13- "Çıkarken kapıyı çekersin."

348 31 53
                                    


Sicheng sabah gözlerini açtığında platin sarısı saçlarla karşılaşmayı kesinlikle beklemiyordu.
Yarı çıplak bir şekilde tamamen çıplak olan bir adama sarılmayı da elbette.

Üstelik bu adam Yuta idi!

Hani fırsat bulduğu her an onu bir kaşık suda boğacak olan Yuta...

Bu pozisyona nasıl gelmiş olabildiklerine dair hafızasını zorladı. Ama yok. Yuta ile nasıl sarılarak uyuyor olduklarını hiçbir şekilde anlamlandıramıyordu. Dün gece fazlasıyla karışık ve uzun bir geceydi evet, ama hatırladığı kadarıyla geceyi Jaehyun'un kollarında çok utanç verici bir şekilde sonlandırmıştı. Bir ara uyandığını ve bu üçlüyü fazlasıyla 'meşgul' bulduğu da hatırladığı çok az şeyden biriydi.

Her ne olmuş olursa olsun Yuta'nın onu kucağında uyur bir şekilde bulması isteyeceği son şey bile değildi. Bu yüzden sarışın olanın derin bir uykuda olduğunu fark edince sessiz bir şekilde onun kolları arasından çıkmaya çalıştı.

Düşündüğü kadar kolay olmasa da bunu başarmıştı. Başarmıştı başarmasına ama pat diye yataktan düşünce bunun pek bir anlamı kalmamıştı.

Başta şaşkın bakışlarıyla nolduğunu anlamaya çalışan dağınık saçlı Yuta kalkmış hemen ardından da Jaehyun ve Taeyong da uyanmıştı. 

"Eee... şey... sizi uyandırmak değildi niyetim! Üzgünüm gerçekten."

Yuta bir ona bir de düştüğü yer olan kollarının arasına bakarak gördüklerine inanmaya çalışıyordu. Bu Çinli ile kucak kucağa yatmış olamazdı öyle değil mi?

"A, Winwin-ah hiç endişelenme, daha eğlenceli bir şekilde uyanmamıştım emin olabilirsin."

Taeyong yine dalgasındaydı. Sabahın köründe bile...

Ve bu da diğer üçlünün sinirlerini biraz daha bozmaya fazlasıyla yetiyordu.

"Benim çook uykum var!"

Jaehyun, kafasını yastığına gömerek uyumaya kaldığı yerden devam etmişti.

Sinirli Yuta ve fazla enerjik Taeyong ise Sicheng'e bakıyordu.

"Jae uyusun biraz, dün gece çok yorduk onu... Biz de mükemmel bir kahvaltı yapalım olur mu bebeklerim?"

Bebeklerim?

Hadi Yuta tamam da Sicheng?

Bu manyak adam onu iyice sevgilisi olarak görmeye başlamıştı cidden.

"Dışarıda yapalım, Jaemin'i görerek bu güzel sabahı bozmayalım Taeyong."

Taeyong, sarı saçlarına öpücük bırakarak banyoya girerken cevapladı Yuta'yı.

"Sen nasıl istersen sevgilim."

Bugün cidden keyfi fazlaca yerindeydi...

"Çinli, sen de git odana hazırlan hadi."

Yuta üzerine bir şeyler geçirip odadan çıkmıştı bile.

Sicheng'e bir çöp parçası gibi davranmadığına göre onun da keyfi fazlaca yerindeydi anlaşılan.

Bugün gerçekten de güzel başlamıştı.

Onlara şaşkın bir şekilde bakan Sicheng, uyuyan Jaehyun'a son bir kez göz atıp giyinmek üzere odasına gitmişti.

Onlar dışarı çıkmak için hazırlanırken Na Jaemin ise dudaklarında hissettiği dokunuşla korkarak uyanmıştı.

Gözlerini açıp karşısında Jeno'yu görünce şaşırarak kalkmıştı.

"Ne işin var burada?"

"Ne demek ne işin var?"

"Dün gece seninle artık işimin bittiğine dair oldukça net konuştuğumu hatırlıyorum bekçi köpeği?"

Jeno, kızmıştı. Jaemin nasıl konuşuyordu öyle.

"Bekçi köpeği ne demek Jaemin?"

"Abim, öyle demiyor muydu senin hakkında? Ah! Dur 'sadık köpek' demeliydim sanırım. Sana ait olan sıfatları aklımda pek tutamıyorum da..."

Jaemin, dalga geçer gibi bir gülümseme ile karşısındaki adama bakarken elini komodininin üzerindeki sigara paketine götürdü.

"Taeyong, sana ne dedi bilmiyorum ama onun adamı olmam sana karşı duygularımı değiştirmiyor Jaemin."

Sigarasını dudakları arasına yerleştirip daha önce ona Jeno'nun hediye etmiş olduğu çakmak ile sigarasını yakıp ona uzattı.

"Çakmağını da bana verdiğin diğer zımbırtılarını da içi boş sözlerinle alıp odamdan çık."

"Hayır! Sinirden saçmalıyorsun şu anda. Ne yaptığının farkında değilsin Jaemin! Beni kendinden uzaklaştırma."

Na Jaemin onu umursamadı bile, karşısında sinirden çılgına dönen çocuğu yatağında bırakarak balkonuna çıkarken ona son kez dönüp baktı.

"Çıkarken kapıyı çekersin."

Onun bu korkunç sakinliği karşısındaki adamın umudunu yerle bir ederken o sadece sigarasını içine çekti.

Lee Jeno'nun kısa sürede tamamen doldurduğu boşluğu onun yokluğunda tekrar doldurması için yıllara ve binlerce sigaraya ihtiyacı olacaktı.

Fakat bunlar bile onun bıraktığı yeri dolduramazdı pek tabii.

Nitekim onun çıkarken çarptığı kapı aynı zamanda Jaemin'in de yüzüne çarpmıştı.

Yıllar sonra kalbine aldığı ilk kişiyi bu kadar kolay silerken gözyaşlarını silmek hiçte o kadar kolay olmamıştı çünkü...

Abisinin dediği gibi, artık prenses hayatına dönebilir ve evcilik oynamaya kaldığı yerden devam edebilirdi.

Kalbindeki derin bir boşluk ile beraber...






mad life « nct ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin