim sonuçta.

Dalıp gittiğim anlardan birinde omzuma atılan ceket ile irkildim ve uzun boyuyla bana bakan ve gülümseyen bedene baktım. Kumral saçlı çocuk karşımda duruyor ve gülümsüyordu. Ben ona anlamsız bakışlarımı atarken o beni umursamadan yanıma oturdu ve denize doğru çevirdi bakışlarını. Ardından fazla kalın olmayan sesiyle konuşmaya başladı.

''Ben Can bu arada.''

''Bende Serdar. Ceketini neden bana verdin?''

''Üşüyordun, o yüzden verdim.''

''Sen üşüyeceksin şimdi de.''

''Bunu göze aldığım için verdim.''

''Pekala, ne işin var burada?''

''Geçerken seni gördüm ve kaçmadım diyelim.''

''Bu bir ima mıydı?'' dediğimde güldü ve kafasını hayır anlamında sallayarak''Kesinlikle değildi.'' dedi. Onun bu haline tebessüm ettim ve bakışlarımı onun gibi denize çevirdim. Bir süre sessizce oturduktan sonra bana döndü.

''Üzgün duruyorsun aslında.''

''Anlamadım?'' dediğimde omuz silkti ve önüne döndü.

''Üzgün olan insanları anlarım. Garip b huylarım var, biri de  bu.''

''Bu?'' dedim anlamayarak, bana baktı ve kafa salladı.

''İnsanların bakışlarındaki hüznü ve korkuyu görebiliyorum. Beni içine çekiyor.''

''Nasıl yani?''

''Nasılını sorma, annem küçükken de böyle olduğumu diyor işte. Konumuz bence benim durumu anlamam değil. Anlatmak ister misin?''

''Neyi?''

''İstediğin herhangi bir şeyi. Düşünmeden anlat gitsin. Sonuçta bir daha nerede karşılacağız ki hm?''

Dudaklarımı birbirine bastırdım ve dediklerini bir süre  aklımda süzdüm. Dünya küçüktü ancak anlattıklarımla bana bir şeyler yapacak hali yoktu. Ne de olsa zengin bir iş adamının oğlu değildim. Yada mafyalardan kaçan bir manyak. Kendi halinde biriydim.

Verdiğim derin nefes sanki ömrümden bir kaç yılı da alıp gitmişti.

''Son zamanlarda karmaşık bir dönemdeyim. Yeni biri girdi hayatıma ve benden, çevremden, bizden oldukça farklı.'' elimde olmadan gülümsemiştim.

''Bir o kadar da berbat bir medeniyet anlayışına sahip. Üstelik kaba. Beni dövdü biliyor musun?'' dediğimde istemsizce gülmüştü. Bende güldüm ve devam ettim.

''Tabiki burada bitmiyor. Benimle şu an tatil yapıyor hatta. Yalnız olmasak bile aynı odada kalıyoruz.''

Can tebessüm edip bana baktığımda içimde bir şeyler dışarı çıkmak ister gibiydi. Sanki daha fazlasından bahsetmemi söylüyordu içimde ki ses.  Dudaklarımı ısırdım ve kafamı sağa sola salladım. Hemen ardından gözüm sahil kenarında yürüyerek kayalıklara doğru gelen ikiliye kaydı. Atakan'ın koluna yapışmış bir şekilde gelen Gizem ve ona bir şeyler anlatan Atakan'a baktım bir süre. Tüm neşem kaçmıştı. Güldüğüm andan eser kalmamıştı sanki. Gözlerimi bir süre daha ikisi üzerinde gezdirdikten sonra Can'a baktım ve omzumda duran ceketini alıp ona verdim. Şaşırdı ama bir o kadar da sakin karşıladı bu tavrımı. Ardından ona birkaç cümle sıraladım ve oradan uzaklaştım. Var gücümle hızlı adımlar atıyordum.

Berbat hissediyordum ve bu hisler beni zorluyordu.

-

Ah Serdar üzümlü kekim.

-Ayaz

İZMİRLİ+18 BxBHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin