-
Atakan'dan;
Babamla konuştuklarımızı gözden geçirdim ve merdivenlere yöneldim. Sırada annemi görmek vardı. Sonra serbesttim. Amcam olacak herifi gidipte görmeyecektim. Bunu duyunca yerinde hoplayacak olması pekte umrumda sayılmazdı.
Merdivenlerden inerken Rojda'dan büyük olan Ebru'yu gördüm. Beni görünce gülümsedi. Onu özlemiştim. Yeşil gözleri, uzun ince oluşuyla içimizde dikkat çeken, duru bir güzelliği vardı. Evliydi. Yanıma geldiğinden sıkıca sarıldım ve gülümsedim.
''Hoşgeldin abim, gözüm yollardaydı.'' dedi. Geçen geldiğimde giderken çok ağlamıştı. Şimdi gülüyor olmasına sevinmiştim.
''Hoşbuldum gülüm.'' dedim, gülümsedi.
''İçeri geçelim, kalma böyle ayakta. Yol yorgunusundur, yemek hazırlatayım bizim kızlara.Gerçi öğlen yemeği hazır olur birazdan. '' dedi, tez canlı olduğunu her zaman belli ediyordu.
Merdivenleri inerek konuşmaya devam ettiğimizde başını önüne eğmiş ve gebe olduğunu söylemişti. Elimi karnına koyduğumdan''İkinci aslan yakın bir zamanda geliyor o zaman?'' dedim. Gülümsedi.''İnşallah.'' demekle yetindi.''Fırat nerede?'' dedim, damat ortalarda yoktu.
''İşleri vardı abi, bir iki saate o da burada olur. Biliyor geleceğini.''
Kafa salladım ve annemin yanına ilerledim. Salonda oturmuş hanımağa edasıyla kahvesini içiyordu. Başında her zaman bulunan yarım bağlanmış baş örtüsü ile çizdiği katı imaj kendinden ödün vermiyordu.
Elini öptüm ve hal hatır sordum. Rojda nerede dediğimde odasında olduğunu söyledi. Fazla yanında kalmaya niyetim yoktu. O da bunu bildiğinden uzun bir muhabbete girmemiş yada açmamıştı. İzin isteyip kalktığım anda yemekten sonra yanına gitmemi söyledi. Saate baktığımda öğlen yemeği saatiydi. İtiraz etmedim.
Hazırlanan yemek masasına ilerledim. Her zamanki gibi masada eksik bir şey yoktu. Babam masaya oturmadan kimse oturmaz, o yemeğe başlamadan kimse yemezdi. Aşağı inen babam ile ayağa kalktım. Yavaş ama emin adımlarla masaya ilerledi ve oturdu.Ardından herkes yerini almıştı. Babam karşısında oturmamı istiyor gibiydi. Anneme baktığımda babamın sağ tarafında oturduğunu gördüm. Başa geçtiğim sıra içeri Fırat girdi. Ebru onu gördüğünde belli belirsiz gülümsemişti.
Elini karnına koyduğunu görmüştüm. Beni görünce o da bir hoşgeldin abi merasimine girişmişti. Bugün bilmem kaçıncı hoşgeldindi bu bilmiyordum ama fazlaca sıkılmıştım bu durumdan. Ebru'nun yanına geçtiğinde yeğenim nerede olduğunu merak etmiştim.
''Azat nerede? Görmedim aslanımı.'' dedim. Fırat ağzındaki lokmayı yuttuktan sonra.
''Dışarıda oyun oynuyor abi, gel dedim ama gelemezmiş.'' dedi. Ebru''O yedi zaten.'' dediğinde, kafamı sallayıp onayladığımda herkes yemeğine devam etti. Masada pek fazla konuşma olmamıştı. Babam Fırat'a arazi işlerini halledip halletmediğini sormuş, sonra da bir daha konuşmamıştı.
Saatlerdir sigara içmiyordum. Diğerlerininde yediğine emin olduğumda izin isteyerek kalktım ve balkona çıktım. Serdar ile konuşarak sigara içmekten zarar gelmezdi.
-
Serdar ve Atakan moment için kıvrananları görim.
-Ayaz
