Bölüm -34-

100 11 0
                                    

Binaya girdiğimde bana çevrilen bakışları umursamadan yukarı çıktım. Joseph'ın odasının önüne geldiğimde kapıyı çalmadan içeri dalmamın başka yerde olsa hoş karşılanacağını sanmıyorum ama burada sesleri çıkmamıştı.

"İşte buradasın." Arkamdan kapıyı kapatmadan geçip masanın önündeki tekli koltuğa oturdum "Ee, ne yapıyoruz?" Bir şey demeden telefonda bir tuşa basıp kulağına götürdü ve "İçeri gel." dedikten sonra kapattı. 1 dakika sonra kapı çalındı ve içeri Nate girdi. Bana çok kısa bir süre baktıktan sonra Joseph'a döndü "Evet efendim?"

"Annabell, bu Nate. İkiniz beraber çalışacaksınız." Nate'e döndü "Gözünü üstünden ayırma." Dosyalarına geri döndü "Şimdi gidin." Odadan çıktığımızda Nate'e dönüp "Ne yapıyoruz?" dedim.

"Her zaman yaptığımızı. İnsan avlıyoruz." Etrafımızda kimse olmadığını anlayınca merdivenlerde Nate'i durdurdum ve bir basamak daha inip tam önünde durdum "Yapamam."

"Ben de bayılmıyorum. Bak, oyun oynayacaksak inandırıcı olmak zorunda. Onun yanında olduğuna inanmalı." Bir şey demediğimi görünce omzumu güven verircesine sıktı "Başlarda zor gelecek ama alışmak zorundasın. Sen inanmazsan kimse inanmaz."

"Sen öyle mi yaptın?" Merdivenlerden inmeye devam edince peşinden gitmeye başladım "Evet. Ve senin şanslı yanın şu; yanında ben varım. Sana destek olabilirim. Benim yanımda kimse yoktu."

"Senin de bizden olduğunu öğrendiğimde yaşadığım şoku hayal bile edemezsin."

"Ben de öyle. Annabell diye birinden söz ediyorlardı ama onun sen olduğu aklımın ucundan bile geçmedi."

"Hakkını vermeliyim, hiç çaktırmıyordun."

Gireceğimiz odanın camdan olan kapısını açmadan önce bana dönüp güldü "Evet, sen de fena sayılmazdın." Oda tamamen bilgisayar doluydu. Herkes bir koşuşturma peşindeydi.

"Burası, diğerlerini takip ettiğimiz yer." Diğerlerinden kastının bizim gibiler olduğu aşikardı.

"Evet, orasını anladım." Nate bilgisayar başındaki kızlardan birine doğru eğilip bilgisayara odaklandı "Hareketlilik var mı?"

"Hayır." Nate tam doğrulacakken "Bekle bir saniye." dedi. Bilgisayara bir dakika daha baktıktan sonra bize döndü "Birini bulduk."

"Nerede?"

"Konumu telefonuna gönderiyorum." Nate hızla kapıya yönelirken bana "Hadi." dediğinde peşinden koşar adım gittim. Binanın önündeki Mercedes'e biner binmez gaza bastı. Gittikçe hızlanırken gerilmeden edemedim "Biliyor musun Nate, hızı severim ama bu kadarını değil."

"Hızlı olmazsak elimizden kaçacak."

"Daha yavaş git o zaman."

Uyarıcı bir sesle "Annabell.." dediğinde "Tamam." diyerek sustum. Evin önüne park edip verandadan içeri girdiğimizde bir araba bizim arabamızın arkasına park etti. Nate bir el hareketiyle onlara beklemelerini işaret ettikten sonra kapıyı çaldı "Bay Butler?" Bir süre bekledik ama ses gelmedi. Nate tekrar zile basarak "Evde olduğunuzu biliyoruz Bay Butler. Kapıyı açın lütfen." Nate'in cümlesi biter bitmez patlayan silah sesiyle ikimiz de eğildik. Ben olayın şokuyla kendime gelmeye çalışırken Nate "Kaçıyor!" Diye bağırdı ve adamın arkasından koşmaya başladı. Ben de arkasından koşarken arabadan inen adamlara "Diğer yoldan önüne kesin!" derken yavaşlamasıyla ona yetiştim. Nefes nefese koşmaya devam ederken "Bana bıraksan olmaz mı?" dedim. Sesim yalvarır gibi çıkmıştı.

"Sana bırakmam için önce yakalamamız gerek."

Nate hızını artırdığında ben de artırdım. Aramızda fazla mesafe yoktu. Tek istediğim diğerleri önünü kesmeden yakalayıp konuşabilmekti. Ve öyle de oldu. Adam en sonunda çıkmaz bir sokağa saptı. Hemen arkasından biz de girdiğimizde çıkışı olmadığını anladı ve bize dönüp silahı doğrulttu. Nate ellerini havaya kaldırarak "Hey, sakin ol dostum." dediğinde kendimi Criminal Minds'da gibi hissettim. Adam alaycı bir şekilde güldü "Sakin olmak mı? Sen benimle dalga mı geçiyorsun! Peşime düştüğünüzden beri sakin olmayı bıraktım ben." Bir adım öne attığımda adam silahı benim yüzüme doğrulttu "Bir adım daha atayım deme."

Magical SecretsHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin