10- Üçüncü Sevgili

381 33 47
                                    


"Öyleyse seni üçüncüsü ile tanıştırayım kardeşim, Winwin diye tanıyabilirsiniz onu, yeni sevgilim olur kendisi."

Ve böylece benim bilgi toplayıp 4 gün sonra babamla tekrar Çin 'e dönme umutlarımın sonuncusu da bu sözlerle birlikte uçup gitmişti.

Taeyong denen manyak beni sevgili olarak görüyor ve ailesiyle tanıştırıyordu, kardeşi olan çocuk nefes almamdan dahi rahatsız oluyordu ve bu sırada yuta isimli psikopat katılım bizzat yanı başımda son nefesim olmayı bekliyordu.

Kurtlar sofrasına düşmekle kalmamış bizzat o kurtların yemeği olmuştum bilhassa da şu an da bile avucumun içini baş parmağı ile okşamayı ihmal etmeyen sürünün liderinin yemeği...

Taeyong'un sözlerinin ardından derin bir sessizlik masayı bürümüş sonra da bu sessizliğin sahibi tarafından bozularak yemek yenmeye başlanmıştı.

"Amerika'daki durumlardan bahset biraz Johnny, duyduğum kadarıyla son mal teslimatı polisler tarafından basılmış?"

Adını duyan Johnny yerinde hafifçe gerinmişti. Açıkçası o bile oldukça gergin görünüyordu.

"Küçük bir arıza çıktığı doğru, bir köstebek sızmış aramıza ama merak etme ilk fırsatta onu bulup kafasını soframızın ortasına koyacağım."

Ailede iğrenç fantezileri olmayan bir kişi bile yok mu yani?

"Sen bize bahset işlerinden  abicim, duydum ki Roma'da yeni bir mafya grubu ortaya çıkmış. Hem de tıpkı üçüncü sevgilin gibi Çinli bir grupmuş."

Sırf iğneleme yapmak için sorulmuş bir soru olduğu çok barizdi.

"Ah, evet küçük kardeşimin adamlarıma iş teklif edip yanına çekmeye çalışması ile uğraşırken bunu fırsat bilip ortaya çıkan minik bir grup işte..."

"Sanki daha çok üçüncü sevgilin ile meşgulken ortaya çıkan bir şey gibi."

Hadi ama 3 gün önce tanışmıştım bu manyaklarla her şeyi bana bağlamak biraz fazla saçmaydı.

"Sevgilim bize katılmadan önce ortaya çıkan tatsız bir olaydı kardeşim ve bu arada benim sevgililerim yerine senin sevgilinden mi bahsetsek biraz? Benim küçük bekçi köpeğim ile ilgileniyormuşsun doğru mu bu?"

"Jeno hakkında düzgün konuş abi."

Jaemin çatalını tabağa sertçe bırakmıştı. Işte onunda zayıf noktası ortaya çıkmıştı.

"Ah, pardon sen benim sevgililerim hakkında istediğin gibi konuşunca işler böyle yürüyor diye düşündüm.
Ama biliyor musun küçük kardeşim, Kore'deki prenses hayatına katılmak için yanlış adamı seçmişsin. Çünkü Jeno Lee bekçi köpeği olmaktan memnun ve bana sadık bir adamdır."

Jaemin tek kelime dahi etmeden salonu terk edip çıkınca Taeyong minik bir kahkaha attı.

"Prensesimiz bizi terk ettiğine göre herkes kendi çöplüğüne dönebilir sanırım çünkü ben bu güzelliklerin tadını çıkarmak için sabırsızlanıyorum da..."

Tanrım! Bu adamın sapıklığı ve açık sözlülüğü bambaşka bir seviyedeydi.

Jaehyun ve Yuta aynı anda kalkarak beni de kaldırmış ve masayı terk etmiştik.
Merdivenleri teker teker çıkarken daha önce odamın olduğu koridorun aksine bir üst katta olan ve bizimkinin 3 katı olan odaya girmiştik.

Umarım, Taeyong yemek masasında blöf yapıyordur da dedikleri gerçek değildir diye dua ediyordum ki başrolümüzde hemen arkamızdan odaya girdi.

"Ne geceydi değil mi ama?"

Ne demezsin...

"Biliyorum söz verdim size ama bugün pek havamda değilim sanırım siz kendi aranızda eğlenin eğer istersem ben katılırım aranıza."

O koltuğuna geçip yerini alırken Yuta ve Jaehyun gömleklerini çıkarmaya başlamışlardı bile.

Şaka mı bu?

Cidden her şey çok normalmiş gibi onlarla sevişmemi mi bekliyorlardı?

"Siz ciddi misiniz? Kimse bir açıklama yapmayacak mı cidden? 4 gün sonra gideceğim ben. Bu iğrenç oyunlarınıza da karmaşık aile ilişkilerinize de katılmak istemiyorum! Ayrıca ben nereden senin sevgilin oluyorum acaba?"

Jaehyun hayır anlamında kafasını sallarken Taeyong kaşlarını çatmış üzerime doğru geliyordu.

"Ah, benim Çinli sevgilimin biraz kafası karışmış sanırım. Şöyle açıklayalım sana, baban dediğin adamın baban olmadığını biliyoruz ve seni de bir ajan olmadığını anlaşılana kadar bizimle kalıp benim isteklerim doğrultusunda yaşaman için alıkoyuyoruz. Ha, bu arada o babam dediğin adamın canı da sana bağlı demiş miydim? Kısacası 'sevgilim' çok uzun bir süre bizimle birlikte iğrenç oyunlarımıza ve karmaşık aile ilişkilerimize katlanmak zorundasın."

Hayır, hayır...

Her şeyi yanlış anladım öyle değil mi?

Ya da Taeyong şaka yapıyor olmalı...

"Babamı kaçırdığını mı söyledin sen az önce?"

Kafasıyla beni onaylamış ve  "Ayrıca seni de kaçırdık." diye eklemişti.

Başından beri biliyordu her şeyi...
Benimle sadece alay etmişti.
Ve benimle işi bittikten sonra beni öldürecekti tabiki!

Ya o beni öldürmeden kaçmanın bir yolunu bulacaktım ya da bana yaşamama izin verecek kadar değer vermesini sağlayıp kendi adamlarımı satıp onun tarafına geçecektim.

"Az önce söylediklerimi unutun çocuklar, bu umutsuz ve güzel yüz öylesine hoşuma gitti ki ben de size katılacağım.

Yuta, lütfen bizim için Winwin'in gömleğini çıkarır mısın tatlım?"

•••

mad life « nct ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin