3- Jaehyun Çinli 'yi tanır

391 42 40
                                    

Lee Taeyong.

Sadece adını bile duymak beni ürpertiyordu üstelik aklımda sürekli Jaehyun'un bana gösterdiği iz vardı.

"Hey, Çinli sana diyorum baksana?"

Nakamoto Yuta, bu çocuk ise Taeyong'dan sonra ki en korkunç diğer kişiydi.

Bana bakışları da hayli tuhaf.

"Sağır mısın lan sen?"

Yanıma yaklaşıp enseme sert bit tokat atmıştı.

Bu canımı yakmıştı, bir adım gerileyip ona seslendim.

"Ne yaptığını sanıyorsun? Bana vuramazsın!"

Birkaç saniye kahkaha atıp sinirle üzerime atıldı.

Saçlarımdan çekiştirip arkamdaki duvara itti, sırtımdaki kemiklerin derime battığını hissedebiliyordum.

"Sen benim kim olduğumu biliyor musun aptal?"

Boğazıma yapışıp tüm gücüyle bir dakika kadar sıktı, nefessiz kaldığım için tüm gücümü kaybetmiştim onu üzerimden atamıyordum.

"Aptalsın aptal!"

Aniden boğazımı bırakınca yere yığılmıştım.

"Taeyong'a bu yaşadıklarımızı asla anlatmayacaksın, izleri görecektir ama zaten bugün geldin önceden olduğunu söyle eğer yalan söylediğini anlarsa tırnaklarını kopartırım tamam mı? Beni anlıyor musun Çinli?"

Ayakkabısın ucuyla zeminde öksürmekten bayılacak olan beni dürtüklüyordu.

Ona karşı çıkabilirdim, fakat portakal çocuğu dinlemeye karar verdim.

Sadece 7 gün buradaydım, onlarla iyi geçinecek ve bu çöplükten kurtulacaktım.

Kapısı tıklatılınca endişelenip beni yatağa yatırdı üzerime de yorganı atmıştı.

"Efendim Jaehyun?"

"Taeyong, onu çağırıyor."

"Peki, onu gönderirim şimdi."

"Kapıyı niye tam açmıyorsun?
Ona bir şey mi yaptın lanet herif!"

Üzerimdeki yorgan hızla çekilince korkmuştum.

Fakat Jaehyun'un yüzünü görmek beni biraz rahatlatmıştı.

"Yürü gidiyoruz."

Kolumdan tutup beni arkasından çekiştirdi.

"Jaehyun, kuralları unutma! Onun için endişelendin ne anlama geldiğinin farkında mısın?"

Jaehyun onu dinlemeyip beni odadan çıkardı.

Yuta arkamızdan bize yetişip bileğimi kavradı, bunu gören Jaehyun, Yuta'yı sertçe omuzlarından itti.

"Kendine gel Yuta!"

Ve benim duyamayacağımı düşündüğü bir ses tonuyla kulağına bir şeyler fısıldadı.

Ama birkaç kelimeyi duymuştum ve bu beni ürkütmeye yetmişti.

"Taeyong'un, duymasını istemiyorsan ondan uzak duracaksın."

Aslına bakarsanız kelimesi kelimesine duymuştum çünkü eğitimliydim bu konuda.

Babam beni bir ajan gibi yetiştirmişti ve işitme en önemli dersti.

"Çinli, hadi gidelim."

Jaehyun gülümseyerek bana dönünce yüz ifademi değiştirdim onları duyduğumu bilmemeliydi.

"Ona ne söyledin?"

Bileğimde ki eli hafif gevşemişti.

"Duyduğunu biliyorum Çinli, numara yapma."

Siktir! Portakal çocuk cidden çok zeki biriydi bunu anlaması neredeyse mümkün değildi.

"Duysam sana sormazdım emin olabilirsin."

Beni koridorun köşesine, kimsenin görmeyeceği bir yere çekti.

"Sicheng, seni ve babanı tanıyorum, Doyoung ve Kun'u da SR15B."

Siktir! Siktir! Ve Siktir!

"Ve buraya neden geldiğini de biliyorum SR07B."

_____

mad life « nct ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin