"Birkaç saat sonra Taeyong 'dan, Mad Life denen o adi çeteden, SRB'den, Çinli'den, Winwin'den, Yuta'dan kurtulmuş olacağız."Yuta, Sicheng 'in yeni boyanmış sarı saçlarına ufak bir öpücük bırakıp devam etti.
"Bu gemi kalktığında yalnızca sen ve ben olacağız Sicheng.
Tüm geçmişi, tüm kötü anıları ve insanları geride bırakmış olacağız."Sicheng, gözleri dolu bir şekilde Yuta'ya bakıyordu.
Hala inanamıyordu olanlara.
Sahi kurtulabilmişler miydi?
Mad life 'dan ancak ölü bedeninin çıkacağını söyleyen Yuta'nın kendisiyken şimdi onun elini sıkıca tutmuş, nereye gideceğini bile bilmediği bir geminin güvertesinde hareket etmesini bekliyor, Jaehyun'a kızdığı şeyi bizzat kendisi yapıyor, geldiği, büyüdüğü yere ihanet ediyordu.
"Yuta..." dedi korkarak. Yuta, gözlerinin içine bakıyordu.
"Ya bizi bulurlarsa?"
"Kimse bizi bulamaz, Taeyong uyanmış olduğunda biz çoktan başka bir hayata ve isimlere sahip olduğumuz ülkenin sınırlarını geçmiş olacağız. Ve hayatımızın sonuna kadar Lee Taeyong'un parasını yiyebileceğimiz bir hayat."
Belki de Yuta haklıydı.
Taeyong onları bulamazsa, SRB'de bulamazdı. Hem belki de çoktan öldüğünü düşünüyorlardı. Sonuçta bu görev bir intiharla eşdeğerdi."Daha önce hiç bu kadar özgür hissetmemiştim biliyor musun?"
Her ne kadar Sicheng öyle hissediyor olsa da tam olarak değildi. Çünkü Yuta, Sicheng 'in tamamen ona ait olduğunu düşünüyordu. Fakat şimdilik sevgilisini korkutmaya gerek yoktu. Sonuçta bunları başbaşa tartışabilecekleri uzun bir hayat bekliyordu onları.
Kolundaki saate baktı Yuta, hesaplarına göre Taeyong ve diğerleri şu an uyanmış olmalılardı. Sicheng gereksiz yere endişelenmesin diye daha saatler olduğunu söylese de Taeyong şu an uyanmış ve muazzam bir öfkeyle her yerde onları arıyor, adeta ateş püskürüyordu.
Hala onu herkesten iyi tanıyordu Yuta, ve bu yüzünde buruk bir gülümsemeye sebep oldu.
Çünkü Taeyong bunu hiçbir zaman fark etmemişti.
Gözleri her zaman Yuta'yı göremeyecek kadar Jaehyun'un üzerindeydi...
"Ben bir tuvalete gidip geleceğim."
Sicheng, ayaklanmıştı.
"Çabuk git gel."
Sicheng kafasını sallayıp ondan uzaklaşırken Yuta, Mad Life'ı Taeyong ile kurduğu ilk günü hatırlıyordu.
Ikiside çocuktu henüz...
Taeyong, ülkenin en önde gelen iş adamlarından birinin gizli sevgilisiydi. Ve şu an olduğundan çok çok daha fazla şeytani bir zekaya sahipti.
Efendi'nin ona olan takıntısını kullanarak sıfırdan en zirveye yer altı dünyasının en acımasız, en büyük mafyalarından birini kurmuştu.
O zamanlar yanında olan tek kişi Yuta'ydı. Birlikte başarmışlardı her şeyi.
Yuta'ya, silah kullanmayı öğreten Taeyong'du mesela. Şimdiyse onun öğrettiği, onun verdiği silahı ona doğrultmuştu Yuta.Fakat Taeyong zeki olduğu kadar da açgözlü bir adamdı.
Nitekim sonunu da bu getirmişti.
Ya da Yuta o ana kadar öyle sanıyordu.
Bu sırada Sicheng tuvalete gitmiş, elini yıkıyordu.Birden ensesinde metalin soğukluğunu hissetti. Korkuyla kafasını kaldırıp aynadaki yansımaya baktı.
Taeyong, yüzünde korkunç bir gülümseme ve ensesine dayanmış bir namluyla tam arkasındaydı.
Nefesi Sicheng 'in boynuna değecek kadar yakındı. Sicheng iliklerine kadar korkuyu hissetti.
Bu nasıl olabilirdi, Yuta uyanmasına saattler olduğunu söylemişti...
"Neden ölüm meleğini görmüş gibi bakıyorsun sevgilim?"
Boşta ki eliyle Sicheng'in bileğini sıkıca kavrarken ekledi.
"Yoksa zaten öyle mi?"
Korkunç bir kahkaha yükseldi dudaklarından.
"Niye sesin çıkmıyor? Yuta seni becerirken mi kısıldı yoksa?"
Sicheng, duyduğu cümleyle neredeyse olduğu yere yığılacaktı.
Yuta'da mı bu işin içindeydi?
Yoksa bu Taeyong 'un onun sonunu getirmek için kurduğu ve başrolünün Yuta olduğu korkunç bir infaz mıydı?Taeyong, aklından geçenleri okumuş gibi cevapladı onu.
"Korkma, hain sevgilin şu an senin bir daha asla göremeyeceğin bir hücreye götürüldü bile Çinli. Seni sevdiğini düşünerek hayatının hatasını yaptı, fakat kabul ediyorum bunda biraz suçluluk payım var... Onu yeterince becermediğim için sana aşık olduğunu sanmaya başladı ama beni bilirsin, bunun bir cezası olmalı öyle değil mi?"
Silahı Sicheng 'in omzuna indirip
tetiği çekti."Seni öldürüp cesedini onun gözleri önünde köpeklere mi yedirsem yoksa keseceğim parmaklarından bir kolye yapıp ona armağan mı etsem?"
Ve silahı ateşledi.
Genç olan acıyla bağırdı.
"Tüh, sarı saçların da fazlaca yakışmıştı. Yazık olacak..."
Silahı az önce ateş ettiği yere bastırarak genç olanın acıdan çığlık atmasını sağladı.
"Neyseki gemide kimsecikler kalmadı."
Sicheng yavaşça yere yığıldı.
"Hatırlıyor musun Çinli, bana hiçbir zaman benim olmayacağını söylemiştin.
Diyorum ki, acaba seni öldürmeden önce bir süreliğine yatağımı süslemene mi izin versem? Jaehyun buna çok sevinecektir hem. Herkes gibi o da seni sevimli buluyor 'küçüğüm'..."Gözlerinin önü karıncalanmaya başlamıştı genç olanın.
"Aaa! Yuta öyle sesleniyordu değil mi? Pekâlâ, öyleyse sana uzun ve acılı bir ölüm yaşatırken ona seyirci olma şansını verebilirim sanırım...
Mesela 'benim masamda, benim insanlarımın' ve o çok sevdiğin Yuta'nın gözleri önünde sana kime ait olduğunu hatırlatabilirim ama sen şimdi bunları düşünmekle yorma kendini, malum yaralandın, kan kaybediyorsun ve ölümü bile göze alacak kadar nefret ettiğin benden başka seni kurtaracak kimsecikler yok... Eh, bu aptalca düşünülmüş ihanetinizden sonra ben seni kurtarır mıyım?"Genç olanın gözleri daha fazla kan kaybına dayanamayarak kapandı.
Taeyong gözünü bile kırpmadan onun haraketsiz kalmasını izliyordu.
"Ya da senin gibi bir sürtüğün hak ettiği gibi değersiz bir şekilde ölmene izin veririm."
Sicheng 'in kanı tuvaletin zeminine iyice yayılmıştı.
Taeyong, eğilerek yerdeki bedeni kucağına aldı.
"Fakat değersiz sürtüklere hak ettiklerinden fazla değer vermek gibi kötü bir huyum var ne yazık ki..."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
mad life « nct ✓
Fanfictionnct mafia fiction | +18 | suç | psikolojik | threesome ! Dong Sicheng Mad Life isimli yeraltı çetesinin eline düşmüştü... Ve bu çete Jaehyun ve Yuta adında iki sevgilisiyle birlikte Taeyong tarafından yönetilmekteydi. DF: 03.05.23