"Diyorum ki, birlikte bir tatile mi gitsek? Kötü bir dönemden geçtik, hepimize iyi geleceğini düşünüyorum."
Taeyong çatalın ucundaki eti ağzına atarken ekledi sessiz masaya.
Jaehyun hiç tepki vermeden yemeğini yemeye devam ederken Sicheng ne alaka der gibi ona bakıyordu.
"Bence güzel olabilir."
Yuta kolunu Çinli olanın omzuna atarken katıldı ona.
"Mesela Tayland'a gidebiliriz. Johnny çok güzel otellere sahip, hem güvenli de olur. Ne dersiniz?"
"Bana fark etmez."
Jaehyun umursamaz bir şekilde omzumu silkti.
Hastaneden çıkalı 2 hafta oluyordu
ve o zamandan bu yana Taeyong ile olabildiğince az konuşuyor gününü daha çok Sicheng ile geçiriyordu."O zaman Johnny 'i arayayım, biletleri falan ayarlasın."
"Johnny de yönetici değil miydi?"
Sicheng masumane bir şekilde sordu.
"Yardımcılarımdan biri diyelim. Benden sonra yetkisi en yüksek olan o ve Jaemin tabi."
Jaemin'in adını duyunca Jaehyun heyecanlanmıştı.
"Jaemin ve Jeno'yu da çağırsana, kalabalık daha eğlenceli olur."
Jaehyun günler sonra ilk kez bir şeylere istek duyuyor ve Taeyong ile kendi isteği ile konuşmuştu.
"Sen nasıl istersen canım."
Masanın üzerinden uzanıp Jaehyun'un elini kavradı.
"Öyleyse size afiyet olsun, ben birkaç telefon görüşmesi yapacağım."
Taeyong sırayla hepsinin yanağına bir öpücük bırakıp masadan ayrılmıştı.
"Nerden çıktı bu tatil fikri bir anda?"
"Bizi yatağa atmak istiyor."
Yuta, edepsiz bir gülümseme ile Sicheng'i cevapladı.
"Bunu isteyince yapıyor zaten, tatile ne gerek var?"
"Jaehyun ile konuşmuyorlar Sicheng
ne yapmasını bekliyorsun?""Tatile gidince bir şey değişmeyecek."
Jaehyun, Yuta'ya ters ters baktı.
"Taeyong değiştirmek isterse değiştirir Jaehyunie, bunu sen benden iyi bilirsin."
Jaehyun, çatalını sert bir şekilde tabağa bırakarak masadan kalkmıştı.
Taeyong'a karşı bu kadar güçsüz ve savunmasız görünüyor olduğu gerçeği can sıkıcı bir şeydi.Taeyong'a hayatını hiçe sayacak kadar aşık olsa da bunu herkesin bildiği gerçeği hoş değildi elbette.
Sigarasını yakarak terasa geçtiğinde Taeyong ile karşılaşmayı beklemiyordu. Normalde hiç çıkmazdı, odasında olduğunu düşündüğü için buraya gelmişti Jaehyun. Bulanık kafasının temiz havaya ihtiyacı vardı.
"Ah, sen miydin?"
Taeyong da şaşırmış gibi görünüyordu.
"Ben odama geçerim sen otur."
Jaehyun, arkasını dönmüştü ki Taeyong'un sesiyle durdu.
"Jaehyun, gitmesen..."
"Neden gitmeyeyim ki?"
Taeyong, yanına gelmiş tam karşısında duruyordu. Elindeki sigarayı alıp usulca kendi dudaklarına yerleştirdi.
"Çünkü sana ihtiyacım var."
Derince çektiği dumanı Jaehyun'un yüzüne üflerken ekledi.
"Çünkü sen Jaehyunsun, benim sevgilim..."
Jaehyun, duydukları ile olduğu yerde kalakalmıştı.
•••
Jaehyun kalktıktan sonra masada yalnız başımıza kalmıştık. Ben yemeğimden son lokmalarımı alırken Yuta çoktan bitirmiş, Jaehyun'un kalkıp gitmesi hakkında söyleniyordu.
"Bu gece sevişeceklerine her türlü iddiaya varırım. Taeyong, kafasına koyduysa yapar."
Çiğnendiğim şeyi yutarken ona döndüm.
"Jaehyun, istemiyor işte zorla mı yapacak?"
Yuta sesli bir şekilde güldü.
"Jaehyun mu? Bahse varırım öpüşmeye başlamışlardır bile!"
"Öyle olsa Taeyong seni de
çağırmaz mı?"Yuta beni dikkatlice süzerken konuştu.
"Biz daha dün seviştik Sicheng, Jaehyun'u ikna ettiyse aklına bile gelmeyiz emin ol."
Ben sadece omuzlarımı silkerken o yanıma gelmiş elini omzuma atmıştı.
"Hadi gel! Odama gidelim, film falan izleriz."
Ciddi misin der gibi birkaç saniye ona baktım.
"Ne filmi ya?"
"Hadi Sicheng, canım sıkılıyor ve çok yalnızım. Gel işte."
Yani, yapacağım bir şey yoktu zaten ama her ne kadar artık bana karşı gayet iyi olsa da Yuta ile vakit geçirmek bana hali garip geliyordu.
"Pekala, izleyelim bakalım."
Dediğiniz yaparak masadan kalktım ve Yuta'nın peşinden odasına girdim.
Içmemiz için bir şeyler hazırlarken ben de onu izliyordum sessizce.
Aslında çekici biriydi Yuta. Farklı bir tarzı vardı. Bilmiyorum Japon olduğundan mı bana öyle geliyordu yoksa gerçekten öyle miydi ama kötü tarafta olan ama aslında en güçlü ve yakışıklı olan anime karakterleri gibiydi. Taeyong'un Jaehyun'a bu kadar düşkün olduğu halde Yuta'yı da bırakmamış olmasına şaşmamalıydı. Nitekim ikisi de birbirinden güzel ve çekici insanlardı. Kim olsa Taeyong'un yaptığını yapardı.
"Istersen daha yakından da bakabilirsin."
Yuta muzip bir şekilde gülümseyerek seslendiğinde hala onu izlediğimin farkında değildim.
"Dalmışım...Pardon."
"Sorun değil, sadece şaşırdım."
Yanıma gelerek yorganı üzerimize çekmiş ve filmi başlamıştı.
Televizyon tam yatağının karşısında olduğundan yatakta izliyorduk ve Yuta ile ilk defa kendi isteğimle aynı yatakta olduğum gerçeği benim için de yeni bir şeydi."Yuta bunun film olduğuna emin miyiz? Bunlara porno deniyor."
Geçen yarım saatin sonunda nihayet kendimi tutamamıştım. Filmin ilk dakikasından itibaren herkes sevisiyordu.
"Taeyong ile izleriz diye hepsi bu tarz, onunla da oturup Barbie izleyecek halim yok ya Çinli."
"Barbie'yi tercih ederim."
"Onu da izleriz bir gün."
Bu dediğine sesli bir şekilde kahkaha atmıştım.
"Seni Barbie izlerken hayal edemiyorum..."
"Beni hayal ediyor musun ki?"
Yuta filmi durdurup vücudunu tamamen bana çevirdi.
"Onu kast etmemiştim..."
Bakışlarının derinliği altında gerilmiştim.
"Filmi beğenmediysen daha eğlenceli bir şeyler yapabiliriz."
Ben saf gibi atlarken hemen neyi kast ettiğini henüz anlamamıştım.
Nitekim eğlence anlayışımızın bu kadar farklı olabileceği aklıma gelmemişti.
"Kesinlikle!"
Filmi kapatıp bana döndü.
"Kendi filmimizi çekelim öyleyse?"
Vücudumu tek hamlede altına
alırken mırıldanmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
mad life « nct ✓
Fanfictionnct mafia fiction | +18 | suç | psikolojik | threesome ! Dong Sicheng Mad Life isimli yeraltı çetesinin eline düşmüştü... Ve bu çete Jaehyun ve Yuta adında iki sevgilisiyle birlikte Taeyong tarafından yönetilmekteydi. DF: 03.05.23