kırk

920 67 35
                                    

🎶 Ayça Özefe - Aşk Ölüyor (Cover)

🎶 Hakan Olgun ft. Yusuf Gevrek - Korkak

🎶 İkiye On Kala - Kendimi Sende Buldum

🎸

"Çağan." dedim sessizce beni uyutmak için dizlerine yatıran ama kendisi uyuyakalan sevgilime. Anlayamadığım bir şeyler mırıldanıp başının altındaki kolunu indirdi, eli saçlarıma gitti. Numara yapmadığı belliydi çünkü nefes alışverişleri yavaş ve düzenliydi. Karnıma üzerine düşmüş elini tutup okşarken tekrar fısıldadım. "Çağan."

Kalkmadığında yanaklarımı şişirip sessizce ofladım. Ben kalkıp odada uyuyabilirdim ama onu uyandırmazsam burada kalırdı ve hem benim gittiğimi sanardı hem de boynu tutulurdu.

Duvardaki saate gözüm takıldı, saat akşam 11.30'a geliyordu. Dışarda hafiften yağan yağmurun sesi geliyordu. Arada çakan şimşeklerden dolayı ürksem de yanımda Çağan vardı, bir şey olmazdı. Tabii şu an uyuyor olmasaydı.

Birkaç saat önce kurabiyeleri yerken içtiğimiz çikolatalı süt şimdi varlığını belli ederken yüzümü buruşturdum. 14 bardak kahveden sonra Çağan kahve içmeme izin vermediği ve benim yanımda da tek başına kahve içmek istemediği için çikolatalı süt içmiştik. Ancak böyle bir durumda tuvaletimin geleceğini tahmin etmiyordum.

"Çağan." Tekrar fısıldarken karnımın üzerindeki eliyle oynamaya başladım. Parmakları da çok güzeldi maşallah.

"Çağan." derken yüzünü izledim. Göz kapakları sakince kapanmış, yüzü huzurluydu. Her zaman alnına düşen saç tutamı dağılmıştı. Ne renk olduğunu hala çözemediğim gözleri uykudaydı.

"Çağan." Bu sefer vücudunu inceledim. Kolları kaslıydı ama öyle abartılacak kadar kas yoktu. Bir ara spora gittiğini söylemişti, oradan kalmış olmalıydı. Boyu fazlasıyla uzun değildi; 1.73 civarıydı. Aramızda 10 santim kadar bir fark vardı. Aslında dışardan bakıldığında dönüp tekrar bakılabilecek kadar yakışıklıydı.

Kurt bakışlım benim heyt be.

İç çekip yanaklarımın içini ısırdım. Hayır Pırıl, sakın yapma, hayır. Bak ne güzel uyuyor çocuk, ne gerek var uyandırmaya?

Çağan'ın dizlerinden kalktım, doğruldum. Yüzünü avuçlarımın arasına alıp okşadım. "Lan hain! Uyansana!"

Çağan irkilerek uyandığında düşmemek için koltuğun kenarına tutundum. Gözlerini ovalayıp burun kemerini sıktı. Sanırım ufaktan ufaktan kaçmam gereken kısımdaydık.

"Şey ben gideyim artık." Şirin olduğunu düşündüğüm şekilde gülümseyip oturduğum yerden kalktım ve yavaşça kapıya doğru yürümeye başladım.

"Güzelim?" dedi Çağan uykudan dolayı küçülmüş olan gözlerini bana çevirirken. Başımı yana eğip ellerimi arkamda birleştirdim.

"Efendim."

"Bir sorun mu var?" Başımı iki yana salladım, ona doğru ilerledim. Onun uyku mahmurluğundan yararlanıp başını yastığa koydum. Birkaç dakika önce benim üzerimde olan battaniyeyi onun üzerine örttüm. Ne olduğunu anlamayan bakışlarla beni izliyordu.

"Hayır sevgilim, neden olsun? Sen uyu böyle." Battaniyeyi kollarının altına sımsıkı sıkıştırdım. "Ben de gidip senin odanda uyuyayım."

Çağan bir şey demezken başını belli belirsiz salladı. Ben de adımlarımı salonun çıkışına yönlendirdim.

"Öpmeden mi gideceksin?"

Şaşkın bakışlarımı ona çevirdim. "Uykuluyken bile bunun derdindesin ya Çağan." derken ona ilerledim. "Tebrik ederim." Uykulu sesinin arasından keyifli bir gülüş yükseldi. Eğilip yanağına bir öpücük bıraktım. Yüz üstü uzanıp elini yastığın altına koydu. Onu bir süre izledim. Sonrasında ise onun yatağına uzanıp uyudum.

🎸

Dışardaki yağmur ve şimşek sesleri artarken zorla araladığım gözlerimi odada gezdirdim. Bu sırada bir şimşek daha odayı aydınlattı. Çok sıcak olan battaniyenin altında irkilmeden edemedim.

Karanlık tavanı izlemeye başladığımda bir şimşek daha çaktı. Telefonum salonda olduğu için saatin kaç olduğunu bilmiyordum. Yağmur sesinin ardından yine şimşek çaktı. Dışarda fırtına mı vardı acaba?

Böyle olmayacağını anladığımda battaniyeyi üzerimden kaldırıp yavaşça odadan çıktım. Salona girdim, Çağan'a baktım. En son bıraktığım şekilde uyuyordu. Masanın üstündeki telefonumun ekranından saate baktım, daha saat gece 02.30 idi.

Koltukta uyuyan Çağan'ın önünde eğilip kolundan dürttüm. "Çağan." dedim sessizce. Yanağımı kaşıdım, üzerimdeki tişörtün açık bıraktığı kollarımdan vücuduma soğuk girdiğini hissettim.

"Çağan." İşaret parmağımla yanağına dokundum. "Yanına geleyim mi? Korkuyorum, lütfen." Çağan'ın gözleri aralandı. İkidir uykusundan uyandırdığım için rahatsızdım fakat elimde olmadan korkuyordum işte.

Ofladığını duyduğumda dudaklarımı büzdüm. Rahatsız olmuştu belliydi. Kim olsa rahatsız olurdu.

Battaniyenin ucunu kaldırıp, "Gel." dediğinde çekingen bir tavırla yanına uzandım, battaniyeyi üzerimize örttü. "Ne yapacağım ben seninle?" diye fısıldadığını duydum saçlarımı okşarken. Göğsüne gömülüp kolumu beline doladım, sıkıca sarıldım.

"Bana kapıların her zaman açık olsun yeter." diyebildim sadece. Eğilip saçlarımla alnımın bitiştiği yere bir öpücük bıraktı.

"Ne zaman gelmek istersen güzelim," Belimden tutup o da bana sıkıca sarıldı. "Anahtar paspasın altında."

🎸

Ay aşk çiftim benim 🥺🥺

Arkadaşlar final partları 48. bölümde başlayacak, yani finale 8 bölüm kaldı. Finale kadar kaos mu okumak istersiniz yoksa böyle hot/soft sahneler mi? 🥵🥵

Bölümü nasıl buldunuzz? 🦋🦋

Hoş kalın, müzikle kalın.🪄

müzisyen•texting ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin