17- "Headshot"

343 34 88
                                    


Çok fazla Gold detay...

Ve yine fazlaca loş ışık...

Kalabalıktı.

Jaehyun ve Taeyong bizden birkaç dakika önce önden girmişti.

Kolumdaki sıkıca tutuşunu arttıran Yuta ile birlikte şimdi sıra bendeydi.

Kapının girişindeki salonun duvarları aynalardan oluşuyordu ve itiraf etmeliyim ki Yuta ile birlikte çok yakışmış gibi görünüyorduk.
Garip bir şekilde tiplerimiz birbirine uyumluydu. Kişiliklerimizin tam aksine.

Yuta'nın da dikkatini çekmiş olacağız ki çok kısık bir sesle 'en azından yanıma yakışıyor.' diye mırıldandığını duymuştum.

Tabi o duymadığımı sanıyordu.

Birkaç adım ilerleyince Taeyong ve Jaehyun'un masasının hemen yanında Xiaojun ve Hendery'i görmüştüm.

Taeyong, uzun boylu bir adamla derin bir konuşmaya dalmıştı bile. Jaehyun etrafını izliyordu. Gözlerimiz kesişince belli olmayacak şekilde kadar gülümsedi.

Nedenini tam olarak bilmiyordum fakat Jaehyun garip bir şekilde yatıştırıcı birisiydi. Ufacık bir gülümsemesi yahut bakışları güven veriyordu.

"Jaehyun'un gülüşüne çokta aldanmamanı tavsiye ederim. Kendisi tam bir backstabberdır."

Ne var ki Yuta bana bunu bile çok görmüştü. Güvenebildiğim tek kişinin de aslında güvenilmemesi gerektiğini söylüyordu.

"Aldanmıyorum zaten."

"Bana hiçte öyle gelmedi."

Cevap vermedim. O da daha fazla uzatmayıp hayatımda gördüğüm en karizmatik insanlardan birinin masasına götürdü bizi.

"Bay Choi?"

Adam ikimize kısaca bir göz gezdirip elini uzatmıştı.

"Bay Nakamoto?"

Yuta ona uzatılan eli sıkarak karşılık vermiş ve masanın üzerindeki elimi tutarak beni göstermişti.

"Daha öncede konuştuğumuz gibi ben Yuta, bu da bu geceki partnerim Sicheng."

"Tanıştığıma memnun oldum Sicheng Bey ve sizinle de Bay Nakamoto."

Ve evet Lee Taeyong'un hanesine bir puan daha.

Yanılmamıştı.

Siwon denen adam tanıştığımız ilk saniyelerde bile gözlerini üzerimden ayırmıyor, sadece bakarak utanmamı sağlıyordu.

Fakat garip bir şekilde Yuta benimle pek ilgilenmiyormuş gibi yapması gerekmesine rağmen masanın üzerindeki elimi daha sıkı tutmuş ve bedenlerimiz arasındaki boşluğu kapatarak bana daha çok yaklaşmıştı.

Böyle yapmaya devam ederse Siwon ile yalnız kalmamız tamamen imkansızlaşacaktı.

Aradan geçen 1 saatin ardından Yuta ve Siwon sadece iş konuşmuştu. Siwon denen adamın gözleri iki dakika da bir beni bulmuş olsa da elinden bir şey gelmezdi.

Yuta'nın hala yanımızdan ayrılmadığını gördüklerinden ötürü sanırım Taeyong dışarı çıkmış ve birkaç dakika sonra da Yuta'nın telefonu çalmıştı.

"Ah, bu telefona bakmalıyım. Siz devam edin lütfen."

O elindeki tefonla terasa çıkarken gece asıl yeni başlamıştı.

"Sormamda mahsuru yoktur umarım ama Bay Nakamoto ile sevgili misiniz acaba?"

Tanrı korusun... Hayır.

mad life « nct ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin