Üstümü değiştirip Chris'in odasına daldığımda ceketini giyiyordu "Ben hazırım."
"Nereye gidiyorsun?"
"Ne demek nereye gidiyorsun? Seninle geliyorum."
"Hayır gelmiyorsun."
"Bir kere de karşı çıkmasan olmaz mı?"
"Neden her seferinde bu tartışmayı yapmak zorundayız? Gelmiyorsun." Aramızdaki mesafeyi kapatıp elini yanağıma koydu ve baş parmağıyla yanağımı okşadı "Gelmek istemeni anlıyorum ama sen de beni anla. Tehlikede olmanı istemiyorum."
"Sadece konuşacaksınız. Ne kadar tehlikeli olabilir ki?"
Kaşları hafifçe çatıldı "Bu tarz bir konuşma daha önce yapmıştık sanırım." Gözlerimi kaçırdım "Evet, yaptık."
"Konu kapanmıştır." dedikten sonra dudaklarıma bir öpücük kondurdu ve anında ortadan kayboldu.
"Ben hazırım. Hadi gidelim." Jane odaya girip Chris'i göremeyince bana döndü "Chris nerede?" Kendimi yatağa bıraktım "Gitti."
"Bizsiz mi?" Omuz silktiğimde o da kendini benim yanıma attı "Erkek egemenliğinden nefret ediyorum."
Chris'in Ağzından
"Gelmeyecekler. Oyuna geldik."
Ayağımla toprağı eşelemeye devam ettim "Gelecekler."
"20 dakikadır bekliyoruz Chris. Hem geleceklerinden nasıl bu kadar emin olabiliyorsun?"
Siyah mercedesi gördüğümde "Geldiler." dedim.
"Gerçekten eminmişsin." Araba tam önümde durduğunda Kyle da yanımdaki yerini almıştı. Şu anda olanlar aynı film sahnesindekiler gibiydi. Takım elbiseli adamların arabadan inişi, içlerinden birinin arka kapıyı açması ve en son patronun inişi.. Tek fark Joseph'ın filmlerdeki kötü adamlardan daha yakışıklı ve genç olmasıydı sanırım. Arabanın önüne gelip karşımızda durduğunda soğuk bir sesle "Neden burdayız?" dedim. O ise gülümsemesini korudu "Sana da merhaba Chris. Yoksa Larissa seni yetiştirirken insanlara karşı kibar olmayı öğretmedi mi?"
"Buraya kibar olmaya gelmedik Joseph. Ne istiyorsun?"
"Ne istediğim çok açık değil mi? Yeğenimi."
Güldüm "Ve onu sana öylece vereceğiz değil mi?"
"Larissa'ı geri istiyorsunuz." Tekrar güldü "Aptal değilim çocuklar. Ama siz Larissa'yla John'u takas edeceğimi düşünecek kadar aptal olmalısınız."
"Madem takası kabul etmiyorsun neden buradasın?"
Omuz silkti "John'u almaya." Ağzımı açıp bizimle dalga geçtiğini söyleyecektim ki Joseph "Onu bana vereceksiniz çünkü Larissa'yı bırakıyorum."
"Ne?" Kyle'la ikimizin aynı anda davranması onu sadece güldürmüştü.
"Ne zırvalıyorsun sen?"
"İstediğiniz bu değil mi zaten? Larissa'ı geri istemiyor musunuz?"
"Açık ol Joseph. Amacın ne?"
Yine omuz silkti "Sadece kızımı geri istiyorum ve annesini tutarak onu geri alamayacağıma karar verdim."
"Kızın mı?" Ben parçaları yerine oturturken Kyle hala anlamamışa benziyordu "Kızım mı dedin?"
Alaycı bir şekilde gülmeye başladı "Ah, bilmiyordunuz. Annabell.."
"Senin kızın." diyerek onu tamamladım "Bu yüzden Larissa'yı hala tutuyorsun."
"O da nedenlerinden biri tabi."
"Kızına sahip çıkmak için bu kadar yıl beklemen ne hoş."
Gülümsemesi yüzünde soldu "Beklemedim. Bir kızım olduğunu bildiğim halde bekleyeceğimi aklın alıyor mu senin!" Bir adım yaklaştı "Siz laboratuarıma girip diğerlerini kurtarana kadar bir fikrim yoktu. Larissa'nın benden sakladığı tek şeyin sizin yeriniz olmadığını biliyordum ama bu, kızımı benden saklaması, inanılır gibi değil."
Ağzımı açıp aklımda yığın haline gelmiş sorulardan birini seçip soracaktım ki "Her neyse." diyerek konuşmama fırsat vermedi "Larissa'ı vereceğim. Karşılığında John'u alacağımı söylememe gerek yok." Arkasını dönüp arabasına doğru ilerledi ve kapısını açtıktan sonra tekrar bize döndü "Yakında görüşeceğiz çocuklar."
************
Kyle "Ne yapacağız?" dediğinde öne eğilip dirseklerimi dizlerime koydum eve yüzümü ellerimin arasına aldım "Bilmiyorum."
"Bokun içindeyiz dostum. Annabell'e Joseph'ın kızı olduğunu nasıl söyleriz ki?"
Başımı kaldırıp karşımda dalgalanan denize baktım "Söylemeyeceğiz."
"Aklını mı kaçırdın sen!" Derin bir nefes aldıktan sonra denize baktı. Ardından bana döndü "Bu saklayabileceğin bir şey değil."
"Söyleyebileceğim bir şey de değil." Bakışlarımı denizden alıp ona çevirdim "Öğrendiğindeki tepkisini hayal edebiliyor musun? Yıkılacak."
"Sonradan öğrenirse daha da kötü olacak." Başımı iki yana sallarken Kyle devam etti "Senin bilip ona söylemediğini öğrendiğinde ne olacak peki? O senin sevgilin Chris, ona yalan söyleyemezsin."
"Hiçbir şey söylemezsem yalan olmaz değil mi?"
Kafasını arkaya yatırıp gökyüzüne bakıp iç geçirdi "Ne söylersem söyleyeyim bildiğini okuyacaksın. O yüzden.." Birden oturduğumuz banktan kalkıp tepemde dikildi "Eve gidelim. Kızlar merak etmiştir."
***************
Annabell'in Ağzından.
"Oturacak mısın artık?!" Elimi saçlarımdan geçirip Jane'e baktım "Ne zaman haber verecekler?"
"Oradan bakınca medyuma mı benziyorum? Nereden bilirim?"
"Kızlar, kızlar--" Başımı çevirip koltuğa yayılmış Max'e baktım "Sakin olun. Ortamı gerdiğiniz yetmiyormuş gibi beni de geriyorsunuz."
"Gergin olman gereken bir andayız Max."
Volta atmaya tekrar başladığım sırada ufak bir sesle arkamı dönmemle Chris'le Kyle'ı görmem bir oldu.
"Buna asla alışamayacağım." Max'i duymazdan gelip Chris'e yaklaştım "Ne oldu?"
"Konuştuk ve.." Nefesini verdi "Larissa'ı bırakacağını söyledi."
"Ne?" Jane sevinçle Kyle ve Max'e sarılırken ben hala anlamaya çalışıyordum "Ne dediğinin farkında mısın? Öylece bırakacak mı?"
Başıyla onayladı "Öylece bırakacak."
"O kadar tuttuktan sonra neden şimdi? Bir sebebi olmalı."
Chris omzunu silkip "Belki de sıkılmıştır. Bir nedeni olduğunu sanmıyorum." derken Kyle'ın odadan çıktığını gördüm. Jane'in sevinç nidalarından bıkmış olmalı.
"Annen geri geliyor ve sen hala sevinmedin." Başımı inanamıyormuş gibi iki yana salladıktan sonra gülerek Chris'in boynuna atladım "Teşekkür ederim." Elleri belimi kavrarken geri çekilip dudaklarına yükseldim. Küçük bir öpücük kondurup geri çekildiğimde sadece gülümsüyordu.
"Kızımın bir sevgilisi olduğunu bilmiyordum." Duyduğum sesle başımı arkaya çevirip annemin yorgun ama gülümseyen yüzüne baktım "Özellikle de o sevgilinin Chris olduğunu."
Gülerek "Anne." dediğimde yüzündeki gülümseme daha da genişledi ve çok az hatırladığım o eski sevecen ifadesi yerini aldı "Merhaba tatlım."Pekala, olaylar biraz hızlı gelişiyor artık. Hızlandırmam gerekiyordu çünkü ben bile sıkılmaya başladım artık :D Diğer bölümde zaman aşımıyla daha da hızlandıracağım olayları. Size iyi okumalar uzun uzun yorumlar istiyorum ona göre :D
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Magical Secrets
Paranormal12 yıl önce annesi tarafından teyzesine bırakılan Annabell sakin bir şekilde hayatına devam etmektedir. Ta ki kafasının içinde konuşmaya başlayan kişiyi duyana kadar. Git gide delirmeye başladığını düşündüğü anda aslında hiç de sandığı gibi biri olm...