24

176 19 0
                                    

O akşam Jülide yine nöbettedir. Eylül annesine gitmiştir akşam yemeği için.

-Sen her geçen gün daha bi güzelleşiyorsun, dedi ve yanağından öptü Sevda'nın.
-Abart abart güzelleşen sensin Jülide senin yüzüne daha güzel bir gülümseme kattı
-Abartmıyorum gerçekler bunlar sultanım. Yani aşığız mutluyuz, dedi gülümseyerek.
-Böyle aşık olmamıştın daha önce
-Öyle
-Jülide kızımızı ben beğendim. Çok hanımefendi bir kız. Sana bakışı bile ayrı, senin ona bakışın zaten ayrı. Böyle şeyler nadir buluyor insanı. Kaybetmemek lazım.
-Kaybetmeyiz umarım, dedi gülümsemesi düşmüştü.
-Bir sorun mu var aranızda?
-Sorun denemez ama onun eski kız arkadaşı onun serviste yatıyor. Her gün birbirini görüyorlar bilmiyorum
-Kıskandın yani?
-Kıskanılmayacak gibi mi anne? Ona çok değer vermiş geçmişte. Karşı taraf bitirmiş ilişkiyi. Ya onun için bitmediyse ya tekrar aralarında bir şey olursa.
-Jülide ne diyor?
-Ona güvenmemi istiyor her şeyin bittiğini söylüyor ama acısını hala görüyorum.
-Aşk acısı öyle kolay geçmiyorki. Aşk ve nefret yakın duygular. Aşk bitebilir ama nefret onun yerini alır. Onu yıllar bile alamaz insanın içinden. İnsan hissiz kalmak ister unutmak ister. O nefretin küçük bir kıvılcımı izin vermez buna. Aşk bittiyse korkacak bir şey yoktur. Çünkü o nefret artık ondan geriye kalan tek şeydir ve o da aşka dönüşmez.
-Ya dönüşürse ikisi çok yakın duygular anne
-Dönüşemez kızım. Nefret çok daha kuvvetli bir duygu. Aşkın ilk hallerinde aşk nefreti ve diğer duyguları ezer geçer. Ama bir kere nefret başa geçerse aşkın tekrar başa geçmesi çok zor.
-Umarım öyledir. Eğer tersi olursa ne yaparım bilmiyorum. Korkuyorum... Ben gerçekten ona aşık oldum ve kaybetmek istemiyorum. Hayatımda onunla belli taşlar oturuyor gibi. Eğer o taşlar düşerse altında kalırım.
-Ben buradayım yavrum seni hiçbir şeyin altında bırakmam. Güzel kızım benim.

Sevda kızına sarıldı. Onun korkusunu hissediyordu. Haklıydı belki. Aşk büyük bir riskti. Kalbini kırabilir, kalbindeki tüm yaraları sarabilirdi. İyiyi düşünmek istiyordu . Jülide'ye hissettiği değişik bir güveni vardı Sevda'nın. Umarım boşa çıkmazdı.

Servis sakindi. Jülide bilgisayarın başında bir şeylere bakıyordu. Telefonu çaldı. İsmi görünce gülümseyerek açtı:

-Hayatıımm
-Bitanem
-Hayrola beni mi özledin?
-Yaniii ehh işte... Sesini duyayım dedim.
-İyi yapmışsın. Annendesin hala galiba.
-Evet daha geçmedim eve. Sen ne yaptın?
-İşler sakinledi oturuyorum biraz
-Sakinlik iyidir. Belki gelip seni rahatsız etmeliyim biraz.
-Güzel olurdu. Ama nöbetin olmadığı bir gün gelme hastaneye bence. Geç evine dinlen.
-Sen beni yanında istemiyor musun?
-Neden istemeyeyim ya senin için diyorum bitanem
-Gelmek isteyen sevgiliye gelme denmez
-Tamam gel istediğin kadar gel
-Şu anda beni resmen tiye aldın ya
-Eylül bitanem bi nefes al ver bi sen. Her dediğimi yanlış anlama lütfen.
-Ben mi yanlış anlıyorum şu an
-Eylül
-Ne var?
-Seni seviyorum
-Ben seni o kadar sevmiyorum şu an
-Birazcık gülümseme oldu mu yüzümüzde
-Belki
-Güzel, istediğin zaman istediğin saatte gel kapım sana hep açık ama ben dinlenmen taraftarıyım tamam mı?
-Tamam
-O zaman görüşürüz
-Görüşürüz (duraksadı) seni seviyorum
-Bende seni seviyorum şapşiriğim
-Tamam kapat annem bekliyor.
-Yine bu döngüye girersek çıkamayız kapat annenin yanına dön.
-Çıkart bizi bu döngüden
-Kapatırsam yüzüme kapattın deme ihtimalin yüksek ben girmem o topa
-Evet yüksek haklısın geldiler bana yine
-Estağfurullah öyle demedim ben
-Diyemezsin şu an farkındayım, dedi gülümseyerek
-Korkutuyorsun bizi ne yapalım
-Korkma korkma neyse kaçtım ben öpüldünüz
-Sizde

Jülide Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin