26

127 19 0
                                    

Kerim ve Eylül güzel bir mekana geçerler. Siparişler verilir. Eylül içkisini eline alır ama içmeden Kerim'e döner.

-Bana bir söz vermelisin
-Tabi
-Eğer sarhoş olursam bundan faydalanmayacaksın
-Öyle bir adam gibi mi duruyorum? Tanıyamadın mı beni?
-Erkeksin, hala bir şeyler hissettiğin eski sevgilinle içiyorsun.
-Birincisi bu baya cinsiyetçi bir yaklaşım. İkincisi seni her zaman seveceğim ama senin beni sevmeyeceğini anladım. Psikopat değilim yerimi biliyorum.
-Birincisi özür dilerim ikincisi teşekkürler.

Kadehlerini tokuşturdular. Bu konu üzerinden geçip eski anılardan beraber yaşadığı komik anılardan konuştular. İnsanları çekiştirdiler. Kerim Eylül'ün fena halde sarhoş olacağını ve bunu istediğini anlamıştı. Ona göre yavaş gidiyoruz. Aklı başında biri kalmalıydı. Aradan geçen 1 saat sonra Eylül 'ün kafası bulanıklaşmaya başlamıştı. Konuşması değişmiş. Karışıklaşmıştı. Kerim bunu bekliyordu.

-Seni buraya neyin getirdiğini anlatacak mısın artık?
-Iııhh... Güzel numara kandıramazsın beni
-Niye kandırayım?
-Ağzımı arıyorsun ama daha o kadar sarhoş değilim
-Bence öylesin
-Belki birazcık
-Jülide mi konu?
-O kadar belli mi?
-Ona bakışın bile ele veriyor seni
-Bunu duysaydı sevinmezdi. Gizlemek istiyor gibi bir hali var beni
-Türkiye şartlarında normal değil mi?
-Böyle yaşamak istemiyorum ben
-Nasıl yaşamak istiyorsun?
-Sevmek istiyorum özgürce ve sevilmek istiyorum. Mutlu olmak istiyorum ve uzun zamandır bu kadar mutlu olduğumu hissetmemiştim. Ama mutluluk beraberinde karmaşada getirdi.
-Uzun zamandır demek
-Alınma senle ben farklıydık
-Nasıl yani?
-Seni sevdim gerçekten ama sevgimin farklı yönde olduğunu, erkeklerden ilişki anlamında hoşlanmadığımı anlamam uzun sürdü (Kerim üzülmüştü bu duruma, hissettiği her şeyin Eylül için bir anlamı olmamıştı.) Bakma öyle bana bunun için gerçekten kötü hissediyorum ve senden özür diliyorum.
-Sorun yok, sadece yaşadığımızın senin için bir anlam ifade etmemesi üzücü
-Tamamen öyle demeyelim ama (Derin bir nefes aldı. Kafasında bir sürü şey vardı ve hangi cümle uygundu bilmiyordu. Biraz daha içti) Öyle işte.
-Neyse Jülide ne yaptı anlatmak istwr misin?
-Benden kaçıyor bir şeyler olmuş, dürüst kalmak için benden kaçıyor. Eski sevgilisiyle ilgili büyük ihtimalle. Beni terk edebilir
-Terk ederse onun için büyük bir kayıp olur
-Eski sevgilisinin yanında benim kaybım görünmez. Onu seviyor gibi
-Zannetmiyorum o kadar kötü birine benzemiyor
-Kötü diyorsun ama
-Sevmedim onu orası öyle ama sana değer veriyor gibi.
-Öyle ama bilmiyorum, onun beni terk etmesini düşünmek bile korkutucu
-Düşünme o zaman, anı yaşayan Eylül nerede? Ne zaman bu kadar düşünmeye başladın sen?
-Kıskanç tarafım böyle
-Kıskançlıktan çok korku gibi... Kaybetme korkusu. Ama hep derler bir şey seninse gitmez. Çabalamana bile gerek olmaz. Eğer o da öyleyse gelir. Gelmezse en azından erken öğrenmiş olursun.
-Öyle galiba. Bugün baya mantıklı konuşuyorsun ha
-Normalde mantıksız konuşurum tabi
-Övmeyede gelmiyorsun
-Överken görmüyorsun
-Haklısın, dedi gülerek.

Eylül içtikçe içti. Kalkıp dans etti. Yan masaya sataştı biraz. Kerim onu durdurup yerine oturdu. Bugünlük bu kadar yeterdi Eylül'e. Hesabı istedi. Eylül'e destek olarak çıkarttı mekandan. Eylül her ne kadar geri dönmek istesede durdurdu onu. Biraz daha dursa bela açacaktı başlarına. Taksiye binip Eylül'ün evine geçtiler. Taksiden indiklerinde:

-Aslında iyisin biliyor musun Kerim
-Bilmez olur muyum?
-Seni seviyorum be, diyip yanağından öptü. Kerim ve Jülide göz göze geldiler o arada.
-Kafası güzel
-Fark ettim onu, teşekkürler aradığın için, dedi Jülide. Eylül Jülide'yi görünce onu da öptü yanağından. Sarıldı
-Jülide seni özledim ben, dedi Eylül. Düşecek gibi oldu Jülide sıkıca tuttu.
-Bu deliyi sana bırakıp kaçmak tek başına uğraşmaktan daha iyi. Yukarı kadar eşlik edeyim size
-Zahmet etme ben hallederim
-Ne zahmeti

Asansöre bindiler. Eylül Jülide'nin omzuna başını koydu. Ağlamaya başladı bir anda.

-Eylül
-Beni sevmiyorsun artık değil mi?
-Olur mu öyle şey, Kerim'le göz göze geldiler. Jülide gerilmişti.
-Oluyormuş, dedi hafifçe vurarak
-Olmaz öyle şey seni seviyorum, diye kulağına fısıldadı Jülide. Eylül bir anda gülmeye başladı. Sonra Jülide' yi öpmek istedi bir anda. Jülide bunu engelledi. Kerim bakışlarını başka yöne çekti. Gerginlerdi Eylül hariç.

Beraber Eylül'ü yatağına yatırdılar. Jülide Kerim'e eşlik etti. Aralarında soğukluk vardı ama eskisi kadar değildi.

-Tek başına gidebileceğine emin misin?
-Giderim ben sen Eylül'le ilgilen
-Sen bilirsin, tekrardan teşekkürler
-Ne demek (Kerim gidecekken durdu.) Belki benim üstüme vazife değil ama Eylül'ün üzülmesini istemem. Konuş onunla kafası yerine geldiğinde. Kaçma ondan. Seni gerçekten seviyor, dedi Kerim. Jülide bu sözleri ondan beklemiyordu. Onu bir problem olarak görmüştü başta ama bazı insanlar şaşırıyordu.
-Onu üzmeyi bende istemiyorum. Halledemeyeceğimiz bir şey yok şu an merak etme sen
-Sevindim, iyi geceler
-İyi geceler.

Kapıyı kapattı Jülide. Ve yaslandı. Derin bir nefes aldı. Yaptıkları saçmalıkların sonucuydu bu. Eylül'ün yanına gitti. Yanına uzanıp ona döndü. Yüzünü okşadı. "Özür dilerim" dedi fısıltıyla. Eylül hafif gözünü araladı. Sarıldı.

-Seni seviyorum, dedi Eylül
-Bende seni seviyorum birtanem, dedi omzuna yaslandı, beraber uyudular...

Jülide Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin