kırk yedi

770 52 52
                                    

🎶Ayça Özefe - Başka Dünyaya

🎶 Karamel Makiyato - Güzel Kızım

🎶 Rei - Şehir Lambaları

🎸

"Uyuyalım mı bebeğim?" Sırtımı sıvazlayarak sorduğu soruya belli belirsiz başımı salladığımda bir elini sırtımdan birkaç saniyeliğine çekip üzerinde oturduğumuz yatağın nevresimini kaldırdı. Kucağında olduğum için kolaylıkla beni yatağa yatırmış, kendisi de yanıma uzanmıştı.

Karanlık odada öylece birbirimizin nefes alışveriş sesleri duyulurken çekingen bir tavırla bir kolunu belime dolayıp beni göğsüne çekti. Kulağımın altında atan kalbi benim kalbim kadar hızlıydı. Saçlarımda gezinen parmakları ise küçükken annemin okula gitmeden önce taraması kadar nazikti.

"Ben gittikten sonra ne oldu?" dedim çenemi göğsüne koyup göz göze gelmemizi sağlarken. Önüme düşen kaküllerimi çekmek için parmaklarını uzattığından gözlerim usulca kapandı. Saçlarımı geriye aldığı birkaç saniyede dokunuşlarını yüzümde hissetmek çok huzur vericiydi.

"Gecenin bu saatinde bunları kafana takma güzelim, ne yapacaksın sen ne olduğunu?" dedi tatlı bir sitemle, buruk bir şekilde gülümsedim. Sadece baba olacak bir adamın, yeğeni sayılan genç kıza fiziksel ve psikolojik şiddet uyguladıktan sonra nasıl olduğuna bakmak için çalıştığı yere hangi yüzle geldiğini merak ediyordum.

"Haklısın." deyip Çağan'a biraz daha yanaştım ve kollarımda sıkı sıkı beline sarıldım. Sarılmama anında karşılık vermiş, saçlarımın arasına dudaklarını bastırmıştı. Yüzüm hâlâ göğsündeyken bir avcumu yukarı doğru çıkarıp yanağına yasladım. Avcumun içine dudaklarını bastırmış, sonra tekrar yanağını yaslamıştı.

Gecenin karanlığı ve ilerleyen saatlerinde ikimiz de uyumuyor ancak konuşmuyorduk da. Fakat onunla konuşmak kadar, konuşmamakta hoşuma gidiyordu çünkü onun sessizliği bile çoğu insanla konuşmaktan daha güzeldi.

"Çağan." dediğimde belime kaydırdığı eliyle belimi okşarken, "Efendim yavrum." dedi. Dirseğimden destek alıp yükselip yüzüne bakarken alnına düşen saç tutamlarıyla oynuyordum. "Kapıların bana hep açık olsun, olur mu?" Bakışları yumuşadı, rengini bilmediğim gözleri bana her duyguyu tattırdı. "Çünkü ben bir gün paspasın altında anahtar bulamamaktan çok korkuyorum. Kapıların açık olursa benim anahtar almama da gerek kalmaz."

Alnıma tüm vücudumu titretecek bir öpücük bıraktı. Kollarımı boynuna dolamak için eğilince üzerine çıkmış gibi oldum, utanarak geri çekildim ve tekrar yüzümü göğsüne gömdüm. Bir kolu belimi sararken diğer koluyla komodinin üzerinden varlığını yeni fark ettiğim bir şeyi aldı. Parmak uçları yanağımı okşamaya başlamıştı. Elindeki şeyi karnının üzerine koyup üzerindeki tuşa bastı ve aniden tavanda yıldız şekilli mor bir ışık belirdi.

Benim bakışlarımdan tavandaki yıldızlardan ayrılmazken, "Bunu sana aldım güzelim." dedi, sonra başka bir tuşa bastı, ışığın rengi değişti. "Bu ışıklar sönene kadar benim kapılarım sana hep açık."

Elimi kaldırıp diğer tuşlara bastım, diğer renklere baktım. Çok güzeldi. Sanki gökyüzünü tavana indirmiş de elimi uzatsam dokunacakmışım gibiydi.

"Çağan bunlar çok güzel." Elimi yıldızlara doğru kaldırınca o da kaldırdı, elini elimin üzerine koydu. Yansıyan ışık hüzmeleri birleşik ellerimizin üzerinde belirdi. Ona bakmak için başımı yana çevirdiğimde onun da beni izliyor olduğunu gördüm. Eğilip burnumun ucuna bir öpücük bıraktı, gözlerim kapandı. Havada olan ellerimizi aşağıya indirdi. Dudakları elmacık kemiklerime, yanağıma, boynuma öptü. Yüzümün öptüğü her yer sanki uyuşmuş gibiydi.

müzisyen•texting ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin