25-"Özür dilerim.."

221 27 71
                                    

Taeyong, eve geldiğinde çalışanlar ve kendini içmekten dibe vurmuş Jeno'dan başka hiç kimseyi görmemişti.

Jaehyun ile biraz tartışmışlardı evet, ama Yuta ve Çinli de yoktu. Ki zaten Jaehyun ona asla küs kalamazdı.

Jeno da masada sızmış kalmıştı zaten. Hem Jaemin hem de Jeno fazlasıyla acı çekiyordu, bu biraz kendini kötü hissetmesine neden oldu. Belki de Jaemin için Jeno gibi çok  başarılı bir adamından vazgeçebilirdi.
Belli ki birbirlerini gerçekten seviyorlardı.

Bunu daha sonra düşünmek üzere aklının bir köşesine yazdı ve odasına çıktı. Jaehyun kendi odasını kullanmazdı, burası ikisinin de odası sayılırdı.

Kapıyı açıpta gördüğü manzara onu şok etti. Her yer birbirine karışmış, yatak örtüleri, yastıklar, dolaptaki kıyafetler, masanın üzerindeki her şey, dökülen içki şişeleri, çiçekler, kırık ayna ve cam parçaları...

Savaş alanı gibi dedikleri şey kesinlikle bu oda için geçerliydi.
Jaehyun gibi düzen hastası biri bu odayı bu hale getirmiş olamazdı. Yuta'da ortalıkta görünmüyordu.

Belki de yine kavga etmişlerdir diye düşündü. Yuta ve Sicheng'in de odalarına baktı fakat onlarda yoktu. Onları aramak için elini cebine attığında telefonunun yanında olmadığını fark etti.

Jaemin 'de unutmuş olmalıyım diye düşündü. Tek çare çalışanlardan birine sormaktı ama aksam olduğu için de hepsi odasına ya da evine gitmişti. Bahçedeki korumalardan birine sordu.

Fakat aldığı cevabı kesinlikle beklemediği kesindi.

"Efendim Jaehyun Bey intihar etmeye çalışmış sanırım. Yuta Beyler onu hastaneye götürdü hemen."

Her halde bu bir şaka felandı.

"Ne diyorsun sen? Jaehyun asla öyle bir şey yapmaz! BANA NIYE ULAŞMADINIZ?"

Adam Taeyong'un aniden yükselen sesinden irkilerek yanındaki adamı gösterdi.

"Efendim, bize söylenen buydu. Ayrıca hepimiz size ulaşmaya çalıştık ama telefonunuzu açmadınız ve nerede olduğunuzu da Yuta Bey bile bilmeyince elimizden bir şey gelmedi..."

Adamda kendince haklıydı. Telefonunu nerede unuttuğunu bile hatırlamıyordu ve efendisi ile birlikte olduğundan kimse yerini de bilemezdi.

"Beni hemen Jaehyun 'un yanına götürün."

Adam koşar adımlarla arabayı çalıştırdı. Taeyong kendini arabaya attığı gibi kalbi sıkışmaya başlamıştı.

Jaehyun onun gözbebeğiydi, en sevdiği, en kıymetlisi...

Onun kadar sakin ve aklı başında olan biri böyle bir şey yapmış olamazdı, olmamalıydı...

Jaehyun'un son zamanlarda çok hassas ve kırılmaya müsait olduğunu fark etmişti elbette ama yine de buna inanmak istemiyordu...

Çünkü biliyordu ki yine sebebi büyük ölçüde kendisiydi.

O tüm bunları düşünürken, çoktan Jaehyun'un olduğu hastaneye gelmişlerdi.

Hastanenin önünde kendi adamlarının tanıdık yüzlerini görünce bir tık daha rahatlamıştı. Jaehyun ve Yuta'nın hastanede olduğunu öğrenen düşmanları onlara zarar vermek için hastaneyi bile havaya uçurabilirlerdi. Taeyong'un tek zayıf noktası onlardı çünkü.

Ha bir de Jaemin.

Nerede olduklarını öğrendikten sonra hızlıca çıkıp Yuta ve Sicheng'i aradı. Ikiliyi koridorun sonunda sessiz bir şekilde otururken görünce yanlarına koştu.

"Yuta! Tanrım, Jaehyun nasıl? Iyi mi?"

Sicheng ona bakarak resmen gözlerini devirmişti lakin şu an onun gözü hiçbir şeyi görmüyor, kulakları bile duymuyordu.

"Iyiymiş şimdi,  daha biz de görmedik ama doktor ciddi bir şeyi olmadığını söyledi."

"Nasıl böyle bir şey yapar? Jaehyun intihara kalkışacak son insan!"

Yuta ne saçmalıyorsun dercesine birkaç saniye Taeyong'a bakakaldı.

"Intihar mı? Jaehyun, intihar felan etmedi Taeyong. Doktor üç gündür hiçbir şey yemediğini söyledi. Sonra üzerine seninle de tartışınca sinir krizi geçirmiş, bayılmış."

Derin bir nefes aldı sarışın olan.

Zaten biliyordu Jaehyun'un böyle bir şey yapmayacağını.

"Oh... Bir an kafayı yiyecektim. Bana Jaehyun'un intihara kalkıştığını söylediler!"

Sicheng elindeki karton kahve bardağını çöpe atmak için kalkarken mırıldandı.

"Bunu onun yerine sen yapıyorsun zaten..."

Normalde kızar, bağırır belki de ceza bile verirdi Sicheng 'e fakat hiçbir şey demedi. Çünkü o da biliyordu haklı olduğunu.

Jaehyun'un bu durumda olmasının sebebi kendisinden başkası değildi.

Jaehyun Yuta'dan farklıydı. Yuta ona daha düşkün gibi görünse bile kimse Taeyong'u Jaehyun kadar sevemezdi.

Ve ne zaman Edendi Donghae şehre gelse Taeyong ve Jaehyun büyük kavgalar ederdi. Çünkü Jaehyun, Efendi denen kişiden de Taeyong'a yaptıklarından da nefret ediyordu.

Bunun üzerine Çinli'yi alıkoyması, zorla göreve gönderip neredeysen ölümüne sebep olacak olması, Jaemin ile yemekte olanlardan sonra ettikleri kavgalardan sonra bir de Efendi 'nin şehre dönmesi ve Taeyong'un yine yeniden onun için her şeyi, herkesi göz ardı etmesi biraz fazla gelmişti.

Son günlerde hepsinin çok zor  şeyler yaşadığını fark etti Taeyong. Hiçbiri belli etmiyor olsa da öyleydi.

"Jaehyun Bey uyandı, sırayla görebilirsiniz."

Doktor kısaca açıklama yaparken Taeyong sorar gözlerle Yuta ve Çinli'ye baktı. İlk kendisi girmek istiyordu fakat bunu hak etmediği açıkça ortadaydı.

"Seni bekliyordur zaten, ilk sen git."

Yuta kapıyı işaret ederken ekledi.

Sicheng hala ona çok kızgın olduğunu gözlerinden çıkan alevlerle belli ediyordu ancak bir şey demeyince o da girdi.

Işte oradaydı.

Biricik sevgilisi çok yorgun bir şekilde kırgın gözlerle ona bakıyordu.

Hayatında belki de yıllar sonra ilk utanç duygusunu hissetti Taeyong. Jaehyun'un gözlerine doğrudan bakmadığı için gözlerini kaçırdı.

"Sana kızgın değilim Taeyong..."

Sesi bile zorla çıkmıştı. Onu böyle görmeye alışık değildi Taeyong. Jaehyun her zaman güçlü biriydi.

"Sadece dinlen sevgilim, bunları daha sonra konuşmak için çok vaktimiz olacak."

"Biliyorum, sen yine kendini bir şekilde haklı çıkarırsın nasıl olsa. O yüzden bir önemi yok ya zaten."

"Jaehyun, ben özür dilerim..."

Genç olan duyduklarını idrak etmeyen çalıştı.

Taeyong özür mü dilemişti?

"Size, sana zarar verdiğim için çok özür dilerim. Umarım beni bir kez daha affedebilirsin..."

Jaehyun 7 yıldır Taeyong ile birlikteydi ve özür dilemesi gereken yüzlerce şey yapmış olmasına rağmen ilk defa onun özür dilediğini duyuyordu.

Bu onun gibi biri için büyük bir gelişmeydi.

Hem de çok çok büyük...










mad life « nct ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin