kırk bir

1K 56 28
                                    

🎶 Emir Can İğrek & Kurtalan Ekspres - Yerin Altındayım

🎶 Yüzyüzeyken Konuşuruz - Sandal

🎶 Taylor Swift - Willow

🎸

"Çağan detone olmam, değil mi?" Bir destek almak istercesine endişeli bakışlarımla Çağan'a bakarken hafifçe eğilip boylarımızı eşitledi. Yüzümü avuçları arasına aldığında küçükken benim sokak kedilerini severken sevdiğim gibi yanağımı okşadı.

"Güzelim bu senin sahneye ilk çıkışın değil ki." Kahküllerimi kaldırıp alnıma bir öpücük bıraktı. "Ben sana güveniyorum, sen yaparsın. Ben olmasam da sen hepsinin üstesinden gelebilirsin."

Başımı iki yana salladım, yanaklarımı tutan bileklerine parmaklarımı sardım. "Sen olmasan ben hiçbir şeyin üstesinden gelemezdim, böyle söyleme." Vücuduma giren krampı yok saymaya çalışarak iç çektim. "Oradan da çıkamazdım, Pırıl da olamazdım."

Çağan başımı göğsüne çektiğinde sanki 15 yaşında büyümek zorunda kalan Pırıl'a sarılıyormuş gibi sıkıca sarıldım. Onun da kolları hiç gitmeyecekmişcesine bedenimi sımsıkı sardı. O an aklıma daha önce gördüğüm sarılma anatomisi geldi. İki kişi sarıldığında, her ikisinin de kalbi diğerinin boşta kalan kısmını dolduruyor, kalpler anatomide birleşiyordu.

Ruhsal olarak bizim birleşikti kalplerimiz, fiziksel olarak ise böyle birleşiyordu.

Güvende hissettiğim kolların arasından çıkmak zorunda kaldığım için dudaklarımı büzerek geri çekildim. Çağan sinirli hâlime gülüp yanağıma bir öpücük bıraktı. İşini de biliyordu zalımın oğlu.

Boydan boya tel led ışıklarla ve yapay yapraklarla estetik bir görünüm kazandırılan sahneye doğru adımladığımız sırada kafede olan müşteriler kendi halinde konuşuyorlardı. Dudaklarımı ısırıp sandalyeye, Çağan'ın önündeki sandalyeye, oturdum. Birkaç bakış meraklı gözlerle bizi izliyordu.

Barış elindeki iki su şişesiyle yanımıza geldiğinde aldığım şişeden sakinleşmek adına birkaç yudum alıp sandalyenin kenarına bıraktım. Ardından Barış, Çağan'la yumruk tokuşturdu. Bana da hafifçe gülümseyerek göz kırpıp servisine devam etti.

Sandalyeye iyice yerleştim, kendimi hep şarkı söylediğim yürüyüş yolunda hayal ettim. Orada nasıl hissettiğim gibi davranabiliyorsam burada da davranabilirdim. Orada nasıl beni yargılayacak insanlar yoksa burada yoktu. Hem Çağan bana güveniyordu. Bu belki başkası için alelade bir söz olabilirdi ama benim için öyle değildi. Birine güvenmek nasıl zor bir şeyse, birinin bana güvenmesi bana göre zor bir şeydi ve Çağan kendinden emin bir şekilde bana güveniyorsa güvenini boşa çıkaramazdım.

Çağan yavaş ve küçük hareketlerle gitarın sesleri sessiz kafede yankılanmaya başladı.

"I'm like the water when your ship rolled in that night.
Rough on the surface but you cut through like a knife.
And if it was an open-shut case.
I never would've known from that look on your face.
Lost in your current like a priceless wine.
The more that you say,
The less I know.
Wherever you stray.
I follow.
I'm begging for you to take my hand.
Wreck my plans.
That's my man."

Hiç nefes almadan söylediğim sözlerden sonra göğsümü delip geçmeye çalışan kalbimin atışları eşliğinde ciğerlerime bir hava daha doldurdum.

müzisyen•texting ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin