"Bak burası senin odan Çinli çocuk ve üzülerek söylüyorum ki oda arkadaşın Yuta."Dolaplı olan duvardan yastık çıkarıp çift kişilik yatağa bıraktı.
"Aslında seninle kalmayı çok isterdim fakat Taeyong benden başkasıyla uyumaz, eğer aramız çok kötü olursa Yuta ile uyumaya çalışır fakat bu çok nadir yani belki ayda 4 kere felan."
Tüm şaşkınlığım ve korkumla sadece onu izliyordum, dolaptaki kıyafetleri kurcalıyordu.
"Sana birkaç parça kıyafet ayarlarım, sıkıldığın zaman yanıma gel ama zaten buna fırsat kalmaz, sen Taeyong'un yeni favorisisin."
Adını bilsem ona sormak isterdim, Taeyong kim? Neden benimle ilgili diye fakat tek kelime dahi edecek cesaret bulamıyordum.
"Taeyong'un kim olduğunu mu soruyorsun Çinli çocuk?"
Konuşmadığıma yemin edebilirim fakat turuncu giysili çocuk sadece beni izleyerek aklımdakileri biliyordu.
"Seninle arkadaş olmalıyız Çinli, çok komiksin, Yuta'nın kaprislerinden ve inatçılığından bıktım."
Yuta, şu Japon çocuk hani oda arkadaşım olan.
"Çinli, Yuta'ya dikkat etmelisin sakın yakışıklı yüzü seni etkilemesin o zehirlidir.
Sakın sana dokunmasına izin verme, Taeyong bundan nefret eder."
Bunları söyledikten sonra tişörtünü çıkarması zaten korkudan durmak üzere olan kalbime hiç iyi gelmemişti.
Bana sırtını döndüğünde, anlamıştım neden tişörtünü çıkardığını.
Sağ kuluncunun üstünde derin bir kesik izi vardı, "TY" diye kazılmış bir iz.
"Bunu sana o mu yaptı?"
İstemsizce titreyen parmaklarım kesik izine uzandı.
Fakat parmaklarım tenine temas ettiği an kendini geri çekti.
"Çinli, sana kimseye dokundurtma kendini dedim, bana da dokunma.
Ben, onun sağıyım ve sen de yeni favorisi, onun olan dokunulmazdır eğer bana dokunursan bu izle yetinmez."
Taeyong, gerçekten ürkütücü biriydi fakat bu kadar aptalca şeyler gerçekten yapabilir miydi?
"O izi dokun diye göstermedim aptal çocuk ben onun en kıymetlisi olduğum için mührünü taşıyorum.
Mühürlülere dokunursan ellerin kesilir, Yuta ve bana dokunmamanı bu yüzden söyledim."
Bana yaklaşarak daha yakından baktı yüzüme, bu gerçekten rahatsız etmiyordu benim problemim ne?
Ayak seslerini duyana kadar yüzümü inceledi, sonra da turuncu tişörtünü giyip kulağıma fısıldadı.
"Eğer onu kızdırmazsan sana çok iyi olur, lütfen akıllı dur Çinli seni buradan sağ salim çıkarken görmek istiyorum."
Akıllı durmaktan kastı neydi?
Portakal çocuk neden bana iyi davranıyordu?
"Jaehyun, odamda ne işin var? Taeyong'un sana bu odayı yasakladığını hatırlıyorum."
"Çinli'ye odasını gösterdim."
Portakal çocuk Yuta'ya gülümseyip, hızlıca odadan çıkmıştı.
Ve ben de adının Jaehyun olduğunu öğrenmiştim.
Jung Jaehyun, Nakamoto Yuta'nın panzehiriydi.
Taeyong avlar, Yuta zehirler, Jaehyun ise iyileştirmeye çalışırdı
Mad Life bu temeller üzerine kuruluydu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
mad life « nct ✓
Fanfictionnct mafia fiction | +18 | suç | psikolojik | threesome ! Dong Sicheng Mad Life isimli yeraltı çetesinin eline düşmüştü... Ve bu çete Jaehyun ve Yuta adında iki sevgilisiyle birlikte Taeyong tarafından yönetilmekteydi. DF: 03.05.23