mad life « nct ✓

7-Yuta'nın Mad Life Hikayesi

Hep sorunlu biri değildi aslında Yuta, aksine çocukken çok uysal ve usluymuş fakat yaşadıkları ve onun şimdiki Yuta'ya dönüş hikâyesi ergenliğinde başlıyor.

Yuta'nın öfke kontrolü yoktu.

Herkese, her şeye hatta kendine bile sinirliydi.

Çünkü o hep bunu görmüştü, her gün kavganın olduğu, küfürlerin, fırlatılan eşyaların, birbirine sürekli şiddet uygulayan bir ailesi vardı.

Babasını sevmediği için her gün sınırını Yuta'yı döverek çıkaran bir anneye ve alkol bağımlılığı yüzünden sürekli eve beş parasız, gelen annesine ve ona sürekli bağıran bir babaya sahipti.

13 yaşındayken annesi yabancı bir adamla kaçınca 7 aylık kardeşi ile Japonya'da tek başına kalakalmış bir çocuk Yuta.

Babası aylardır eve uğramadığı için hiç kimse sahip çıkmamış onlara.

Yuta, alkolik ve madde bağımlısı babasının muhtemelen bir köşede aşırı dozdan ve ya borçlarından dolayı öldüğünü söylüyor.

Onların haline üzülen merhametli ev sahibi yukarı katta bulunan çatıdaki küçük odada kalmalarına izin vermiş.

13 yaşındaki bir çocuk kardeşine bakmak için ne yapabilir?

Otobüs garında zenginlerin bavullarını taşıyıp, ayakkabılarını parlatıyordu ama bu ona neredeyse hiç para kazandırmıyordu.

Evet, ev sahibi onlara bazenleri yemek veriyordu ama kardeşi küçüktü ve bir sürü şeye ihtiyaç duyuyorlardı.

2 ay kadar sonra bebek bir gece çok ateşlenmiş, Yuta hemen ev sahibine haber vermiş ve birlikte hastaneye götürmüşlerdi.

Ama küçük çocuk, yetersiz gıda ve bakımsızlıktan dolayı hasta olmuştu bile, ciğerlerini enfeksiyon kaplayan bebek 4 gün içinde hayatını kaybetmişti.

Artık tamamen kimsesiz ve yalnız kalan Yuta'nın hayatı bundan sonra daha da kötü oluyor.

Kardeşinin ölümünden sonra öfke sorunları gerçek anlamda başlamıştı. Eskiden sadece bazı eşyalara zarar verirken artık hem kendine hem de insanlara karşı duyduğu nefreti şiddetle çözmeye karar vermişti.

Onun bu haline dayanamayan ev sahibi çift Yuta'nın amcasını bulmuş ve onunla konuşmuşlardı.

Amcası, hiçbir şeyden haberi olmadığını söyleyerek Yuta'yı yanına alıyor.

Ev sahibinin yanından ayrılıp amcasının evine yerleşen Yuta burada mutlu olacağını düşünerek seviniyor fakat hayatının en kötü yıllarının hepsini o ev de yaşıyor.

Amcası aslında ona çok iyi davranıyordu fakat o işe gittikten sonra amcasının karısı ona çok kötü davranıyordu.

Yuta yeniden sokakta kalmaktan korktuğu için bunların hiçbirini amcasına anlatamadığı için de bu döngü tam 3 yıl devam etmişti.

Yuta okuldaki herkese ne kadar hırçın olursa olsun eve geldiğinde yengesinden korktuğu için bulunduğu odadan pek çıkmıyordu.

Yengesi de bir süre sonra onunla uğraşmaktan sıkıldığı için pek umrunda değildi.

Yuta 16 yaşına bastığında yengesinin ona karşı davranışları değişmeye başlamıştı.

Artık ona karşı farklı şekillerde hitap ediyor, güzel yemekler yapıyor ve en güzel kıyafetlerini giyerek Yuta'nın etrafında dolanıyordu.

Yuta aptal bir çocuk değildi ve yengesinin ona karşı olan hastalıklı ilgisini fark etmişti.

Bu yüzden de gündüzleri eve gelmemeye başlamıştı..

Okuldan çıktıktan sonra serseri arkadaşları ile sokak sokak gezip diğer insanlara sataşıyorlardı.

Akşam olduğunda ise amcasından birkaç dakika önce eve geliyordu.

Evde önemli bir eşyasını unuttuğu için gittiği bir gün yengesi ona artık dayanamadığını söyleyerek dokunmaya çalışmıştı.

O an ki korkuyla yengesini merdivenden ittiği için yengesi ölmüştü.

Amcasının da onu öldüreceğinden korkup evdeki eşyalarını bile toplamadan hemen kaçmıştı genç adam.

Artık tamamen dibe batmıştı, kurtuluşunun olmadığını düşünüyordu ki Lee Taeyong diye tuhaf bir genç ile tanışmıştı.

Taeyong çok zeki ve tuhaf biriydi, onun da ailesi yoktu ama o hem kalacak bir yere hem de bir sürü paraya sahipti.

Yuta'ya yardım edebileceğini söyleyen Taeyong onu patron dediği bir adamla tanıştırmıştı o da Yuta'yı yanına almıştı.

Orada silah tutmayı, dövüşmeyi, kendini savunmayı ve daha bir çok şeyi öğrenmişti.

İşte Yuta'nın suç dünyasına atılımı bundan sonra başlıyor, ve patron ölünce de başa geçen Taeyong ile Roma'ya kaçarak Mad life ismini verdikleri bir çete kurmuşlardı.

Taeyong, kısa süre içerisinde Mad Life'ı büyük ölçüde geliştirmiş ve üye sayıları hayli çoğalmıştı.

Yine de ona yakın olan tek kişi kendisiydi, bununla gurur duyuyordu.

Üstelik Taeyong kendisinde karşı çok ilgiliydi ve aralarında tuhaf bir ilişki oluşmaya başlamıştı.

Ama bu pekte uzun sürmedi.

Taeyong, önemli bir iş için dışarı çıktığı bir gün yanında Jaehyun diye bir gençle dönmüştü.

Jaehyun onlardan 2 yaş küçüktü ama boyu daha uzun, daha yapılıydı.

Üstelik fazlaca yakışıklıydı her şeyde yetenekli olduğu için de kısa sürede Taeyong'un favorisi haline gelmişti.

Artık Taeyong'un en güvendiği kişi ve en yakını Jaehyun olmuştu.

Bu Yuta'nın zoruna gidiyordu, yıllardır birlikte olmalarına rağmen nasıl olursa birkaç aydır tanıdığı çocuğu ondan daha çok sevebilirdi?

Yuta, Jaehyun'a karşı içten içe büyük bir nefret beslediğini düşünüyordu, fakat Jaehyun'a karşı bir ilgisi olduğunun da farkındaydı.

Taeyong'un olmadığı bir gün o duş alırken banyoya yanlışlıkla Jaehyun'un girmesiyle aralarında bir etkileşim oluşmuş ve birlikte olmuşlardı.

Bu birkaç kez daha tekrarlanmıştı ama Taeyong üstün zekası sayesinde fark etmişti.

Aralarındaki ilişkiyi anlayan ve buna çok sinirlenen Taeyong ikisine de asla unutamayacakları bir ceza vermişti.

İkisinin de omuzları arasındaki boşluğa kendi adının baş harflerini kazımıştı.

Daha sonra hiçbir şekilde Jaehyun ile konuşmamışlar ve Taeyong'un da sözünden çıkmamışlardı.

Fakat Yuta ile Taeyong'un arası bir daha hiçbir zaman eskisi gibi olmadı.

Zaten araları soğukken, bir de bu Çinli çıkmıştı bu çocuk Jaehyun'dan bile daha tehlikeliydi.

Karşı konulamayacak kadar sevimli ve güzeldi bir de istemsizce ona karşı bir çekim hissediyordu.

Ve bu konuda yalnız değildi, Taeyong ve Jaehyun'da Sicheng'a karşı fazla ilgiliydi.

Taeyong şimdiden Çinli'yi yeni gözdesi yapmıştı bile.

Yuta ise sadece dışlanmış hissediyordu.

Çinli'nin yerini almasına asla izin vermeyecekti.

_____